Could be nothing translate Turkish
643 parallel translation
Thousands? Could be nothing.
Belki milyonlarca, belki binlerce dolar.
It could be nothing or could be a kilo of gold.
Ve seçtikleri o çuvalda'hiçbirşey'ya da bir kilo altın olabilir!
It could be nothing else.
Başka bir şey olamazdı.
Could be nothing.
Hiçbir şey olmayabilir.
You could do as you liked and nothing would be real and nothing would have meaning or value.
Canının istediğini yapabilirdin ve hiçbir şeyin gerçekliği olmazdı hiçbir şeyin anlamı veya değeri olmazdı.
Looks like an attempted theft, but nothing stolen here could be disposed of.
Hırsızlığa benziyor ama buradan çalınan şeyler satılamaz ki.
Nothing could be left alive in that furnace.
O fırında hiçbir şey hayatta kalamaz.
Nothing could be better.
Daha iyisi can sağlığı.
Ha. Nothing could be more absurd.
Bundan daha saçma bir şey olamaz.
There was nothing that could be done for her, except wait.
Onun için, beklemekten başka, yapılabilecek hiçbir şey yoktu.
I know nothing could be further from your wish.
Hiçbir şey bu dileğinden daha büyük olamaz.
Working on the theory that once the whole of the barium is removed nothing could be left but radium.
Teoride baryum tamamen temizlendiğinde geriye sadece radyum kalacaktı.
Nothing that could be held to anything.
Hiç bir şey beni buna inandırmaz.
If I didn't know you so well... and know that nothing could be further from your mind... a fellow would almost swear you were giving him a hint.
Seni bu kadar iyi tanımıyor olsam ve aklının bu işlerden olabildiğince uzak olduğunu bilmesem bir insan ona ufaktan bir şeyler çıtlattığına yemin edebilirdi.
Now, you know perfectly well that nothing I could say about you- - The way you look, I mean, could be anything but flattering.
Siz de çok iyi biliyorsunuz ki sizinle, yani görünüşünüzle, ilgili söyleyeceğim hiçbir şey iltifattan başka bir şey olamaz.
Nothing could be... Why!
Hiçbir şey bundan...
Nothing could be worse than this.
Artık bundan kötüsü olamaz.
- Nothing could be easier.
- Tereyağından kıl çeker gibi.
Nothing could be wrong with you, could there?
Sende bir sorun olamaz, öyle mi?
Nothing useful could be taken ; all they wanted was to be scared
Amaç ölümüne korkuyor olmaktı. Kurallar, faydalı bir şeyler çalmayı yasaklıyordu.
♪ Nothing could be drier than a jolly caucus race
Neşeli koşu grubundan yoktur daha kurutucu hâsıl.
♪ Nothing could be drier than a jolly caucus race ♪
Neşeli koşu grubundan yoktur daha kurutucu hâsıl.
Nothing could be grander Than to be in Louisiana
# Hiç bir şey olamaz daha harika Louisiana'da olmaktan #
I believe nothing could be more wonderful, for me, than marrying you.
Benim için seninle evlenmek kadar mükemmel hiçbir şey olamaz.
Nothing else it could be.
Başka birşey olamaz.
You killed them for rewards on their head when nothing could be done except give you the cash.
Sana para vermek hariç hiçbir şey yapılmadığında başlarına ödül konulanları öldürdün.
- Nothing that he could've done tonight, so... he'll be back in the morning. - Well, didn't he ─
- Doktoru kasabaya götürdü.
Nothing could be immune to that.
Kimse ona bağışık olamaz.
He knew quite well the pattern of what could happen when he reached the inner part of the current but there was nothing to be done now.
Deniz yüzeyinin hemen altında neler olup bittiğini kafasında canlandırabiliyordu. Ama elden gelecek bir şey yoktu artık.
Now, of course that ain't to say he was no saint or nothing,'cause could be a little mean and kind of wild with the women.
Elbette aziz falan olduğunu söylemiyorum çünkü kadınlara karşı biraz kaba ve yabaniydi.
Meaning that I can tell nothing, but it could be the first month of pregnancy, and so...
