English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ V ] / Ve onlar

Ve onlar translate Russian

15,667 parallel translation
Onlara hiçbir şey söylemeyeceğiz, ve onlar canavar değil.
Мы ему ничего не скажем. И они не монстры.
Ve onlar canavar değil.
И они не монстры.
Tek bildiğimiz şey Jules'un da Ajan Regan'ın da kayıp olduğu ve onların yerine dair tek ve en iyisi ipucumuz burası.
Мы определённо знаем, что и Джулс и агент Реган оба пропали, а здесь наша лучшая и единственная зацепка, чтобы их найти.
Ve onları her nerede tutuyorlarsa umarım neyle uğraştıklarının farkındalardır.
Не знаю, где они их держат, но надеюсь, что знают, с чем имеют дело.
NOLA'yı tamamen görüyorum ama 1600 mil kadar kanalizasyon var şehrin altında ve onların içini göremiyorum.
У меня глаза по всему городу, но под городом 2500 километров канализации, где я его не вижу.
Tüm Cezacı'lar ve onların efendileri benim düşmanlarım.
Все они и их хозяева - мои враги.
Arkadaşlarına çok değer verir ve onları sonuna kadar korurdu.
Он беспокоился за друзей и присматривал за ними до конца.
"Bırakın küçük çocuklar bana gelsin ve onları engellemeyin cennetin krallığı onlara aittir."
"Пустите детей и не препятствуйте им приходить ко Мне, ибо таковых есть Царство Небесное".
Bakın, bu şirketler koruyucu ailelere ne kadar çok çocuk yerleştirirlerse o kadar çok para kazanıyorlar, ve onlar gerçekten bu çocukları kimin yanına yerleştirdikleri konusunda hiç de seçici değiller ve seçici olmak zorunda da değilller çünkü bu faaliyetlerini hükümet sisteminin dışında yapıyorlar.
Чем больше детей эти компании устраивают в приемные семьи, тем больше денег они получают, поэтому, на самом деле, их не очень волнует то, куда этих детей определят, их и не должно волновать, потому что они действуют вне государственной системы.
Benden sınıfı, arızayı kaldırmaya ikna etmemi istiyorsun. Ve onların hepsini yapmaya razıyım. Çünkü karşılığında tam olarak istediğimi vereceksin.
Я нужна была вам, чтобы убедить комиссию убрать непредвиденные расходы, и я готова сделать сделать все это, потому что взамен вы даете мне в точности то, что я хочу.
Onlara egemen olacaksın ve onları başarıya erdireceksin ve topraklarında ikamet edeceksin.
"... к которым ты идешь, чтобы взять их во владение, и ты, взяв их, поселишься в земле их. "
İthalatçı ile görüşecek. Ve onlar hep yalnız görüşür.
Роуз встречается с импортером, а они всегда встречаются наедине.
Bence çiçekleri sığ ve anlaşılır bir jest olarak gördü ve onları mazur görülebilir bir öfkeyle paramparça etti.
По-моему, она увидела в этих цветах поверхностный и очевидный жест и раскромсала их на кусочки в порыве возмездия.
Ve onları görebil diye seni kısa bir süre hayatta tutacağım.
И я не дам тебе умереть, чтобы и ты могла на них посмотреть.
Avcılar ormanda uyuşturucu pazarlıyor ve sen de onları bulmam için yeni adamla beni oraya gönderiyorsun.
Охотники производят наркоту в джунглях, а ты отправляешь нас с новеньким на их поиски.
Onlar bir ilişki yaşamıyordu, ve Abby'nin ortağımın katiliyle herhangi bir alakası yoktu.
Между ними ничего не было, и Эбби никак не связана со смертью моего напарника.
Ve eğer onu kırmadan önce öldürürse onları bu sadece yardımcı bir hasar olacak değil mi?
А если он убьёт их раньше, чем мы его расколем... это просто сопутствующие потери?
Ve eğer gerçekten şanslıysak dünya onlar için neler yaptığımızı asla öğrenmeyecek.
И если повезёт, мир никогда не узнает, что мы для него сделали.
Briggs, onların yolu temizlemesini bekle ve ikinci ekiple gemiye gidip fırlatmayı etkisi hale getir.
Бриггс, ты ждёшь их подтверждения, что путь свободен, после чего со 2-ым отрядом саботируешь запуск.
