Bu sefer olmaz Çeviri İngilizce
400 parallel translation
Bu sefer olmaz.
Not now.
Bu sefer olmaz.
You can't do that here.
Sorunları çözmek için güç kullanıyorsun ama bu sefer olmaz.
You use force to solve problems... but not this time
- Bu sefer olmaz.
- No, hey, not this time. - I ain't got a dollar.
- Bu sefer olmaz Bayan Beragon.
- Not this time, Mrs. Beragon.
Bu sefer olmaz, Charlie.
Not this time, Charlie.
- Bu sefer olmaz.
- Not this time.
- Hayır, bu sefer olmaz.
- No, not this time.
Bu sefer olmaz!
Not this time.
Bu sefer olmaz Stella.
Not this time, Stella.
- Bu sefer olmaz, Bay Kodaman.
- Not this time, Mr Big Shot.
Albay! Bu sefer olmaz, Albay.
I'LL LOOK IN THAT DIRECTION.
Bu sefer olmaz.
COLONEL!
Bu sefer olmaz.
Oh, no, you're not.
Bu sefer olmaz.
Not this time.
Bu sefer olmaz Bayan Marple.
- Not this time, Miss Marple.
Flyer'ı avlayabiliriz elbette. Ama bunu yapacaksak bile bu sefer olmaz.
Sure, we might hit the Flyer, but even if we do, it won't be this run.
- Bu sefer olmaz, seni şeytan.
- Not this time, you evil mound of filth.
- Bu sefer olmaz canım.
No, I'm sorry, not this time.
Bu sefer olmaz!
Not this time!
Bu sefer olmaz!
Well, not this time!
- Hayır, bu sefer olmaz.
No, not this time.
Bu sefer olmaz.
No, not this time.
Unut gitsin. Bu sefer olmaz.
Screw that... not this kid.
- Bu sefer olmaz! Adada onlardan istemediğin kadar var.
I've had a skilful of'em... they're swarming like maggots all over the island.
Bu sefer olmaz.
Not this time, man.
Hayır, bu sefer olmaz.
Oh, no, not this time.
Bu sefer olmaz ahbap.
Not this time, pal.
Bu sefer olmaz Ben.
Well not this time, Ben.
O da... " Bu sefer olmaz.
And... he said, " Not this time.
Hayır bu sefer olmaz seni küçük yumurcak.
No, not this time, you little brat.
Bu sefer olmaz.
This is it.
Hayır, bu sefer olmaz.
No, not this time.
Bu sefer olmaz, Pete.
Not this time, Pete.
Bu sefer olmaz, süslü ziyafet.
Not this time, Fancy Feast.
Ama başka seçeneğim yok ve bu kez riske girmeyeceğim... çünkü bu sefer olmaz.
I don't have a choice and I'm not taking any chances this time because I can't.
Bu sefer olmaz.
No, no, Franck.
- Bu sefer olmaz.
- Not on this one.
Bu sefer olmaz Peter. Yapamam.
Not this time, Peter.
Bu sefer olmaz Xena.
Not this time, Xena.
Çok tatlısın Max, ama bu sefer aspirinin faydası olmaz.
Oh, you're sweet, Max, but aspirin won't help this time.
Bu sefer olmaz, George. Çıkıp onu göreceğim.
Not this time, George.
- Evet ama bu sefer zehir olmaz.
Yes, but no poison this time.
Bu sefer asansöre binsek olmaz mı efendim?
Could we take the elevator this time, sir?
Ama bu sefer 30 liradan olmaz. - Ya kaça olur?
- How much?
Belki bu sefer bana yardım edebilirsin, olmaz mı?
Maybe you could help me this time.
Olmaz, bu sefer yeni rekoru ben kıracağım ve babanı yeneceğim.
NO, THIS TIME I AM GOING TO BEAT YOUR FATHER.
Belki bu sefer farklı olur. Hayır, olmaz, Andie.
toby... come, toby.
Bu nafile bir çaba olmaz mı? Geçen sefer kadınları aramak için soymuşlardı.
THE WOMEN WERE STRIP-SEARCHED THE LAST TIME...
Bu ilk sefer olmaz.
Wouldn't be the first time.
Umarım "gelecek sefer" diye bir şey olmaz. Ama olursa bu sefer tek başına mücadele etmeyeceğine söz ver.
Hopefully there won't bea next time, but if there is... promise me something.
bu seferlik 30
bu sefer 162
bu sefer değil 66
bu sefer ne oldu 28
bu sefer farklı 22
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
bu sefer 162
bu sefer değil 66
bu sefer ne oldu 28
bu sefer farklı 22
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
olmaz efendim 16
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195