I like your hat translate Turkish
210 parallel translation
- I like your hat.
- Şapkanı beğendim.
I like your hat.
Şapkanı sevdim.
I like your hat, man.
Şapkanı sevdim, dostum.
I like your hat.
Şapkanı hoşuma gitti.
I like your hat.
Şapkanı beğendim.
I like your hat.
Şapkanızı beğendim.
- I like your hat, Clarence.
- Şapkanı beğendim Clarence.
I like your hat. I like your hat.
Ben de şapkanı.
Hi, I like your hat.
Merhaba, şapkan ne güzel.
I like your hat very much.
Şapkanı çok beğendim.
Oh. good. I like your hat.
Şapkanı sevdim, benim de sahte kürkten yapılmış şapkam var.
I like your hat.
Şapkan hoşuma gitti.
- Well, I don't like your hat.
- Şapkanızı beğenmedim.
But I somehow don't like your hat or your ears or anything between them.
Ama nedense şapkanı, ya da kulaklarını Ya da ikisi arasındaki şeyleri sevmiyorum.
You know, you're like that little arrow on your hat - straight and shining - and that's the way I'll always remember you.
Biliyorsun, sen de şapkandaki küçük ok gibi düzgün ve pırıl pırılsın... seni hep böyle anımsayacağım.
You're like that little arrow on your hat - straight and shining - and that's the way I'll always remember you.
Sen de şapkandaki küçük ok gibi düzgün ve pırıl pırılsın seni hep böyle anımsayacağım.
I'm your friend, remember? I like you.
Hatırla, ben senin dostunum.
I would like to remind you, you are no longer on your knees in a sewer, but sitting in a mission.
Beyler, size hatırlatırım şu anda kanalizasyonda değil bir misyonerliktesiniz.
I thought you might like to keep them as reminders of your departed friend.
Bunları saklamak isteyebileceğinizi düşündüm. Ölen dostunuzuzu hatırlatacak şeyler olarak.
I sure do like your hat.
Şapkan çok hoşuma gitti.
I must remember your beasty little provincial mind doesn't like nudity.
Senin böcek gibi küçük köylü aklının çıplaklığı sevmediğini hatırlamam lazımdı.
Excuse me, Monsignor Caldana, with your permission I should like to remind... that many things are changing today.
Beni bağışlayın, Monsenyör Caldana, ama bugün birçok şeyin değiştiğini size hatırlatmak isterim.
I'd like to remind you right off the bat... these tests before you are just the beginning of your military records.
Size ondan hemen sonra hatırlatmak iste... Bu testler, askeri kayıtlarınızın başlangıcına ait.
She looks like your sister Evelyn, I did a sketch of her, remember?
Kız kardeşin Evelyn'e benziyor, onun bir resmini yapmıştım, hatırladın mı?
You may remember asking if I'd like to do a guest appearance on your tv show, "No Holds Barred".
Belki hatırlarsınız, televizyon programınıza konuk olup olmak istemediğimi sormuştunuz.
And, I'd like you to remember that if you feel like singing along with me, and you don't know all the words, just go ahead and make up some of your own.
Hatırlatmak isterim ki, bana eşlik etmek istediğinizde sözleri bilmiyorsanız, hiç durmayın. Kendi sözlerinizi yazın.
Now I realise that... your swordsmanship is just like Dugu Ngan
Bak şimdi hatırladım... Stilin Dugu Ngan'a çok beziyor
You know, I took a lot of notes in your class... and I can never remember you saying anything quite like that.
Derslerinde çok not alırdım ve asla böyle bir şey söylediğini hatırlamıyorum.
I remember your show started like that :
Şovunuzun şöyle başladığını hatırlıyorum...
I fixed the bass control so it doesn't vibrate your tush. Actually, I kind of like that.
Bize hayatın değerini ve silah ve şiddetin toplum hastalığına asla cevap olmayacağını hatırlattı.
I like your hat.
Saçını çok beğendim.
I don't know why, but my father's words jumped back into my head, that work was like a hat on your head, and even if you didn't have any pants, you shouldn't be ashamed of your ass,
Neden, bilmiyorum ; ama babamın "İş, kafanda duran bir şapka gibidir." sözleri kafamda zıplayıp duruyor. "Pantolonun yoksa bile kıçından utanmana gerek yok, çünkü..."
