English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Back to life

Back to life translate Turkish

3,873 parallel translation
You nurse me back to life.
- Beni hayata döndürdün.
- Jackson was the Kanima first, and then Peter and Derek killed him and he came back to life as a werewolf.
Hayır, Jackson kurt adam. Jackson önce Kanima'ydı ama Peter ve Derek onu öldürünce kurt adam olarak hayata geri döndü.
But what if Matt's tacky ring brought him back to life?
Ama ya Matt'in yüzüğü onu hayata döndürdüyse?
I was coming back to life anyway.
Her halükarda yeniden hayata dönecektim zaten.
And when you come back to life, I'll kill you again, as many times as it takes.
Ve hayata geri döndüğünde seni tekrar öldüreceğim, ne kadar gerekirse.
I've been wanting to talk to you since I came back to life, but I didn't want to say anything in front of the girls.
Hayata döndüğümden beri seninle konuşmak istiyorum ama kızların önünde konuşmak istemedim.
Looks like someone brought it back to life.
Biri burayı hayata döndürmüş gibi görünüyor.
So, as we know, in a psychotic lapse of judgment, Bonnie brought you back to life and died in the process.
Bildiğimiz kadarıyla Bonnie ters bir iş yaparak seni hayata döndürdü ve bu süreçte kendi öldü.
I want to use his death to bring Bonnie back to life.
Ben de onun ölümünü Bonnie'yi hayata döndürmek için kullanmak istiyorum.
And bringing me back to life wasn't?
Beni hayata döndürmek değil miydi peki?
This was dead, but I brought it back to life.
Her şey ölmüş. Bu da ölüydü, ama onu tekrar hayata döndürdüm.
"And then after you flatline, " we may or may not be able to, you know, shock your human side back to life? "
Nabzın durduktan sonra da senin insan olan kısmını hayata döndürebiliriz de, döndüremeyebiliriz de? "
We're gonna bring your boyfriend back to life.
Şu sevgilini tekrara yaşama döndüreceğiz.
So you're trying to tell me this thing came back to life?
Bunun tekrar canlandığını mı söylüyorsun bana?
That guy... I think he believes that his wife can come back to life.
Bu adam... karısının tekrardan hayata dönebileceğineinanıyor.
In the last 3 years, I lost my adoptive parents, my birth parents, my aunt, our guardian Alaric, and my brother Jeremy died, although he came back to life, so there's that.
Geçtiğimiz 3 senede üvey ailemi kaybettim, gerçek ailemi kaybettim teyzemi, vasimiz Alaric'i kaybettim, üstüne bir de kardeşim Jeremy öldü. Ama o sonra geri döndü. Orası var tabii.
The way I heard it, he came back to life, quite dramatically.
Duyduğuma göre dramatik bir şekilde hayata geri dönmüş.
I want to use his death to bring Bonnie back to life.
Ben de onun ölümünü Bonnie'yi hayata döndürmek için kullanmak istiyorum. Silas benim tek gerçek aşkımdı.
We're just supposed to believe that he's gonna bring Bonnie back to life out of the goodness of his heart?
İçinden geldi diye Bonnie'yi hayata geri döndüreceğine inanmamız mı gerekiyor yani?
How did you come back to life?
Hayata nasıl döndün? Ha o mesele.
She opened the door and then distracted herself when she brought your little brother back to life, so I just walked right through when she died.
Kapıyı açıp kardeşini hayata döndürdüğünde dikkatini başka yöne verdi. Ben de o ölünce açık kapıdan geçiverdim.
Well, today, Silas was gonna bring her back to life after he got The Anchor, but you told my boyfriend, who has never put anyone's life before mine, including his own, to kill Silas
Bugün Silas dayanak noktasını bulduktan sonra onu hayata döndürecekti. Ama benim canımdan çok kendi canı da dâhil kimsenin canına değer vermeyen erkek arkadaşıma bunu yapamadan Silas'ı öldürmesini söyledin.
Is there a part of you that thinks for one minute that I'd let one of my friends die just so I could come back to life?
Hayata geri dönebilmek için arkadaşlarımdan birinin ölmesine izin vereceğimi bir an bile düşündün mü?
You mean back to life?
Hayata geri döndürmek mi?