Yanlış anlaşılmasın, bir şey bulamadım ama hamilelik söz konusu olabilir. - Öyle mi?
What could be more vital than to find and cultivate a nourishing new food that cost nothing to grow?
Büyümesi için hiç bir maliyet gerektirmeyen besleyici bir gıdayı bulmak ve yetiştirmekten daha hayati ne olabilirdi?
Well, I can assure you, sir, that I have done nothing that could be construed as offensive.
Sizi temin ederim ki efendim rahatsız edici olarak yorumlanacak hiç bir şey yapmadım.
As a thing of art, nothing could be more admirable than the painting itself
Sanatsal anlamda belki de hiçbir şey bu portre kadar takdire şayan olamazdı.
They insisted that nothing new could be discovered in the Universe.
Evrende keşfedilebilecek yeni bir şey olmadığında ısrar ettiler.
They were nothing like those who landed with him at Marsala, who believed that Italy could be created by repeating 1848.
Onunla Marsala'da karaya çıkanlarla alakaları yoktu karaya çıkanlar 1848 tekrarı ile İtalya'nın yeniden kurulacağına inanıyordu.
Sire, nothing could be further from my mind!
Majesteleri, böyle bir şey aklımın ucundan bile geçmedi!
Friend Captain, I'm so happy to be warm and comfortable that nothing could bother me.
Arkadaş Yüzbaşı, ısınmış ve rahat etmiş olmaktan dolayı çok mutluyum hiç bir şey beni rahatsız etmez.
And nothing could be worse for a girl in your unstable condition..... to be mixed up with a man in my unstable condition.
Senin dengesiz durumundaki bir kız için, benim dengesiz durumumda bir adamla ilişkiye girmesinden daha beter bir şey olamaz.
He figured that without you nothing could be done.
Sen olmadan hiçbir şey yapamayacağını öğrendi.
I used to think nothing could be better than motorbike racing.
Hiçbir şeyin motosiklet yarışlarından daha iyi olamayacağını düşünürdüm.
Nothing ties us to Basini, except that a lot of pleasure could be had from him.
Bizi Basini'ye bağlayan bir şey yok tabii onun sırtından alacağımız tüm o zevkler hariç.
In the National Unity system, he who fell out could be left to die, and there would be nothing wrong about it after all.
Ulusal Birlik sisteminde,... anlaşamadıklarını ölüme terk ederlerdi,... nihayetinde bu yanlış bir hareket olurdu.
Any animal, plant or man that dies adds to Nature's compost heap becomes the manure without which nothing could grow, nothing could be created.
Ölen her hayvan, bitki ya da insan Tabiat'ın gübre yığınına katılır hiçbir şeyin onsuz büyüyemeyeceği, onsuz yaratılamayacağı gübreye dönüşür.
- Nothing could be done.
- Yapabilecekleri hiçbirşey yoktu. - Bay Elias!
I would prefer nothing more than that, sir, if my orders could be changed.
Eğer bana verilen emirler değiştirilebilirse, geriye dönmekten başka hiçbir şey istemem.
Nothing could be easier.
Bu çok basit.
We were too late, Jim. There's nothing could be done.
Hiçbir şey yapılamadı.
I MEAN, BE FAIR. THERE WAS NOTHING ELSE HE COULD DO.
İnsaf et, başka çaresi yoktu.
There was nothing I could do, so why be careful?
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu ne de olsa.
Nothing could be fairer.
Çok adaletli.
could be more 16
could be 753
could be worse 129
could be better 30
could be anything 68
could be anywhere 25
could be a trap 19
could be anyone 27
could be fun 50
could be anybody 19
could be 753
could be worse 129
could be better 30
could be anything 68
could be anywhere 25
could be a trap 19
could be anyone 27
could be fun 50
could be anybody 19
could be a coincidence 22
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing so far 85
nothing has changed 127
nothing fancy 88
nothing serious 268
nothing will happen 77
nothing here 109
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing so far 85
nothing has changed 127
nothing fancy 88
nothing serious 268
nothing will happen 77
nothing here 109