Eve geldim Çeviri İspanyolca
1,222 parallel translation
- Eve geldim.
Ya he llegado.
Ben gerçekten görmek istemesine rağmen, eve geldim zaman ben o değildi umut.
A pesar de que tenía muchas ganas de verlo, vez que vino a casa espero que él no estaba allí.
Her zaman yaptığımı yaptım. Kalktım, şu boktan işime gittim, eve geldim, kendi yemeğini yapması gerekirken senin yatağında yuvarlanmakla meşgul olan karıma
Lo habitual, despertarme, ir a mi trabajo de mierda, y hacerle la cena a mi mujer que estaba revolcándose en tu cama
Eve geldim ve Wayne'e seslendim.
Entre a mi casa y llame a Wayne.
Şimdi, eve geldim, ve bunun gerçekten komik olduğunu düşünmüştüm... bana şaka gibi gelmişti... buraya baktın, bu tarafa çünkü -
Vine a casa y creí que era muy gracioso lo consideraba un chiste que bajaras la vista, a mi entrepierna porque- -
Bir gün eve geldim ve... Gitmişti.
Un día llegué a casa... y ya no estaba.
- Emily, eve geldim.
estoy en casa.
Bir seferinde eve geldim ve Lloyd mutfakta kurşunlarını yıkıyordu. Silahı havlunun üstündeydi.
Llegué a casa un día y Lloyd estaba en la cocina lavando sus balas en el lavabo y tenía la pistola sobre una toalla.
Doğruca eve geldim, insan doğası gereği tuvaletimi yaptım sonra da maçın ikinci yarısını izledim.
Llegué a casa, derecho a casa. Respondí al llamado de la naturaleza y luego vi el segundo tiempo de fútbol.
Hey, tatlım. Eve geldim.
Hey, cariño, Estoy en casa!
Bir gece eve geldim ve bir adam ona tecavüz ediyordu.
Volví a casa una noche, y un hombre la estaba violando.
Hey, George. Eve geldim.
Hola, George. estoy en casa.
Ben de burada neredeyse eve geldim, bununla birlikte.
Ya casi estoy en casa.
Gururlu bir yürekle geri dönmedim. Alçakgönüllü ve uysal bir şekilde eve geldim.
No traigo el corazón lleno de orgullo como piensa, vuelvo a casa humilde y sumiso.
Eve geldim.
Tengo hambre.
Ben eve geldim.
Ya llegué.
O gün.. eve geldim... ve o- -
Llegué a casa ese día y algo raro estaba sucediendo...
Gece yarısına yakın eve geldim.
Llegué a casa cerca de medianoche.
Vakit geldi, eve geldim.
Es tiempo de que vuelva a casa.
Polisin beni aldıktan sonraki gün. Eve geldim ve çantayı açtım.
Después de estar en la comisaría... fui a casa y abrí la bolsa.
Eve geldim.
Estoy en casa.
Eve geldim ve...
Cuando llegué a casa, ella...
Sırada bekledim, reçeteye göre ilacı aldım, imzamı attım ve eve geldim.
Esperé en fila, tomé el medicamento, firmé la prescripción y lo llevé a casa.
İşten çıkıp eve geldim. Neden bahsettiğinizi bilmiyorum.
Volví directamente del trabajo.
Arkadaşım Stacy'den eve geldim. Tüm kıyafetlerimi bahçeye atmıştı.
Cuando volví de casa de mi amiga Stacy había tirado toda mi ropa al jardín.
Eve geldim. Evde polis vardı. Ön kapı zorla açılmış.
Ha venido la Policía y han forzado la puerta.
- Bil bakalım niye eve geldim?
Adivina por qué volví a casa.
Mesela sen evde yoksun, ben eve geldim, Rory ve Dean'i saat 11'den sonra karanlıta oturuken buldum. Ne yapmalıyım?
Digamos que no estás, yo llego a casa, y Rory y Dean están en la oscuridad... solos, después de las 11 : 00. ¿ Qué hago?
Eve geldim Stella'nın yerinde olmadığını görünce onu aradım.
Lo llame cuando llegue a casa y Stella no estaba.
Babamla yemek yedim sonra eve geldim.
Fui a cenar con mi padre, después regresé a mi casa.
- Saat 11.00'den önce eve geldim.
Regresé aquí antes de las 11 : 00.
Ve... Ayrılıp eve geldim.
Y... me fui y me vine a casa.
Eve geldim.
Llego a casa.
- Anladım ki ilişkimiz doğru dürüst ilerlemiyor. - Bir gün, eve geldim ve...
Me di cuenta que nuestra relación no iba por buen camino así que un día yo llegué a casa, me senté y me dije :
Eve 1 : 30'da geldim.
Volví a casa a la 1.30.
Seni eve götürmeye geldim.
Vine para llevarte a casa.
Eve 3'te geldim, mesajınızı duymadım.
"Llegué a casa a las 3. : 00, no oí su mensaje a tiempo"
- Eve henüz geldim
- Acabo de llegar a casa.
Eve şimdi geldim.
¿ Tenemos que irnos?
O kadar sevmemiştim ki, eve bir gün erken geldim.
Y lo detesté, volví a casa un día antes, lo detesté tanto.
Adamım, eve ben çok önceleri geldim.
Viejo, yo volví a casa hace mucho.
Hayır. Eve yeni geldim.
No, acabo de entrar.
Eve'in, kalben, yapılması gerektiğini bildiği şeyi... yapmaya geldim.
Para hacer lo que Eva sabe que debe hacerse.
Eve erken geldim. İşyerinde b.k gibi bir gün geçirdim.
Regresé temprano después de un mal día.
Voyager'ı eve götürmeye geldim.
He venido a llevar a la Voyager a casa.
Eve geldim.
Volví a casa.
Ben, um.... erken geldim eve.
Volví a casa antes.
Onu eve bıraktım, buraya geldim. Kendime bir viski koydum ve yattım.
La llevé a su casa, regresé aquí me serví un whisky y me fui a dormir.
Bu tamamiyle adaletsiz, okuldan eve yeni geldim ve acilen herşeyi benim yapmamı bekliyorsun.
Es totalmente injusto, vengo a casa de la Escuela y de inmediato me asignas tareas.
Eve mümkün olduğunca çabuk geldim.
Vine a casa lo más rápido que pude.
Koşuya çıkmıştım, eve gitmek istemedim, buraya geldim.
Estaba corriendo, no quería ir a casa, terminé aquí.
geldim 384
geldim işte 33
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gittim 19
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
geldim işte 33
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gittim 19
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153