I remember because I gripped his hand... watching you grip your camera so tightly, like you knew what was happening behind you. Did you know?
hatırlıyorum çünkü ben de onun elini tuttum... kameranı sıkıca kavramanı izledim, sanki arkanda neler olup bittiğini biliyormuşsun gibi... biliyor muydun?
Like when I took you for your first tetanus shot.
Evet. İlk tetanos aşını yaptırmaya götürdüğüm günü hatırlıyorum. - 5-6 yaşındaydın.
Like I said, you're the expert but do you remember the plan I outlined the day I set fire to your....
Dediğim gibi, siz uzmansınız ama senin için plan tasarladığım günü hatırlıyor musun...
I see my name hasn't entirely escaped your sieve-like memory.
Bakıyorum da adım istediğini hatırlayan hafızandan tamamen silinmemiş!
Just go about your daily routine like I'm not wearing the hat.
Şapka giymiyormuşum gibi rutin işine bak sen.
The way I remember, it was your plan all along. You and Jimmy. You had this fixation about me, and you were getting a kick out it, like people with your sexual problems tend to do.
Hatırladığım kadarıyla başından beri bu sizin planınızdı, senin ve Jimmy'nin, beni kafanızda büyüttünüz ve bu fikri ürettiniz.
Like, I remember the way your beard has a bit of red in it and how the sun was making it glow that morning right before you left.
Mesela, sakallarının arasında kızıllar olduğunu.. .. ve gittiğin sabah güneşin altında.. .. nasıl parladıklarını hatırlıyorum.
We are, but you get on my nerves, and I don't like your hat.
Öyleyiz ama beni sinir ediyorsun, ayrıca şapkanı da sevmiyorum.
- Mulder, I'm standing in a train car just like the one on your alien autopsy video. Only I realize I've been here before.
Mulder, aynı sendeki otopsi videosundaki gibi bir tren vagonundayım ama daha önce de burada bulunmuş olduğumu hatırladım.
I've been thinking about your invitation and I would like to throw my hat in for Chief Resident.
Düşündüm ve başhekimliğe adaylığımı koymak istiyorum.
And I remember what you're like with your allergies... so I thought you'd be better off in here.
Ve tabi alerjilerini de hatırladığım için burada çok daha rahat edeceğini düşündüm.
And I remember you used to like your mum's Swiss steak.
Ve ben de annenin bifteklerini sevdiğini hatırlıyorum.
I'd like to live just long enough to be there... when they cut off your head and stick it on a pike... as a warning to the next ten generations... that some favors come with too high a price.
Kafanın kesilip, gelecek nesillere bazı iyiliklerin bedelinin ne kadar yüksek olduğunu hatırlatması için mızrağa geçirildiğini görmek istiyorum.
I'd like to live with you and use your ass as a hat for all eternity.
Seninle yaşayıp poponu sonsuza kadar şapka olarak kullanmak istiyorum.
Well, it was like when I met your mom, God rest her soul.
Şey, annenle tanıştığım zamanı hatırlıyorum, huzur içinde yatsın.
I remember when I was a little girl and it used to storm like this and you would wrap your arms around me.
Hatırlıyorum da, ben küçük bir kızken ne zaman böyle fırtına çıksa sen beni kucağına alırdın.
I would like to remind you that till you are a part of Gurukul... it is your duty to follow the traditions of this place.
Size, Gurukul'un bir parçası olduğunuzu hatırlatmak isterim... Bu yerin geleneklerine uymak görevinizdir.
But instead I think you should hop off your broom, remember what it was like when you first started here and give Elliot a break.
Kendini ne kadar iyi idare ettiğini her şeyimi uyanıp seni gazete okurken görmek için verebileceğimi ama şimdi düşünüyorum da süpürgenden inip buraya ilk başladığında nasıl olduğunu hatırlamalı... ve Elliot'a bir şans vermelisin.
You blow your brains out like a damn man and stop pissing on Mary's memory one sorry-ass day at a time, and I'll take care of your tab.
Hadi aptal bi herif gibi beynini uçur, ve Mary'nin hatıralarından çek git! Cesedinle de ben uğraşırım meraklanma.
i like you so much 37
i like you too 73
i like you 1566
i like it too 32
i like it a lot 62
i like your style 92
i like you very much 41
i like it very much 32
i like you a lot 96
i like your dress 24
i like you too 73
i like you 1566
i like it too 32
i like it a lot 62
i like your style 92
i like you very much 41
i like it very much 32
i like you a lot 96
i like your dress 24