English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Are you going to

Are you going to translate Turkish

27,872 parallel translation
What are you going to do with your money?
Ne para ile ne yapacaksın?
How are you going to do that?
Bunu nasıl yapacaksın?
Are you going to kill me?
Beni öldürecek misin?
What are you going to do to earn a living out here on t'moors? I don't yet know.
Buralarda para kazanmak için ne yapabilirsin ki?
What are you going to do to her?
Ona ne yapacaksın?
Are you going to build this viaduct on your own, then, Johnny?
Köprüyü tek başına kuracaksın o zaman, Johnny.
What are you going to do?
Ne yapacaksın?
Why are you going to school so early? Huh?
Okula niye bu kadar erken gidiyorsun?
- Why are you going to school so early?
- Okula niye bu kadar erken gidiyorsun?
Are you going to report it to the main headquarters?
Bunu ana merkeze mi bildireceksin?
Why, are you going to run away?
Ne o, kaçacak mısın?
What are you going to do?
Ne yapacaksın peki?
Huh? Where are you going to go?
Ne yapacaksın?
- What are you going to do?
Ne yapacaksınız?
Are you going to paint me as a cherub or a bulldog?
Beni bir melek olarak mı yoksa bulldog olarak mı çizeceksin?
Are you going to untie me?
Beni çözecek misin?
So, am I going to have to ask you or are you going to be a gentleman?
Benim söylemem gerekiyor mu yoksa centilmenlik yapacak mısın?
What are you going to wear?
Sen ne giyineceksin?
- Are you going to hit me?
- Vuracak mısın?
Are you going to get yelled at?
Yine mi azar yemeye gidiyorsun?
So are you going to treat me well?
O zaman bana iyi davranacak mısın?
What else are you going to use it for?
Bunu ne için kullanacaksın?
Are you going to keep on holding on to my wrist?
Bileğimi tutmaya devam mı edeceksin?
Who are you going to throw it at?
Kime atacaksın?
What are you going to do?
Ne yapacaksın? Ne?
Are you going to hold my shoulder, too?
Benim de mi omzumu tutacaksın?
Are you going to act so senseless like this?
Böyle patavatsız olmaya devam mı edeceksin?
If it's a woman or if it's a man, what are you going to do about it?
Erkek ya da kadın olmasından sana ne?
What are you going to do with your laptop?
Bilgisayarınla ne yapacaksın?
Are you going to go there drunk?
- Sarhoş mu olacaksın?
Are you going to come and get me in a helicopter?
İçersem ne olur? Helikopterle beni yakalamaya mı gelirsin?
What are you going to do about my business card?
Ne yapacağız şimdi?
Are you going to watch her all night?
Tüm gece onu böyle izleyecek misiniz?
How are you going to get the President to sign off on this?
Başkan'a bunu nasıl kabul ettireceksin?
Pull up! What are you going to do?
Ne yapacaksın?
For each 5 minutes you are going to be a.
Her 5 dakika için, bir, geç kaldın.
Yeah, you are. Working two jobs, raising a child, going to college.
Evet, öylesin.İki işte birden çalışmak çocuk yetiştirmek, üniversiteye gitmek.
Yo, Fish, you're not going to ralph on the vic, are you?
Hey, Balık, kurbanın üzerinden geçeceksin, değil mi?
So what are you, uh, doing here, because, uh, you said that you were going to meet me at home?
Benimle evde buluşacağını söylemiştin.
- Bao Bao, you are going to prepare the best.
- Bao Bao, git ve uçağı hazırla. - Anlaşıldı.
Then are you saying that you're going to school because you hate home?
Yani evden nefret ettiğin için mi okula erken gidiyorsun?
You are going to have to start to push.
Ikınmaya başlaman lazım.
Where are you going? I have to call Paige.
- Nereye gidiyorsun?
You have nothing to worry about because nobody's going to be looking at you, because all those other kids are gonna be too preoccupied with their own insecurities.
Endişeleneceğin hiçbir şey yok çünkü kimse sana bakmayacak. Çünkü diğer çocukların hepsi kendi özgüvensizlikleriyle meşgul olacak.
I wasn't kidding when I told you that for the next couple of days, we are going back to the old ways.
İki gün boyunca eski günlere döneceğiz derken şaka yapmıyordum.
Are you really going to be like this?
Cidden böyle mi yapacaksın?
Decide if you are going to let go of her hand, or if you will become a man who is worthy of that hand.
Elini bırakıp bırakmayacağına ya da o eli tutmaya değer bir adam olup olmayacağına karar ver.
If you are going to leave, run as fast as you can.
Gideceksiniz koşabildiğiniz kadar hızlı koşun.
Are you really going to pay for Fatima's school fees?
Fatima'nın okul parasını cidden ödeyecek misin?
You are going to beg him to let you re-enroll tonight.
Bu akşam ona yeniden kaydolmak için yalvaracaksın.
You are going to Kensington Palace?
Kensington Sarayı'na gidecek misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]