Ona bir bakın translate Russian
180 parallel translation
Ona bir bakın... kararlı ve tunç rengi parlak gözler.
Посмотрите на него... крепкий, с бронзовым загаром и с ясным взором.
Umberto Chessari... ona bir bakın, beyler.
Умберто Кессари... только посмотрите на него, господа
Ona bir bakın, hayatında bir silahı bile ateşlediğine inanmazsınız.
Вид у него был такой, будто он оружия никогда и не видел.
Ama lordum... ona bir bakın!
Но посмотрите на него, господин!
Ona bir bakın, acil.
Пожалуйста, осмотрите его! Осмотреть?
Ona bir bakın!
Только посмотрите на нее!
Yalnızca ona bir bakın.
Одним глазком.
Ona bir bakın.
Взгляните на нее.
Vay canına! Ona bir bakın.
Посмотрите на нее.
Ona bir bakın.
Посмотрите на нее.
Birincisi, Sayın Yargıç, ona bir bakın.
Так, номер раз, ваша честь, только гляньте на него.
Ona iyice bir bak baba, ve onu unutmamaya çalış çünkü... o senin damadın olacak.
Посмотри внимательно на него, папа, и попытайся запомнить его потому, что он будет твоим зятем.
Bak, eğer bir yararın dokunsun istiyorsan, neden ona Yara'nın yerini sormuyorsun?
Ты бы лучше спросил её, где находится Шрам.
Ama... aşkımız sanki senin, babasının, benim aşkımızmış gibi davrandı bir bakıma, onun için önemsizdi, ona hiçbir anlam ifade etmiyordu.
И все равно... она вела себя так, как будто нашей любви... моей, вашей, отца в каком то смысле было ей недостаточно, как будто она не нужна была ей.
Fakat sen ona yardım edemezsin. İki saniye bir bak, çünkü kadın uygun değil.
Но ничего не сделаешь, ни одна приличная женщина на тебя не взглянет.
Fakat Bayan Jane in yaşayacağı bir yer bulmak konusunda kararınızı vermeniz gerekiyor... Ona doğru dürüst bakılabileceği bir yer.
Но Вы должны найти для мисс Джейн место, где за ней будут уxаживать как следует.
Ona ve bana bir bak, işte sana cevabın.
Посмотрите на нее и на меня.
Farkına varmadığı bir anda, bir bakın ona, gözlerinden okunuyor her şey.
Только взляните на него тогда, когда он думает, что его никто не видит,... и вы увидите это по его глазам.
Tam bir akıl küpü! Ona iyi bakın.
Что за умная скотина!
Ona kaçamak bir bakış atarsın.
- Ты украдкой бросаешь на нее взгляд...
Bak, Tanrı şahidimdir, ona bir şey yaparsan, kılına zarar gelirse hayatımın geri kalanını senin acı çekmene adarım.
Слушайте, клянусь вам, если вы ему что-нибудь сделаете, тронете хоть волосок на его голове. Я всю жизнь посвящу тому, чтобы вы страдали.
Suya bakıp kendi yansımasını görmüş. Ama ona, kendisine bakan başka bir köpek gibi gelmiş.
Она шла по мосту, посмотрела вниз... и увидела свое отражение в воде.
Ona : "Bakın ben bir kızım," demeliydin.
Ты должна была сказать ей : "Послушайте, я девушка".
Berbat bir ağabeyim. Ona bakın.
Старшего брата заменить не вышло.
Sanki dünyanın tüm güzelliği bir kadında vücut bulmuştu ve ona bakıyordum. O zaman ani ve şaşkınlık verici bir kesinlikle fark ettim ki. Aradığım buydu.
Я наблюдал всю красоту мира, воплощённую в одной женщине, и внезапно меня ослепило понимание, что... вот оно!
Yakından bakın ona Derinlerde tatlı bir adam olmalı
Внутри же он, может, парень-рубаха...
Ona, onun da burnunu dağıtacakmışsın gibi bir bakış fırlat.
Дай ей понять, что ты сейчас ей вмажешь.
Sen ona bir babanın gözleriyle bakıyorsun.
Ты смотришь на нее глазами влюбленного отца.
Bir de şuna bak. Roger'ın Einhorn'a yolladığı bir not buldum. Harika bir gece için ona teşekkür etmiş.
Вот, зацени, у меня записка от Роджера к Эйнхорну благодарит её за чудесный субботний вечер.
Bakın, bayan, ona bir şey olmayacak.
Послушайте, мамаша, с ним все будет прекрасно!
Bir oyun oynayacağız. Bir nokta seçip ona bakın.
Выбери точку и смотри на нее.
Evet, beni korumak için mi... yoksa onu mu? Üzgünüm peder, bakın, ona zarar vermek gibi bir niyetim yok.
Пули летят вразброс, каждая по своей траектории, а в него попадают трижды и все три раза очень точно.
Ona bir bak, kanın hızlanıyor.
