English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't move

Don't move translate Turkish

13,495 parallel translation
Don't move. Put your hands where I can see them.
Ellerini görebileceğim bir yere koy.
- Don't move!
- Olduğun yerde kal!
So I don't know if you heard, but Elizabeth invited me to move in with you guys.
Duydun mu bilmiyorum ama Elizabeth beni sizin yanınıza taşınmaya davet etti.
Frank, please don't move.
- Bırak onu! - Sakin ol!
Don't move!
Kımıldama!
You don't move.
Kıpırdama.
Don't move.
Arabada kal.
Don't breathe, don't move.
Nefe alma. Kıpırdama.
- I don't know. I mean, you seem like someone who plots out every move.
Her hamlesini önceden planlayan biri gibisin.
The paralysis you're feeling right now may not be permanent, but it's crucial that you don't move your head one inch.
Şu an hissettiğin felç durumu kalıcı olmayabilir ama boynunu bir santim bile oynatmaman çok önemli.
Katherine, don't move.
- Katherine, sakın kıpırdama.
And we don't want to be darting him in the water, so we need to move him back out where we can get a safe shot and have him go down on the land.
Ve biz de onu suyun içinde vurmak istemiyoruz bu yüzden onu güvenli bir şekilde vurup etkisiz hale getirebileceğimiz bir yere doğru sürmeliyiz.
The music don't move on, then it's dead music, you know.
Müzik gelişmiyorsa, o zaman ölü müziktir, anlarsın.
Doug, don't move!
Doug, olduğun yerde kal!
Don't fucking move!
Kıpırdamayın!
Hey, don't move.
Hareket etme.
Don't move.
Kıpırdama.
Don't move.
Hareket etme.
- Don't move!
- Kıpırdama!
And don't leave your garbage all lying around. It's a total dick move.
Ha, bir de yediğiniz içtiğiniz şeylerin çöpünü salonda bırakıp hayvanlık etmeyin.
Don't you move!
Kıpırdama! - Yok hayır...
Comes a time, we don't move forward, we're just gonna be two people standing in the dark, ok?
Biraz zaman gelir, ileri gitmeyiz Biz sadece karanlıkta ayakta iki kişi olacağız, tamam mı?
Don't move!
Kıpırdama!
Don't you move.
Hareket etmeyin
- Don't move!
- Hareket etme!
- No, don't you fuckin'move! All right.
- Hayır, sakın yaklaşayım deme.
Don't move. Please.
Bir yere kaybolma, geliyorum.
You don't move and you're gonna get hurt.
Hareket etmezsen canın yanacak.
Tallulah, don't move.
Tallulah, kıpırdama.
Don't move!
Kıpırdamayın!
- Don't move.
Kıpırdama.
Don't move.
Yerinden kıpırdama.
Its okay, just... just don't move.
Tamam, sadece kıpırdama.
Hey, it's going to take two surgeons six hours to get my size-10 boot out of your ass if you don't get a move on, FNG.
Hey, acele etmezsen 44 numara botumu kıçından çıkarmak için fazladan mesai yaparsın.
- Don't move.
- Kımıldama.
Don't move yet, Ethan, i can't see.
Sakın kıprdama, Ethan, hiçbir şey göremiyorum.
I don't think we should move the pail.
Bence kovayı hareket ettirmemeliyiz.
- Don't move, all right!
- Kıpırdama!
Don't move!
- Tamam!
Don't move, Michael.
Sakın kıpırdama Michael.
Okay, DJ phantom, don't move.
Pekala "DJ Phantom". Bir yere kaybolma.
Don't move.
Kıpırdamayın.
Okay, you don't move from that chair until I return.
Tamam, ben gelene kadar bir yere kıpırdama.
Don't fuckin'move!
Kıpırdama!
Don't move.
- Kımıldama!
Don't move!
Kımıldama amı...
- Don't move!
- Kımıldamayın!
Don't move.
Kımıldamayın.
Don't move an inch.
Kıpırdama sakın.
Look, why don't you make yourself useful, okay, and move some of these bodies out of the way.
Bak, neden kendinizi kullanışlı yapmıyorsunuz, tamam mı? Ve bu cesetlerin bir kısmını yolun dışında bırakın.
Don't you fucking move!
Sakın kımıldama!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]