English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dear girl

Dear girl translate Turkish

359 parallel translation
Listen, my dear girl, when it comes to playwriting, you don't know your - your dear little elbow from a barrel of flour.
Beni dinle sevgili kızım, konu oyun yazarlığı olduğunda, senin bir şey bildiğin -... elinin hamuruyla erkek işine karışıyorsun.
The park, my dear girl, it happened in the zoo.
Park mı, sevgilim... hayvanat bahçesinde olmuştu.
Dear girl, do you realize that life walked into this house this morning?
Bu sabah bu eve hayat geldiğinin farkında değil misin?
My dear girl, you have to be English.
Güzel kızım, senin İngiliz olman gerek.
You see, my dear girl....
Görüyorsun, canım kızım...
- My dear girl, this is war.
- Sevgili kızım, savaş bu.
- There's the dear girl now.
- İşte sevgili kızımız da geldi.
Oh, my dear girl. Even to a woman in love, such a situation must seem a little unreasonable.
Sevgili kızım aşık bir kadın için bile mantıksız işler peşindesin.
My dear girl, you cannot keep bumping your head against reality and saying it is not there.
Sevgili kızım, gerçekler kafana böyle çarptıktan sonra onları hala inkar edemezsin.
Small pay is still pay, my dear girl!
Az da olsa ücret ücrettir sevgili kızım.
You have to taste this, dear girl.
Bunun tadına bakmalısınız.
It wouldn't be so strange at your age, my dear girl.
Senin yaşında hiç de garip olmazdı, güzel kızım.
- My dear girl!
- Biricik sevgilim!
- My dear girl!
- Tatlı sevgilim!
- Dear girl, how happy we shall be.
- Canım, öyle mutlu olacağız ki.
Oh, dear girl.
Ah, güzel kızım.
Catherine, my dear girl!
Catherine, tatlım!
Dear girl, you're right.
Sevgili kızım, haklısın.
Go away. My dear girl, I'm as sorry about Dannreuther as you are. But after all, it isn't as if he were one of our oldest friends.
Canım benim, Dannreuther için senin kadar ben de üzgünüm ama eski arkadaşlarımızdan biriymiş gibi üzülmüyorum yani.
My dear girl, you must see that this is quite out of the question.
Canım benim, bunun imkansız olduğunu anlamalısın.
A very interesting subject - at least for you, dear girl.
Çok ilginç bir konu, özellikle de senin için, küçük kız.
My dear girl, you're hungry.
Güzel kızım, sen açsın. O ravioliyi ye.
My dear girl.
Benim sevgili kızım.
Oh, my dear girl, how long I have waited to hear that.
Canım benim, bu sözleri duymak için ne kadar bekledim ben.
Look, dear girl, I think I better tell you somethin'about cowboys.
Bak, güzel kızım, sanırım sana biraz kovboylardan bahsetmeliyim.
- I'm lookin'for your shoes, dear girl.
- Ayakkabılarını arıyorum, bir tanem.
- Dear girl!
- Tatlı kız!
My dear girl!
O, tatlı kız!
Thanks, dear girl.
Teşekkürler, bir tanem.
Who do you think is here, dear girl?
Sence burada kim olabilir, tatlım?
My dear, dear girl...
Sevgilim, sevgili yavrucuğum...
This is what is known, my dear girl, as a forced deck.
Bu, hileli deste denilen şeydir sevgili kızım.
Then a suggestion or two that will rip out all of the wiring... and then, dear girl, it's over.
Sonra tüm düğümü çözecek bir ya iki öneri... Ve sonra, sevgili kızım, bitecek. Tamamen.
Honey Girl, it's time for your history lesson, dear.
Bal Kız, tarih dersi çalışma zamanı.
You see, dear, I've got her pronunciation all right, but you've got to consider not only how the girl pronounces, but what she pronounces.
Görüyorsun ki, canım, onun telaffuzunu düzelttim, ama onun nasıl telaffuz ettiğine değil neyi telaffuz ettiğine de dikkat etmelisin.
My dear, you look like a young girl.
Hayatım, genç bir kız gibi görünüyorsun.
Even as a little girl, you were more of acid type, dear, while I, if you remember...
Küçükken bile soğuk biriydin ama hatırlarsan ben...
Frankly, my dear, I didn't expect anything like that... from a nice levelheaded girl like you.
Açıkçası, senin gibi aklı başında bir kızdan böyle şeyler beklemezdim.
Of course you are, dear, but you see... you'll be the only young girl at Spanish Bit.
Elbette öylesin tatlım ama dinle beni bu İspanyol Kayası'ndaki tek genç kız sen olacaksın.
My dear little girl, my dearest little girl.
Küçük tatlı kızım, Benim sevgili küçük kızım.
She was a dear little girl.
Çok tatlı bir kızdı.
"Dear Madam, this will introduce my cousin Doris who is in every way a good girl."
"Hanımefendi, mektubu getiren iyi biri olan kuzenim Doris'dir."
I can't, and I daren't, my dear little girl.
Yapamam, cesaret edemem, benim sevgili tatlı kızım.
My dear fellow... the truth isn't quite the sort of thing... one tells to a nice, sweet, refined girl.
Gerçek iyi, saf bir kıza anlatılabilecek bir şey değildir.
My dear little girl... console yourself.
Sevgili küçük kızım... Üzülme.
My dear little slave girl... ... I don't want what you steal from the palace.
Sevgili küçük köle kiz senin saraydan çaldigin seyleri istemiyorum.
A dear little girl.
Şirin bir küçük kız.
I made this dress for a dear, sweet girl.
Bu elbiseyi tatlı bir kız için dikmiştim.
Between the girl I was and the woman I am stretch too many days, my dear.
Kızlık zamanımla, kadın olduğum şu an arasında pek çok gün geldi geçti sevgilim.
You're a very beautiful young girl, considering you've grown up without your poor dear mother.
- Zavallı annen olmadan büyüdüğünü de göz önüne alırsak. Sen çok güzel ve tatlı bir genç kızsın,
He said : "You're a dear little girl."
"Tatlı bir küçük kızsın" derdi ona.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]