Она рядом, и кровь бурлит.
Ona bir bak. Ondaki bu gözler ve popoyla, sen de kendini suda boğarmıydın?
С такими глазами и задницей, Вы бы бросились в воду?
Bay Onizuka, ona ne yaptığınıza bir bakın.Siz tamamen inanılmazsınız!
Блин, надо сделать из этой бессмыслицы развлечение. - Ты прав! - Ага!
Tabi. Onunla aranızda olağanüstü bir bağ var. Herşeyin anlamlı olduğu bir anda gözlerinin içine bakıyor ve ona bakanın sen olmadığını anlamıyor.
В смысле, у вас с ним удивительная связь... и вот в самый важный момент, он смотрит тебе в глаза... и даже не понимает, что это не ты смотришь в ответ.
Bakın bakalım sakladığı, bize ona ne olduğunu gösterecek herhangi bir şey var mıymış? Wes?
Посмотрите, не прятала ли она что-то, что может рассказать нам, что с ней не так.
Bir bakın ona.
Посмотрите на это.
Bak. Brooke'un çocuğumun hayatının bir parçası olmama izin vermesinin tek yolu ona sorumluk sahibi olduğumu kanıtlamam.
Ну, просто... единственный способ убедить Брук позволить мне быть с ребенком - это... доказать ей, что я ответственный.
Bak, Jake'in yarım gün sende kalma olayı yürüyecekse ona bir yetişkin gibi davranmalısın. Disiplin uygulamalısın.
АЛАН Чтобы Джейк мог здесь жить, ты должен вести себя как взрослый, и поддерживать дисциплину.
Kalçasını çıkarıp, dönüp ona asi bir ejderha gibi bak.
Выгни спину и посмотри на него, как дракон.
Bir kez az kalsın yapıyordum, fakat Barbara Caroline Kish'in annesine söyledi ona 9 $ para ödedi, çünkü temelde o çocuk bakıcısıydı
Хотя нет, однажды одна девочка осталась. Но Барбара сказала ее матери Платить ей 9 долларов за час,
Ona ufacık bir bakış atarsan, hayatını kâbusa çeviririm.
Попробуй нарушить условие. И ты попадешь в кошмары.
Bazen kızımı gezdirmeye çıkarıyorum, onunla konuşuyorum... bir yandan arabasını iterken, bir yandan ona bakıyorum... bazen de arabasından çıkarıp, kucaklayıp uzun uzun bakıyorum... ve düşünüyorum da, benim bu hayattaki yegâne görevim... onu striptiz çubuğundan uzak tutmak.
Я буду танцевать голой под Motley Crew! Я сменю имя на Жопастая Золушка и одену прозрачные каблуки. " Когда прозрачные каблуки стали новой униформой для шлюх?
Bak, Mike mükemmel bir erkek, gerçekten, ama ona niye Wisteria Lane'e taşındığını sormalısın.
- Понимаешь.. Майк - прекрасный парень Правда. Но спроси его, почему он переехал в Вистерию Лэйн.
Umarız ki bu belgeler, Bayan Montgomery'nin zorlu bir hayattan sıyrılıp taktire değer bir hayat kurduğunu fark etmenizi ve James'in bakımının ona verilebileceği konusunda bizimle hem fikir olmanızı sağlar.
Надеюсь, после рассмотрения этих документов ваша честь согласится, что миссис Монтгомери предприняла достойные восхищения усилия, чтобы преодолеть огромные трудности, и Джеймс может быть возвращён под её опеку.
- Ona bir bak. - O kadın benim tutkum.
Эта женщина - моя страсть.
Adımlarını çok büyük atıyor. Eğer ona yetişemezsek, Bir gün bakıcaz ve, pof, gitmiş olacak.
Если не будем успевать за ним, то однажды проснемся - и все, его уже нет.
Bir insanın 35 senelik karısını tanımamasıyla ona bakıp "Günaydın canım, seni seviyorum" demesi arasındaki farkı yaratabilir.
Разница между человеком, не узнающим свою жену, на которой был женат 35 лет, и способностью посмотреть на нее и сказать : "Доброе утро, милая. Я люблю тебя."
Söylemek istediğim, bir adamın gözünün içine bakıp ona bir silah doğrulttuğunda, gerçekten kim olduğunu anlarsın, dostum.
Я лишь говорю, что... когда смотришь человеку в глаза и направляешь на него оружие, ты понимаешь кто ты на самом деле, приятель.
Çünkü ona lanet olası bir taksiye ihtiyacın varmış gibi bakıyorsun.
Потому что ты пялишься на него, как будто тебе нужно такси.
ona bir baksana 17
ona bir şey olmaz 33
ona bir bak 81
ona bir şans ver 27
bir bakın 70
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
ona bir şey olmaz 33
ona bir bak 81
ona bir şans ver 27
bir bakın 70
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21
bakın bayım 46
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın bana 20
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21
bakın bayım 46
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın bana 20