English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dear boy

Dear boy translate Turkish

745 parallel translation
My dear boy, perhaps you'd like us to arrange a visit to the craters of the moon.
Belki de aydaki kraterlere bir gezi düzenlenmesini istersiniz.
Oh, my dear boy, if you only knew how happy, how happy...
Sevgili oğlum, eğer bir bilseydin ne mutlu, ne mutlu...
- My dear boy...
- Sevgili oğlum.
And present you, my dear boy, with this token of their affection and esteem.
Ve sana olan sevgi ve saygımızın nişanesi olarak sana bu ödülü sunuyorum.
- Pres, my dear boy.
- Pres, canım benim.
My dear boy, have your breakfast before Tarzan eats you raw.
Sevgili oğlum, Tarzan seni çiğ çiğ yemeden kahvaltını et.
The dear boy makes no secret of his admiration.
Kızıma olan beğenisini hiç saklamıyor.
But, my dear boy, this is most urgent.
Fakat, sevgili oğlum, bu çok acil.
My dear boy.
- Sevgili çocuğum!
- Yes, my dear boy.
- Evet sevgili oğlum, biliyorum.
He's such a dear boy.
Çok iyi bir çocuktur.
No proof, my dear boy!
Hiç kanıt yoktu, sevgili dostum!
Do you understand, my dear boy?
Anlıyor musun evladım?
Put everything else aside, my dear boy.
Gerisi teferruattır.
- This is beautifully inspired, my dear boy.
- Bu ne güzel bir ilham, tatlı oğlum.
I hoped to hear you say so, dear boy, but you've done well too, eh?
- Bunu söylemeni bekliyordum. İşler senin için de iyi gitmiş ha?
Yes, Pip, dear boy, I made a gentleman of you.
Evet Pip, sevgili oğlum, seni bir beyefendi yaptım.
They shall be yourn, dear boy, if money can buy'em.
Para satın alabilirse hepsi senindir.
Well, where are you going to put me, dear boy?
- Beni nereye yatıracaksın?
I'm a heavy grubber, dear boy, always was.
İştahım her zaman yerinde olmuştur oğlum.
It's a dark part of my life, dear boy.
Hayatımın karanlık tarafı oğlum.
Aye. I don't complain of none, dear boy.
Hiçbir şeyden şikâyetim yok, sevgili oğlum.
- Oh, my dear boy!
- Oh, sevgili oğlum!
Dear boy, you're very ugly.
Sevgili oğlum, sen çok çirkinsin.
- Delighted to come, dear boy.
- Ben de geldiğime, genç adam.
Thank you so much, dear boy.
Teşekkürler genç adam.
I'm sure the dear boy will turn up somehow.
Eminim ki bizim çocuk bir şekilde ortaya çıkacak.
Dear boy, don't listen to the things I say!
Sevgilim, söylediğim şeylere aldırma!
Thank you, dear boy.
- Sağ ol, sevgili çocuğum.
- Where have you been, dear boy?
- Nerelerdeydin, canım benim?
- The dear boy's been at death's door.
- Zavallı çocuk ölüm döşeğinde yatmış.
It's getting late. Time for "dear boy" to get dressed and hop it.
Geç oluyor. "Zavallı çocuk" için giyinip yaylanma vakti.
Take care of yourself, dear boy.
Kendine dikkat et tatlı çocuk.
Oh, dear boy, you'll be the death of me!
Oh, tatlı çocuk, ölümüm elinden olacak!
Mustn't be unkind to the dear boy.
Ona karşı zalim olmayalım.
I'm sure I shan't, dear boy.
Buna eminim, tatlı çocuk.
I consider it a sound investment, dear boy.
Buna sağlam bir yatırım olarak görüyorum.
- Yes, dear boy.
- Evet, tatlı çocuk.
- Well, dear boy, your time has come.
- Evet tatlı çocuk, senin vaktin de geldi.
No, dear boy, I am not giving you 200 quid.
Hayır, tatlı çocuk, sana iki yüz pound vermeyeceğim.
I have a little information for you, dear boy.
Senin için ufak bir haberim var, tatlı çocuk.
"You've got to save that dear boy, John."
"O çocuğu kurtarmalıydın, John."
I thinks gold dust of this dear boy.
Para hırsı için, bu çocuğu çok hırpaladım.
You look such a dear, sweet boy.
Oldukça tatlı bir delikanlısın.
I mean, your daughter... to, uh, be mine. Why, my dear boy!
Oh, sevgili oğlum!
- What, dear boy?
- Nedir oğlum?
I'm all right, dear boy.
Bir şeyim yok oğlum.
Dear boy.
Sevgili oğlum.
My dear, this is the boy from the workhouse I told you of.
- Sevgilim yetimhaneden gelecek olan çocuk bu. Sana söylemiştim.
A very good-looking boy, that, my dear.
Ne kadar yakışıklı bir çocuk, Tanrım.
Good morning, Jacques, dear genius boy.
Günaydın Jacques, sevgili dahi çocuk. Günaydın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]