Anlaştık o zaman Çeviri İngilizce
534 parallel translation
- Bu fiyata anlaştık o zaman.
- Then we're agreed on that.
- Anlaştık o zaman.
That's settled, then.
"Anlaştık o zaman." dedi.
That's settled. "
Anlaştık o zaman.
We agree then
Evet, tayfanın da hoşuna gider. Anlaştık o zaman.
Yeah, sure, I guess the fellas would like that.
- Tamam, anlaştık o zaman.
- Okay, it's a deal.
- Bir çeşit açıklama düşünmeliyim. - Anlaştık o zaman.
Is it a deal then?
Anlaştık o zaman beyler, tekrar barıştık.
All right, then, gentlemen, we are all friends again.
Anlaştık o zaman.
All right, then.
Anlaştık o zaman.
All right, it's a deal.
- Anlaştık o zaman!
- Then it's settled!
Anlaştık o zaman.
It's settled.
Anlaştık o zaman.
Well, that settles that.
Tamam o zaman, Tripolina'yı getireceğim, Evet, anlaştık o zaman.
Well, okay, then I'll bring Tripolina, Yes, it's okay then.
Pekala, anlaştık o zaman.
Well, it's done.
- Anlaştık o zaman.
- Then we are agreed.
Anlaştık o zaman.
That's settled.
Anlaştık o zaman.
It's settled then!
Anlaştık o zaman.
We agree then.
Tamam, anlaştık o zaman.
Okay. You got a deal.
Anlaştık o zaman.
It's settled, then.
Tamam, anlaştık o zaman!
Right, it's agreed then
- Anlaştık o zaman.
- It's a date, then.
Anlaştık o zaman.
It's all set, then.
İyi, anlaştık o zaman.
Good, then it is decided.
Pekala, o zaman anlaştık.
Very well, then, it's settled.
O zaman anlaştık.
Well, it's a deal then.
- Güzel. O zaman anlaştık.
It's settled, then.
- O zaman anlaştık.
- Then its all settled.
O zaman anlaştık.
Then it's settled.
O zaman anlaştık mı?
Then i s agreed?
Peki o zaman, anlaştık.
Well, then, we agree.
O zaman anlaştık.
- Then it's settled.
Pekala o zaman, anlaştık.
All right then. Not another word.
- O zaman anlaştık, Scotty.
- Got yourself a deal, Scotty.
Peki, o zaman, anlaştık gibi görünüyor.
Well, then, sounds like a deal.
O zaman anlaştık.
Then we agree.
Tamam o zaman, anlaştık!
Right then, it's a deal!
Pekala, o zaman anlaştık.
Right, we have a deal then
- Tamam. O zaman anlaştık.
- Then it's agreed.
Anlaştık, o zaman buraya kadar boşuna geldin.
then we are in agreement. In fact, your journey here was completely useless.
- Tamam o zaman, anlaştık.
- Alright. Deal.
O zaman anlaştık
Then it's a promise
O zaman, anlaştık.
Well, then it's settled.
O zaman anlaştık, yarın başlıyor.
It's agreed then, he'll start tomorrow.
- O zaman anlaştık.
- You got a deal.
O zaman her konuda anlaştık mı?
Well, is it all set?
- Anlaştık o zaman.
- Okay.
O zaman anlaştık.
Then we have a bargain.
- O zaman anlaştık yani?
- No, no, no.
O zaman anlastık.
Then we're both agreed.
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zamana dek 17
o zaman anlaştık 30
o zaman gidelim 30
o zaman neden 38
o zaman tamam 23
o zaman ne olacak 49
o zamana kadar 114
o zaman başlayalım 18
o zaman ne yapacaksın 18
o zaman sorun ne 36
o zaman anlaştık 30
o zaman gidelim 30
o zaman neden 38
o zaman tamam 23
o zaman ne olacak 49
o zamana kadar 114
o zaman başlayalım 18
o zaman ne yapacaksın 18
o zaman sorun ne 36
o zaman ne 51
o zaman acele et 18
o zaman ne yapacağız 24
o zamana değin 24
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
o zaman acele et 18
o zaman ne yapacağız 24
o zamana değin 24
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanı gelince 71
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanı gelince 71