English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Couple of things

Couple of things translate Turkish

931 parallel translation
Couple of things I want to clear up just to satisfy myself.
Kendimi tatmin etmek için bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak istiyorum.
I'm sure this is a very good report, sir, but there are a couple of things that don't add up.
Eminim bu çok güzel bir rapor, efendim, fakat akla yakın olmayan bir kaç şey var.
You can teach'em a couple of things.
Onlardan bir şeyler öğrenebilirsin.
Bring a couple of things.
Birkaç parça bir şey getir.
I guess I've been wrong about a couple of things.
Sanïrïm birkaç seyde yanïldïm.
Oh, a couple of things, professor.
Birkaç şey, profesör.
I want to run up to the attic. I want to get a couple of things.
Önce tavan arasından birkaç şey alacağım.
Well, I'd like to. I'm afraid I have a couple of things to attend to.
Ben de gelmeyi çok isterdim ama yapılacak işlerim var.
- A couple of things.
- Fikrini değiştiren nedir?
A couple of things I want cleared up.
Anlaşmak istediğim birkaç şey var.
Couple of things.
Birkaç şey var.
I REMEMBERED A COUPLE OF THINGS THAT I OUGHT TO TAKE CARE OF AT THE OFFICE TOMORROW,
Yarın ofiste ilgilenmem gereken işlerim olduğu aklıma geldi sonra da geri dönmeye karar verdik.
And let's get a couple of things straight.
Ve birkaç şeyden emin olalım.
There's a couple of things I could tell your ma about you too.
Ben de annene senin hakkında birkaç şey söyleyebilirim.
A couple of things I've said to you before I think are worth repeating.
Önceden de söylemiş olduğum şeyleri bir kez daha tekrar ediyorum.
I'll show you a couple of things.
Sana bir şeyler gösteririm o zaman.
I've got a couple of things I want to talk to you about.
Senin için söyleyecek bir kaç lafım olacak.
You're in trouble, but you got a couple of things mixed up.
Başın belada, bir iki şeyi eline yüzüne bulaştırdın.
I brought a couple of things you can stick round the house. Yeah.
Güzel evine biraz daha renk katması için benden sana.
You've gotta run along now because I've got a couple of things to do, okay?
Şimdi gitmen lazım ama. Halletmem gereken birkaç iş var.
I got a couple of things I'd like to talk...
Konuşmak istediğim birkaç şey var.
I got a couple of things to do.
Yapmam gereken birkaç şey var.
No, ma'am. There's a couple of things I am smart about, and one of them's not letting my feelings get hurt easy. That's smart.
Rahatsız edilme kısmı tamam, ama sürekli rahatsız edebilsin diye bir kızla evlenip ev falan yapmayacağım.
Tension of a big fight, uh... anybody's liable to forget a couple of things.
Büyük bir karşılaşmanın gerginliğiyle herkes bir iki şeyi hatırlamayabilir.
There's a couple of things to clear up so he can close the case.
Dosyayı kapatabilmek için aydınlatmak istediği birkaç şey var.
- He went to the market to buy couple of things.
- Çarşıya öte beri almaya gitti.
A couple of things.
Birkaç şey.
Well, it looks like I got a couple of things to do, but don't worry, honey, I'm going to be back.
Eh, görünüşe göre yapacağım birkaç şey var. Ama merak etme tatlım, geri geleceğim.
You know, sergeant, going over the transcript of that man's trial... there are a couple of things I don't get.
Çavuş, bu adamın dava dosyasında anlamadığım iki şey var.
Look, Larry, a couple of things.
Bak, Larry. Birkaç şey var.
Couple of things, Mark.
Birkaç şey var Mark.
There are a couple of things that I think we ought to hash over.
Birkaç konuyu baştan konuşmalıyız.
There's a couple of things that I...
Birkaç meseleyi- -
A couple of things.
Birkaç şey var.
Couple of small things.
Bazı ufak tefek şeyler.
There are a couple of other things...
Bir kaç şey daha var...
I was just gonna say, I have a friend that's out of town... and you might be able to stay at his place for a couple of weeks... and maybe by then things will break a little better for you.
Sadece şehir dışında bulunan bir arkadaşım olduğunu ve... evinde birkaç hafta kalabileceğini söyleyecektim. Belki o zamana dek işler senin için de yoluna girer.
- A couple of little things.
- Birkaç şey.
I'm sorry, ma'am, but I've got a couple of other things here on my desk... that require my immediate attention.
Masamda acilen ilgilenmem gereken birkaç şey daha var.
In a couple of hours when things settle down out there, we'll make it out the back way down to the creek bed and come in behind them to the horses.
Dışarıda işler birkaç saat içinde durulduğunda arka kapıdan dışarı çıkıp dere yatağının aşağısında atların bulunduğu yere gidin.
Well, I got a couple of things to do.
Yapacak bir-iki işim var zaten.
Things have gone up in the last couple of years.
Son birkaç yılda işler çok değişti.
I'm quittin'a couple of things.
Birkaç şeyi bırakıyorum.
Wouldn't it be great if we could just go away, the two of us... And let the old world take a couple of turns and... Have a chance to take stock of things?
Sadece ikimiz başımızı alıp, çekip gidebilsek... bir iki yıl ortadan kaybolsak... maceralar yaşasak güzel olmaz mıydı?
When Kimbrough came to town a couple of years ago, things changed, people changed.
Bir kaç yıl önceydi. Kimbrough kasabaya geldi ve önce insanlar değişti, sonra herşey değişti.
I have a couple of last minute things to clear up at the office.
Büroda halledeğim bir kaç son dakika işlerim var.
In spite of things we're a solid couple
Yaşanan bazı olaylara rağmen biz ayrılmaz bir çiftiz.
And things are gonna get back to normal in a couple of days.
Birkaç günde her şey normale dönecektir.
FOREMAN : You might be away for a couple of days, so the trucks will take you to pack your things.
Bir iki gün süreceği için eşyanızı almaya kamyonlar gelecek.
I've got a couple things to take care of before then.
O zamana kadar halletmem gereken birkaç şey var.
Like I said, I began taking things : the silverware, a couple of candle holders, a couple of lighters and the jewelry
Dediğim gibi, eşyaları almağa başladım, gümüş parçalar, bir miktar şamdan, bir kaç çakmak ve takılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]