English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ B ] / Bu şekilde yaşayamam

Bu şekilde yaşayamam Çeviri İngilizce

184 parallel translation
Ama bu şekilde yaşayamam da.
But I can't live like this either.
Bu şekilde yaşayamam.
I can't live this way.
Buna daha fazla katlanamıyorum! Bu şekilde yaşayamam! Yaşayamam!
I can't take it anymore, I can't go on living, I can't!
Bu şekilde yaşayamam.
I can't live like that.
Bu mümkün mü? Bu şekilde yaşayamam bundan sonra.
I don't think I can go on living
Paraya ihtiyacım var böylelikle seninle olabileceğim çünkü bu şekilde yaşayamam.
I need the money so I can be with you, because I cannot live like this.
Bu şekilde yaşayamam.
I can't live with it.
Sana bir şey soramayacağımı biliyorum. Ama bu şekilde yaşayamam!
I know I can't ask you anything, but I can't live like this!
Ben bu şekilde yaşayamam!
I can't live like this!
Bu şekilde yaşayamam, Hi.
I'm not gonna live this way, Hi.
Bu şekilde yaşayamam.
I can't live like this.
Bu şekilde yaşayamam!
I can't go on like this!
Bu şekilde yaşayamam.
I will not live lik e this.
Bu şekilde yaşayamam anne.
I can't live this way.
- Artık bu şekilde yaşayamam.
I won't live this way.
Bu şekilde yaşayamam, sürekli aynı rutinin içinde.
I can't live like this, the same routine over and over.
Bu şekilde yaşayamam, Jim.
We're not going to live like this, Jim.
Ben bu şekilde yaşayamam, Ernie.
I can't live like this, Ernie.
Bu şekilde yaşayamam!
I can't live like this!
Bu şekilde yaşayamam!
I can't live this way!
pekala, anne.bu şekilde yaşayamam üzgünüm.
Okay, Mom. I can't live like this. I'm sorry.
Paraya ihtiyacım var böylelikle seninle olabileceğim çünkü bu şekilde yaşayamam. Tamam mı?
I need the money so I can be with you, because I cannot live like this.
Bu şekilde yaşayamam, Thadeus... artık olmaz.
I can't live like this, Thaddeus. Not anymore.
Artık bu şekilde yaşayamam.
I can't live like this anymore.
"Bu şekilde yaşayamam."
"I can't live like this."
Jung-wook,... Bu şekilde yaşayamam, Çok korkuyorum.
Jung-wook,... I can't live like this, I'm scared!
Ben bu şekilde yaşayamam.
All right. I'm not gonna live like this.
Artık bu şekilde yaşayamam!
I can't live like this any more!
Bu şekilde yaşayamam, Brian.
The pain. I can't live like this, Brian.
Bu şekilde yaşayamam.
I can't live like this!
Bu şekilde yaşayamam, Angel.
I can't live like this, Angel.
Benim için de öyle. Marge, bu şekilde yaşayamam.
Marge, I can't live like this.
Artık bu şekilde yaşayamam Wendell.
I can't go on like this anymore, Wendell.
Bu şekilde yaşayamam ama hayatımı onsuz da düşünemiyorum.
And I can't live like this. But I can't picture my life without him either. You love him very much.
- Ben bu şekilde yaşayamam artık.
- I can't live like this anymore.
Bu şekilde yaşayamam Frankie.
I can't be like this, Frankie.
Bu şekilde yaşayamam.
! I can not live like this.
- Üzgünüm, bu şekilde yaşayamam.
- I'm sorry, I can't live like that.
Bu şekilde yaşayamam, yaşamayacağım.
I can't and won't live like this.
Hal, ben bu şekilde yaşayamam.
Hal, this isn't working for me.
Bu şekilde yaşayamam.
I can't go on. I can't live this way.
Bu şekilde daha fazla yaşayamam.
I can't live like this anymore.
Bu şekilde yaşayamam.
I can't live that way.
Bu şekilde daha fazla yaşayamam.
I cannot live like this no more!
Bu şekilde yaşayamam.
Well, I can't live like this.
Artık bu şekilde yaşayamam.
I cannot live like this anymore.
Bu şekilde yaşayamam.
- We'll have a ball.
Ama sana bir şey söyleyeyim, eğer herhangi bir şey varsa bunun peşinden gitmek başkalarına göstermek, yayınlamak için elimden ne gelirse yaparım çünkü bu şekilde bir gün daha yaşayamam Jake bir an bile, o zaman kesinlikle bunu yaparım.
But I'll tell you something, if it's got anything... anything at all... I will do whatever I can to push it... to shove it, to move it out... because I cannot live this way, Jake, a day longer... a moment longer than I absolutely have to.
Bu şekilde hissettiğim bir adamla beraber yaşayamam.
I won't move in with a man I feel that way about.
Bu şekilde sonsuza dek yaşayamam.
that cannot continue like that eternally.
Bu şekilde daha fazla yaşayamam Frank, çocuklarım da yaşayamaz.
I can't live like this anymore, Frank, and neither can my kids.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]