English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Onu tanıyordum

Onu tanıyordum tradutor Francês

574 parallel translation
Onu tanıyordum ve kendi trençkotumu çalındığından gösteremiyorum
Je la connaissais et on m'a volé mon imperméable.
Onu tanıyordum.
Je la connaissais.
Onu tanıyordum, evet.
Je le connaissais, oui.
Zavallı adamcağız. Onu tanıyordum. Sekizinci Bölüğe geleli fazla olmamıştı.
Le pauvre, il venait d'arriver à Venise...
Onu tanıyordum!
Si! Et je le savais.
- Tanrım, onu tanıyordum.
- Merde. Je le connaissais.
Onu tanıyordum.
Je le connaissais.
Jacqueline'ı sevdiğim için onu tanıdığımı sanıyordum.
Parce que j'aimais Jacqueline, je croyais la connaître.
Onu tanımıyordum bile. 19 yaşındayken benim için ayarlanmış bir kızla... Spanish Town'da evlendirildim.
On m'a marié à 19 ans à Spanish Town à une femme qu'on m'avait choisie.
- Al Magaroulian'dan önce tanıyordum onu.
- Je l'ai connue avant Magarulian. - Al Magarulian...
Onu senden önce tanıyordum, senden önce aşık oldum... ama senin kadar şanslı değildim.
Je l'ai aimée avant vous, mais je n'ai pas eu votre chance.
İlk ben tanıyordum onu.
Je le connaissais.
Geçen sene öldü ama onu pek tanımıyordum.
L'an dernier, mais je ne l'ai jamais rencontré.
Onu sadece canımı acıtan bir parçamı kopartmak için kullanıyordum.
Je me servais de lui pour chasser une douleur.
Onu 20 yıldır tanıyorum. Yani tanıdığımı sanıyordum.
Depuis 20 ans, je croyais le connaître...
O sıralar onu tanımıyordum, şimdi de tanımıyorum.
On n'était pas dans la même école.
Onu tanımıyordum bile.
Je ne connaissais pas cette fille.
Onu çok iyi tanıyordum.
Oui. Où est le problème?
Çünkü bu herif hakkında 2 Haziranda konuşmuş... ama ben onu 2 Haziranda henüz tanımıyordum.
Parce qu'elle avait quelqu'un le 2 juin et je ne l'avais pas encore rencontrée.
Onu hiç tanımıyordum bile. Dün otobüste karşılaştık.
On l'a rencontré hier.
Kay, onu çok az tanıyordum.
Kay, je ne connaissais rien de lui.
- Onu tanımıyordun. - Tanıyordum.
- Tu ne le connaissais pas.
Onu hiç tanımıyordum.
Je le connaissais à peine.
Onu utangaç biriyken tanıyordum.
Je l'ai connu craintif.
Onu pek iyi tanımıyordum.
Je ne le connaissais pas très bien, en fait.
Onu tanımıyordum bile.
Je ne l'ai jamais vue.
Onu tanımıyordum bile!
Je ne la connaissais pas.
Onu tanımıyordum bile.
Je ne le connaissais même pas.
Onu tanımıyordum.
Je ne le connaissais pas.
- Onu tanımıyordum ama kocanız için üzüldüm Bayan Stoner.
Je ne le connaissais pas mais je suis désolé pour votre mari.
Onu tanıdığınızı sanıyordum.
Vous ne la connaissez pas?
- Ama o zaman onu tanımıyordum.
- Je ne le connaissais pas.
Tek arkadaşım Snowden'di ve onu tanımıyordum bile.
Il ne restait que Snowden. Je ne le connaissais même pas.
- Onu tanıdığımı sanıyordum.
- Je croyais la connaître.
Kuşkusuz, onu sizlerin tanıdığınız şekilde tanımıyordum.
Bien sûr, je le connaissais moins bien que vous.
Ben onu sadece büyük bir sanatçı olarak tanıyordum.
- Je la connaissais en tant qu'artiste.
Ben onu tanımıyordum adını da bilmiyordum çünkü çok konuşkan biri değildi.
Je n'ai jamais pensé à lui demander. Ça paraissait pas important. Et il ne parlait pas beaucoup.
İyi bir adama benziyordu ama ben onu tanımıyordum.
On dirait un brave homme... même si je ne le connaissais pas.
Onu tanımıyordum bile.
Je le connaissais à peine.
Onu tanımıyordum, sadece Animals'da çaldığını biliyordum.
Je savais seulement qu'il faisait partie des Animals.
Dediğim gibi, onu tanımıyorum ve gelmeden önce de tanımıyordum.
Comme je vous le dis, je ne sais pas comment et je ne la connaissais pas avant qu'elle n'arrive.
Onu iyi tanımıyordum.
Je le connaissais à peine.
Evet doğru, ama ben onu tanımıyordum.
Oui, mais j'ai oublié son nom.
Hayır, onu tanımıyordum.
Non, je ne la connaissais pas.
Onu tanımıyordum.
Je ne l'ai jamais connu.
Nasıl yapabilir? O zaman onu tanımıyordum bile.
Je la connaissais à peine!
Onu yıllardır tanıyorum. Aramızdaki her şeyin bittiğini sanıyordum.
Je la connais... depuis des années.
Tanrım, onu tanıdığımı sanıyordum. Tamamen bizim hatamız.
On n'aurait jamais dû l'emmener ici.
Benim Jack hakkındaki düşüncelerim muhtemelen herkesten farklı ama onu çok iyi tanıyordum.
L'image que j'ai de Jack Reed est sûrement singulière. Mais je le connaissais bien.
Onu tanımıyordum ve hiçbir şeyini de çalmamıştım.
Je n'avais rien contre elle.
- Onu tanımıyordum bile.
- Je ne le connais même pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]