Eve gittim Çeviri İspanyolca
682 parallel translation
Eve gittim.
Fui a la casa.
- Dün geldim ve babamların eve gittim...
Cuando llegué ayer, fui a la casa de mi padre. - ¿ Ayer?
Bir şey olmadı, ben de beklemekten yorulup, eve gittim.
No pasaba nada, así que me fui a casa.
Eve gittim. Seni bulamadım. Sonra Bay Nugent'ın...
Al ver que no estabas, fui al apartamento del...
- Sonra eve gittim ve duş aldım.
- Fui a casa a ducharme.
Seninle konuştuktan sonra eve gittim. Yeni gelişmeler var.
He estado en casa desde que te hablé y han pasado más cosas.
- Hiç. Eve gittim ve geri döndüm işte.
Nada, me fui a casa y he vuelto.
Onu yakalamak için ve yakalarsam ne yapacağımı bilmeden eve gittim.
Corrí a casa para atraparlo, si podía, sin saber lo que me esperaba.
Taksiye binip eve gittim.
Me subí, fui a casa.
- Sana bakmaya eve gittim.
- He ido a casa a buscarte.
Bunu duyunca eve gittim bu uzunlukta, şu kalınlıkta bir sopa aldım. ve çalıştığı yere gittim.
Cuando me enteré, fui a casa, cogí una estaca así de larga y así de gruesa, y fui donde estaba trabajando.
Onları beş dakika takip ettim, daha sonra da eve gittim.
Las seguí durante cinco minutos, luego me fui a casa.
Sonra eve gittim.
Entonces me fui a casa.
Sonra tekrar eve gittim.
Entonces volví a casa.
Hızlıca eve gittim.
Así que, me puse en pié y lentamente caminé hasta casa.
Mayomu almak için eve gittim.
Fui a mi casa para ponerme mi traje de baño.
Masaya doğru gidince bu adamlara ben de eve gittim.
Cuando se acercó a la mesa de esos hombres, me fui a casa.
Sonra eve gittim.
Me fui a casa.
- Eve gittim.
- Que es ir a casa?
Kıyafet almak için bu sabah eve gittim.
Esta mañana he ido a cambiarme a casa y a coger algunas cosas.
Eve gittim.
- Bueno, volví a casa.
Eve gittim ve babama, "Baksana, ne hârika bir yılan balığı yakaladım!" dedim.
Voy a casa y digo : - ¡ Papá, mira qué "anguilaza" he pescado!
Ben de... eve gittim.
Así que me fui a casa.
Sendeleyerek eve gittim.
Me fui a mi casa.
Sonra eve gittim. Beni bilirsiniz. Evde Tanrı'ya duamı ettim.
Cuando llegué a casa le recé unas cuantas oraciones al Buen Señor.
Bu öğleden sonra eve gittim ve sizin şu kitabınızı okumağa başladım,
¿ Cómo? Esta tarde, al llegar a casa, me puse a leer un libro suyo...
Yalnız başıma eve gittim, yalnız başıma dinledim.
Volví a casa solo, escuché el disco solo.
Köprüyü geçtim ve eve gittim.
Así que me cruzó el puente y me fui a mi casa.
Biraz hayal kırıklığına uğradığını düşündüm kendimi tatmin etmektense hızlıca eve gittim.
"Parecía un poco decepcionada, pensé. " Me fui a casa rápidamente, bastante satisfecho conmigo mismo.
Dün gece eve gittim.
Me fui a casa anoche.
O gün eve gittim, çünkü oğlum hastaydı.
Tuve que irme, mi hijo estaba enfermo.
Neyse, eve gittim...
Y me fui a casa.
# Annemle birlikte eve gittim.
Volví a casa con ella.
- Üstümü değiştirmek için eve gittim.
- Fui a casa a cambiarme.
Ona nasıl vuruldum da eve gittim bilmiyorum.
Ni siquiera sé cómo acabé en casa con ella.
Sizden ayrıldıktan sonra, eve gittim ama anahtarımın olmadığını fark ettim ve zile bastım ama kapıyı açan olmadı.
Después de dejarte aquí, fui a casa... pero recordé que no tenía llave. Llamé, pero Reinhold no me abría.
Birden, babamın o konuşma metnini bekliyor olduğunu hatırladım... ve yazıyı bitirmek için bir koşu eve gittim, ama bir an evvel bitirebilmek için o heyecan ve telaşın sonucunda... cümlelerde bir sürü hata yapmıştım.
De pronto recuerdo que mi padre está esperando ese discurso... y me apresuro en regresar para terminar de escribir. Pero en mi prisa... y mi apuro para terminar eso... cometo muchos errores en las oraciones.
Sonra koşarak eve gittim ve biraz borç buldum.
Volví corriendo al piso a pedirlo prestado.
Bugün eve gittim.
Voy a ir a la casa.
Eve gitmek yerine gazete ofisine gittim.
En vez de volver a casa, volvía al periódico. Un colega de Ciudad de Dios trabajaba en el laboratorio.
Buraya geldiğimden beri eve sadece bir kere gittim.
Sólo he estado en la casa una vez desde que he llegado.
Ben de bir akşam eve büyük bir kutu çikolata alıp gittim.
Una noche llegué a casa con una gran caja de bombones.
O gece eve bir aptal, ama dürüst bir aptal olduğumu bilerek gittim.
Al Ilegar a casa, aunque era un loco, era honrado,...
Eve taksi tutarak gittim.
Tomé un taxi a casa.
Narvik'ten eve gideceğime, İngiltere'ye gittim. Neden?
De Narvik pasé a Inglaterra en lugar de irmea casa, ¿ por qué?
Çünkü eve gelmeden önce, operaya gittim.
Cogí un coche y fui a buscarte a la ópera.
O gece eve sarhoş gittim. Her zamanki gibi sevgilim beni ziyarete geldi.
Te lo expliqué todo cuando te ofrecí el trabajo.
Hayır, genel eve bir kez gittim ve orada beni hıçkırık tuttu.
Me entró hipo. Acabé enseguida.
Çocukluğumda eve döndüm, Mart ayı başlarında yalınayak okula gittim!
En casa, durante mi infancia, en marzo ya iba descalzo a la escuela.
Hindistan'a ilkbahar gittim Wally ve eve hatalı hissederek döndüm.
- Sí. Fui a la India en primavera y volví a casa muy mal.
Dün gece eve geç gittim ve çocuklarım, yemeklerini yaparken yangın çıkarmışlar.
Ayer por la noche, llegue a casa tarde y mis hijos había iniciado un fuego para cocinar su cena.
gittim 82
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve git 260
eve gidelim 249
eve gidiyoruz 153
eve geldik 42