Şehirde ve civarında kristal met dağıtımının büyük bir kısmı onların gözetiminde yapılır.
Они контролируют значительную часть рынка распостранения метамфетамина в городе и окрестностях.
Onları, en az hasarı verecek suça yönlendireceğim. Sen ve ailem için. - Hayır.
Обратить их внимание на преступление, которое причинит наименьший ущерб тебе и моей семье.
kocam emil ve o şimi erkeklerin ortak kurucuları ben çalışabildiğim kadar çalışabiliyordum, fakat onlar tam zamanlı çalışıyorlardı kocanız burda mı çünkü onlan konuşmamız lazım evet fakat şu an üyelik toplantısının tam ortasında essah mı çünkü biz de cinayet soruşturmasının tam ortasındayız
Кто такой Пол? Мой муж. Он и Эмиль основали "Мужчины сейчас".
bu yüzden de muhtemelen bu hurda arabaları sürüyonuz hayır biz bu hurda arabalrı sürüyoruz çünkü güzel arabalar çok pahalı kaç kere feministlerin onların arabalarının camlarını parçaladığını ve arabalarına zarar verdiğni söyleyemem adli kanıtlar emilin kafasına bir çok kez darbe aldığını gösteriyor
– Точно, наверное поэтому, вы ездите на таких поддержанных машинах. Нет, мы их купили, потому что передвигаться на хороших машинах стало накладно. Не могу сказать, сколько раз эти фемофашистки били стекла или взламывали машины.
Dr. Brennan, c-4 ün aşağı kenarında ve c5 omurunun üst kısmında ovülsiyon kırıkları tespit ettim yangından olan geniş kırıklar onları belirsiz hale getirmiş şu hasarın düzenine bakın şimdi her şey anlam kazanmaya başladı önce kurbanın suratı küt üçgensel bir objeyle dağıtıldı
Доктор Бреннан, я обнаружил отрывные переломы по нижнему краю четвёртого позвонка и внешнему краю пятого. Обширные повреждения от огня, должно быть, скрывали их. Глядя на этот характер повреждений, всё начало обретать смысл.
çenesi o kadar şiş ki istese bile konuşamaz tamamdır karen ve emil in ölmeden bir kaç saat önce beraber olduğunu bilyoruz fakat soru şu ki eğer ilişkileri yoksa onlar ne yapıyorlardı illegal bir şeyler olmalı yoksa söylerdi tabi karen bizim aradığımız katil değilse
Его челюсть настолько распухла, что даже если бы он захотел, он бы не смог. Мы знаем, что Карен и Эмиль были вместе за пару часов до убийства, но вопрос в том, какого чёрта они там делали, если у них не было интрижки? Это что-то незаконное, иначе, она бы нам сказала.
senlen gurur duyuyorum datlum bu herşeye yardımcı olacak Angela... gerçekten bu konu hakkında konuşmak istemiyorum bak biliyorum bu bir süreç fakat sen işini yapıyorsun ve her şey iyi olacak hayır olmucak ne hakkında konuştuğuunu bilmiyorsun en azından internetteki insanlar onlar dürüstler
Да, да, но... почему ты со мной этим не поделился? Я так горжусь тобой, солнышко. Это поможет всем нам.
Hudson's Bay Company 100 yıldır kuzey ticaretini kontrol etti. Bu ülke ve zenginlikleri onların doğuştan hakkı gibi. Ancak bu, efendim, bitmek üzere.
"Компания Гудзонова залива" контролировала торговлю на севере сотню лет, будто права на эту землю и ее богатства были даны им с рождения, но вскоре этому придет конец, сэр.
Declan Harp ve adamları endişelenmen gereken piçler onlar.
Деклан Харп и его люди, вот те мерзавцы, о которых ты должен беспокоиться!
Tüm yapmam gereken onları konuşurken duymak ve böylece sözdizimini eşleştirebilirim.
Мне только нужно послушать их речь, и я смогу сопоставить синтаксис.
Yakında paraları bitecek, ve Caldwell onları Teksas'a gönderecek.
Рано или поздно наличные кончаются, и Колдуэлл направляет их в Техас.
Kız arkadaşımın kıyafetleri onlar. Ve tamamen ona benzemene bakılırsa sana olabilir.
это моей девушки и учитывая тот факт, что вы оба безумно похожи ты должен будешь подойти
Ve komutan, onları canlı istiyorum.
Поймать их живыми.