We used a spell, brought him back to life?
Onu diriltmek için büyü yapmıştık hani?
Those of us who have recently died have been brought back to life by the hand of one person here.
Yakınlarda ölenlerimiz, buradaki tek bir insanın ellerinde yeniden hayat buldu.
We brought you back to life.
Seni hayata geri döndürdük.
And he said he brought me back to life.
Bana, beni hayata döndürdüğünü söyledi.
Why did you bring me back to life?
Neden beni hayata geri döndürdün?
I want to use Silas'death to bring Bonnie back to life.
Silas'ın ölümünü Bonnie'yi hayata döndürmek için kullanmak istiyorum.
But... once I decided not to sell the house... the flower came back to life and started to bloom again.
Satmaktan vazgeçtiğimde ise böyle yeniden açtı.
And rule number four, never go check a monster who's down,'cause it'll always spring back to life and get ya!
Ve kural dört, asla ölmüş bir canavarı kontrol etmeye gitme çünkü her zaman hayata dönüp seni yakalar!
The girl is 16-17 years old and on her way into life, and her father is sick with jealousy and humiliates himself in order to hold her back.
Kız 16,17 yaşlarında kendi hayatında ilerliyor. Babası da kıskançlığın pençesinde. Kızını zapt etmek için kendisini küçük düşürüyor.
But I do have to get back to my life.
Ama hayatıma geri dönmek zorundayım.
I'm so glad I made it back into your life in time to see this, Freya.
Bunu görebileceğim bir zamanda hayatına girdiğim için çok mutluyum Freya.
You coming back to the life?
Hayata geri mi dönüyorsun?
Go back to your life, Jack...
Hayatına geri dön Jack...
Featuring the brilliant Brooke Dillman who's back as Honey Garrett to make Nelson's life miserable.
Başarılı Brooke Dillman ki Honey Garrett olarak yer alacak ve Nelson'ın hayatını çekilmez yapacak.
Trying to get my life back.
Hayatımı geri almaya çalışıyorum.
I've been wishing you hadn't told me... and that we could go back to our life, to being happy.
Keşke bana söylemeseydin ve mutlu olmak için hayatlarımıza devam etseydik.
Not to bring me back to... a life... where I have to get my... meals from a... from a tube.
Bir tüpten yemek yiyebileceğim bir hayata getirebileceğin için değil.
Ladies and gentlemen, you're all here today because you've been part of the effort to bring life back to this beautiful body of water.
Bayanlar baylar, bugün burada toplanma sebebimiz hepinizin bu göleti hayata döndürme çabasına katkı sağlamış olmanız.
I cannot imagine how you've managed to worm your way back into his life.
Onun hayatına nasıl olup da tekrar gire bilmeyi başardığını hayal edemiyorum.
I spent my life trying to find him, to get him back.
Bütün hayatımı onu bulmaya, geri getirmeye çalışmakla geçirdim.
You go back to your old life.
Eski hayatına dönebilirsin.
I have come to breathe new life into this community, to aid those who seek betterment, to abrogate those who would hold us back.
İyileşmek isteyenlere yardım edeceğim ve ilerlememizi durdurmak isteyenleri yok edeceğim.
I want to take you back to a place in your life where you were safe and comfortable.
Sizi, hayatınızda güvenli ve rahat hissettiğiniz bir yere götürmek istiyorum.
[spy music plays on tv] your mission, should you choose to accept it, is to get your life back on track.
Sizin göreviniz, tabii kabul ederseniz, hayatınızı tekrar rayına koymak.
But every day, I will be plotting to take back what is mine, what I've spent my life building. What was stolen from me.
Fakat her günümü bana ait olan şeyi uğruna ömrümü harcadığım, benden çalınan şeyi geri kazanmak için geçireceğim.
Pro... you're entering the time in your life when you give back to loved ones and community.
Artı.. Sevdiklerine ve arkadaşlarına, iyilik yapabilirsin..
You can all try to hide from me that you aren't miserable with this bird back in your life, but a mother knows.
Sanki bu kuşun hayatınıza yeniden girmesi sizi mutsuz etmiyormuş gibi benden saklamaya çalışabilirsiniz. Ama bir anne farkeder.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]