Ne kadar güzel Çeviri İngilizce
6,001 parallel translation
Ne kadar güzel.
So beautiful.
Farkında mısın, ne kadar güzel ve ne kadar...
You know, you look just so... beautiful and so...
Düşünsene, kimsenin seni tanımadığı bir yerlere gitmek ne kadar güzel olurdu.
Just imagine how cool it would be to go somewhere and no one knows you
Ne kadar güzel bir restoran.
Such a beautiful restaurant.
Ne kadar güzel bir elbise.
What a beautiful dress.
Ne kadar güzel vakit geçiriyoruz oysaki.
We're having such a nice time.
Bak, Radoje, ne kadar güzel papağanlar var burada.
Look, Radoje, how nice the parrots are here.
Ne kadar güzel değil mi?
It's beautiful, isn't it? How'd you do this?
Bu da olaya bir bakış açısı, ama Colton'ın tek bahsettiği cennet Ve onun ne kadar güzel bir yer olduğu.
That's one way to look at it, but all Colton's ever talked about is heaven and how it's a beautiful place.
"Resmen sıçıyoruz" mu? Ne kadar güzel.
"Totally fucked." That's nice.
Ne kadar güzel.
How fortunate.
Pat, Peder ve tam da dün akşam ne kadar güzel şarkı söylediğini konuşuyorduk.
Oh, Pat, the Reverend and I were just saying how much we enjoyed your singing last night.
Bu akşam ne kadar güzel göründügunü söylemedim.
I haven't told you how beautiful you look tonight.
Ne kadar güzel göründügünü ifade edebilecek kelimeleri bulamadigim için.
Because I can't find the words to express how beautiful you look.
Ne kadar güzel be.
Wow, man, this is beautiful.
Ne kadar güzel be!
This is fucking beautiful!
- Ne kadar güzel bir haber.
That's great news!
İnsanlar sürekli bekar olmanın ne kadar güzel olduğundan bahsederler ve bu bekarlar cemiyetine katılmak saçmalığın daniskasıdır.
People talk about how great it is to be single and that's bullshit, joining the single party.
Bu pijama partisi ne kadar güzel gitse de...
As fascinating as this pantie party is,
Ne kadar güzel bilemiyorum.
I don't know how good it is.
Ne kadar güzel.
- Oh. - How sweet.
Ne kadar güzel sesler çıkarmışlar öyle.
How sweet did they sound
- Ne kadar güzel.
- That's perfect.
Buraların ne kadar güzel olduğunu unutmuşum.
I'd forgotten how beautiful it could be here.
.... ve ne kadar güzel olduğunu...
And how beautiful you are...
Ne kadar güzel bir deniz!
How pretty the sea is!
Sesine baksana be, korktuğunda bile ne kadar güzel.
Listen to your voice, all breathy and delightful, even when you're terrified.
İnsanları çalışırken mutlu görmek ne kadar güzel.
It's good to see people happy at their work.
Ne kadar güzel olduğuna bir bak.
Look how beautiful you are.
O günlerde bile, Woodstock'tayken de herkesin özgür aşkın, ne kadar güzel, ne kadar modern olduğunu konuştuğu zamanlarda bile...
Back in the day. Way back in Woodstock and everybody was talking about free love, how cool, how groovy...
Herkes o kuşların ne kadar güzel olduğundan bahsediyor.
People say your birds are the most beautiful out there.
Ne kadar güzel bir şey olacağını düşünsene.
Think of how beautiful it would be.
Sana ne kadar güzel göründüğünü söylemiş miydim?
Did I mention you look adorable?
Oh, Ne kadar güzel!
Oh, how lovely!
Anne bak, ne kadar güzel.
- Mommy, look, it's really pretty.
Ne kadar güzel görünüyorsun.
How beautiful you look.
Ne kadar güzel bir ad.
That's a pretty name.
Ne kadar güzel!
On the other side, whenever I would set out..
Ne kadar da güzel bir manzara.
That's a pretty sight.
belki bir gün onu tekrar kollarımla sararım yavrumun güzel gözlerine bakar dururum. onu ne kadar sevdiğimi ona söylerim.
One day, I'll be able to hold her again... and look into her beautiful eyes... and tell her how much I love her.
onu bağrıma basabilirim... yavrumun güzel gözlerine bakabilirim... ve onu ne kadar sevdiğimi söyleyebilirim.
One day, I'll be able to hold her again... and look into... her beautiful eyes... and tell her how much I love her.
- Seni görmek ne kadar da güzel!
- Oh, it's so good to see you!
Avukatların ne kadar da güzel ofisleri varmış böyle.
You lawyers have nice offices.
Ayrıca, bu rahibeler de sessizlik yemini etmişler bu yüzden ne kadar az soru olursa cevaplar o kadar güzel olur.
Plus, these sisters have taken a vow of silence, so the fewer the questions to answer the better.
Bize katılman ne kadar da güzel.
How lovely of you to join us.
Ne kadar da güzel bir şey, öyle değil mi?
Hey, now, she a pretty little bitch, ain't she?
Evli bir adam güzel ve genç bir kızla aşk yaşayınca bu kıza ne kadar aşık olursa olsun bittiğinde her zaman rahatlar çünkü tehlike bir oyun oynadığını bilir ve kazasız atlattığı için kendini şanslı sayar.
When a married man is having an affair with a beautiful, young girl, no matter how much he feels for that girl, he's always relieved when it's over because he knows he's been playing a dangerous game, and he's lucky to escape alive.
PROFESSOR RADISSON : tamam, ne kadar da güzel görünüyor her şey.
( Professor Radisson ) Well, how convenient.
Ne kadar da güzel bir gece.
Oh, such a nice night.
Geçen gün seni kulüpte gördüğümde ne kadar da güzel bir kıçı var dedim kendi kendime.
You are just gorgeous. And when I saw you in that club the other day, I just had to have you...
Ayrıca bu takoların ne kadar dehşet güzel olduğunu da konuşmalıyız?
We should also talk about how fucking good this taco is, huh?
ne kadar güzelsin 38
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar güzel değil mi 26
ne kadar güzeller 18
ne kadar 1461
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar güzel değil mi 26
ne kadar güzeller 18
ne kadar 1461
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar iyi 34
ne kadar kalacaksınız 33
ne kadar iyisin 19
ne kadar kaldı 101
ne kadar lazım 37
ne kadar oldu 153
ne kadar da güzel 47
ne kadar var 47
ne kadar uzakta 36
ne kadar süre 34
ne kadar kalacaksınız 33
ne kadar iyisin 19
ne kadar kaldı 101
ne kadar lazım 37
ne kadar oldu 153
ne kadar da güzel 47
ne kadar var 47
ne kadar uzakta 36
ne kadar süre 34