Onlar ve asteroid kuşağı sayesinde maden birliği geldiğimizi anlayamayacak.
Гильдия нас так не заметит.
Ve ben de onları tüm gün boyunca anlatabilirim.
А я готов рассказывать их.
Ve iki kişi birbirine âşık olunca bazen onların...
И я осознал, что, когда два человека влюблены, иногда они...
Bayan Adams Foster açık bir lezbiyendir ve Bayan Porter'ı korumaya çalışıyor çünkü onlar sevgililer.
Миссис Адамс-Фостер является лесбиянкой, и она покрывает мисс Портер, потому что они любовницы.
Bu durum nasıl çalışır ; birçok ilçede kar amacı güden şirketlere gitmeleri için koruyucu bakım sözleşmelerinin belirli ve sınırlı sayıda olmalarına izin verilir, Arbiter gibi şirketler nasıl oluyorsa kar amacı gütmeyen şirketler kuruyorlar ve sözleşmeleri alıyor, sonra kar amacı gütmeyen bu şirketler Arbitor gibi şirketleri kiralıyor, çocukları yerleştirme ve bakımı bu şirket yapıyor ve parayıda onlar alıyor.
Это работает так : в большинстве округов количество контрактов на опекунство через коммерческие компании ограничено, и такая компания, как Арбитр, обходит это правило.
Ama daha önce onların hepsine sahip oldum ve beni hiçbir zaman mutlu etmediler.
Но все эти вещи были у меня раньше, и они не сделали меня счастливой.
Ember ve Umber'den sadece güçlü olmayı bırak, onları orası yarattı.
Он не только сильнее, чем Эмбер и Амбер, он создал их.
Federal güvenlik polisi zanlıları aramaya devam edecek ve siz de onları sürekli atlatacaksınız.
Федералы продолжат искать виновных, а вы продолжите избегать их.
Bu güzel mahluklar böyle yerlere kapatılıyorlar ve bu yarrak yiyenler de onları çıkartmamak için her şeyi yapıyor.
Это чудесные существа... Они помещают их в такие места, а эти уёбки убеждаются, чтобы те никогда не вышли.
Onların kayıp olması ve konuşma belgelerini bulunca çıldıracağım neredeyse.
Их исчезновение и архив переписки связаны, вот чего я боюсь.
Onları Trenton ve Mobley hakkında bilgi almak için uzaktan takip edebiliriz.
Мы можем взломать их удаленно, чтобы получить больше информации о Трентон и Мобли.
Onların kurallarına göre oynadık ve yine de Trenton ve Mobley kayıp.
Мы играли по их правилам, и эти ублюдки все еще достают Трентон и Мобли.
Onları merkeze çağırmanı ve hepsiyle tekrar görüşmeni istiyorum.
- Однако, я хочу, чтобы ты их вызвал и ещё раз с ними поговорил.
İlk olarak ; kedim öldü. Sonra kocam beni komşumuz için terk etti, onların sevişmesini her gece yatak odamdan dinlemek zorunda kaldım. Ve sonra da komşumu annem için terketti ki bu anlatmak istemediğim uzun bir hikaye.
умерла моя кошка. как они трахаются через стенку в спальне. к которой я не хочу возвращаться.
Eğer Pride ve Hamilton hala merkezdelerse Mike Spar onları oraya götürmüş olabilir.
Если Прайд и Гамильтон до сих пор в Французском квартале, возможно, туда Майк Спар отвёз их.
Genç mucitleri buluşlarını göstermeleri için davet ediyor ve sonra onları işe alıp buluşlarını ürettirip patentlerini kendisi alıyordu.
Он приглашал молодых изобретателей показать ему свои изобретения, а потом просил своих подчиненных немного усовершенствовать работу и запатентовать результат.
- Onlar ne? Biraz çay ve bayat bisküviler.
Знаешь, что может стать прибыльным?
Ne kadar uzağa gideceğimi öğrendiklerinde Freddie ve Stuart'ın nasıl tepki verdiklerini gördüm ve fark ettim ki ben onları terk edemem.
Не думаю, что у меня есть время. Мой вылет через несколько часов. А мы приготовили тебе небольшую сумку со всем, что тебе может понадобиться.
Onlar hayatlarını yaşamıştı ve neredeyse gezegeni yok etmişlerdi.
Нет, у них было время, и они чуть не уничтожили планету.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]