Öğlen oldu Çeviri Portekizce
126 parallel translation
Bir saat önce öğlen oldu.
O sol está alto faz uma hora.
Öğlen oldu. Harika bir sabahtı ama.
Tivemos uma linda manhã.
Öğlen oldu, hala uyuyor.
Onde se viu? ! É meio-dia e ele ainda na cama!
Neredeyse öğlen oldu ama hâlâ çalışıyor.
e se segue trabalhando.
Öğlen oldu.
O sol já se pôs.
Öğlen oldu mu?
Já é meio-dia?
Öğlen oldu, gelen giden yok Soyacak kimse de yok!
Irmão, estamos a perder tempo
Kichizo, öğlen oldu.
Kichi-san, é meio-dia.
Anne, öğlen oldu!
- Mãe, é meio-dia.
Bay Stone? Neredeyse öğlen oldu.
Dr. Stone, a hora está quase a terminar.
Öğlen oldu.
- É de tarde.
- Öğlen oldu mu?
- Já é meio-dia?
Öğlen oldu.
São 3 e meia da tarde.
Öğlen oldu. Öğlen raporunu sumayı şimdi bitirdiler.
- Meio-dia, ele acabou de ler o relatório do meio-dia.
Öğlen oldu!
E quase meio-dia.
- Geldiğin için sağ ol, öğlen oldu.
- Ainda bem que vieste. É quase meio-dia.
Öğlen oldu.
É meio-dia.
Öğlen oldu, Grace.
Grace, é meio-dia.
Öğlen oldu. Hala yatakta ne işin var?
O que é que estás a fazer na cama a meio do dia?
Öğlen oldu.
- Não, só que...
Öğlen oldu ve bir cevap vereceğini söylemiştin.
É meio-dia, e disse que já teria uma resposta.
- Neredeyse öğlen oldu.
- É quase meio-dia.
Öğlen oldu.
É nova.
Neredeyse öğlen oldu.
É quase meio-dia.
- Öğlen oldu.
- Quase o meio-dia.
- Aman Tanrım, daha yeni öğlen oldu.
- Está agora a ser meio-dia.
Şey neredeyse öğlen oldu.
Bem, é quase meio-dia.
Öğlen oldu ve benim karnım acıktı.
Passa do meio-dia, tenho fome.
Öğlen oldu Rae.
Já é meio-dia, Rae.
Neredeyse öğlen oldu ve hala kalkmadı.
É quase meio-dia e ele ainda não se levantou.
- Öğlen oldu.
- Já é de tarde.
Neredeyse öğlen oldu.
Está a amanhecer.
- Ben bitiririm. Neredeyse öğlen oldu.
Já é quase noite.
- Tanrım! Ne çabuk öğlen oldu?
Como já pode ser meio-dia?
Bankadaki öğlen yoğunluğu yüzünden oldu.
É hora de ponta no banco.
Sana öğlen demiş. Saat 6 oldu bile.
Disse que o faria ao meio-dia e já são seis.
Neredeyse öğlen oldu.
Meio-dia.
GERALD FORD BUGÜN ÖĞLEN 38İNCİ BAŞKAN OLDU.
O PRESIDENTE DIZ QUE NÃO SE DEMITIRÁ 9 DE AGOSTO DE 1974 NIXON DEMITE-SE... GERALD FORD SERÁ INVESTIDO COMO 38 ° PRESIDENTE AO MEIO-DIA
- Öğlen oldu, ben gidiyorum.
Vou andando.
Öğlen birşey mi oldu? Kurbağa beni mahvetti.
- Meu sapo enjoou de mim.
Neredeyse öğlen oldu.
O Steve adora esta máquina.
Öğlen 1 oldu ve yatakta mısın?
É 1h da tarde e tás na cama?
Öğlen oldu!
Já é de tarde!
Sanırım öğlen oldu.
- Acho que é meio-dia.
Öğlen yemeği için eve gelmen harika oldu.
Isto é bom, vires a casa almoçar.
Bugün öğlen, Shang-Wan'da silahlı çatışma oldu.
Ocorreu um tiroteio esta tarde em Sheung Wan 3 suspeitos foram mortos ; Vários suspeitos e civis ficaram feridos.
Dediğim gibi, dün gece bana ne oldu hiç bilmiyorum. Herhâlde öğlen yediğim balık dokundu.
Não sei o que me deu ontem á noite, deve ter sido do marisco à hora do almoço.
Öğlen mi oldu?
Já é de tarde?
Neredeyse öğlen oldu.
Acho que você tem que ir.
Öğlen oldu!
Hora do almoço.
Bu öğlen bir tanışmamız oldu.
Tivemos um encontro próximo esta tarde.
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
olduğunu biliyorum 33
öldürür 25
öldüğünde 37
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
olduğunu biliyorum 33
öldürür 25
öldüğünde 37
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
öldük 27
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25