Keep me company translate Turkish
369 parallel translation
Five minutes, I have 100 fish keep me company.
Beş dakika sonra, yüz balık olacak yanımda.
It'd be nice if you'd stay and keep me company till then.
O zamana kadar burada kalıp beni yalnız bırakmazsan iyi olur.
Oh come on, keep me company.
Hadi ama, bana eşlik et.
- Keep me company for a while.
- Bana biraz eşlik et öyleyse.
Yes, I made her keep me company all day long.
Evet, bütün gün bana eşlik etti.
My good man, it is not by my choice that you keep me company.
Azizim, bana refakat etmeniz, benim seçimim değildi.
- Keep me company.
- O zaman bana eşlik et.
She comes for a couple of hours each night to keep me company.
Her gece bana arkadaşlık etmek için birkaç saatliğine gelir.
It's not as if I were a teenager... with lots of friends to keep me company.
Gençlikte olduğu gibi bir sürü arkadaşının sana eşlik etmek isteyeceği bir şey değil
Keep me company, huh?
- Bana arkadaşlık etmesi için demek.
I bought him to keep me company.
Bana arkadaşlık etsin diye aldım.
That's why I said you mustn't worry about me, but if you like, you can keep me company.
Bu yüzden benim için endişelenmemeni söylemiştim ama istersen arkadaşın olarak kalabilirim.
Don't feel obliged to keep me company.
Kendini, bana eşlik etmek zorunda hissetme.
Well, I have to have something to keep me company while you're away.
Sen yokken birisinin bana eşlik etmesi gerekiyor.
Don Juan, keep me company a little longer.
Don Juan, sen biraz daha arkadaşlık yap bana.
Poor mother, seven hours on a train on her own. And now she can't even sleep because she has to keep me company.
Zavallı annem, tek başına trenle yedi saatlik yolu gel ve şimdi de bana refakat etmek için uyuyama bile.
Then, in that case, i guess you'll have to keep me company so you can protect your own interests.
O zaman sanırım sen de benimle gelmelisin. Böylece emin olabilirsin.
If you would like, why don't you keep me company tonight?
Eğer çok istiyorsan, bu gece neden misafirin olarak kalmıyorum?
Come on, Thomas, keep me company.
Haydi Thomas, bana arkadaşlık et.
She will keep me company :
Bana arkadaşIık ediyor.
BILLY : I'd do better to get a yellow dog to keep me company!
Bana arkadaşlık edecek bir köpek alırım daha iyi!
You come along and keep me company... and then, since you're already there... he can take a little peek at you, too.
Benimle gelip arkadaş olursun. Ve gelmişken sen de muayene olursun.
- You're here to keep me company.
- Bana eşlik etmek için buradasınız.
I have three beautiful kids to keep me company.
Bana arkadaşlık edecek üç güzel çocuğum da var.
I'm a poor lonely woman, please stay and keep me company.
Ben zavallı yalnız bir kadınım, lütfen kalın ve bana arkadaşlık edin.
They keep me company.
Bana arkadaşlık ediyorlar.
Keep me company.
Bana eşlik etsene.
- In that case, keep me company...
- O halde bana eşlik edin.
- Won't you keep me company?
- Bana eşlik etmeyecek misin?
You don't wanna keep me company?
Benimle birlikte mi olmak istemiyorsunuz?
I'm expecting a call at 9 : 30, so keep me company for half an hour.
9 : 30'da bir çağrı bekliyorum, bana bir buçuk saat eşlik et.
- At least keep me company. - Don't you have any friends?
- En azından bana arkadaşlık edersin.
On the contrary, you'll keep me company.
Tam tersine, bana eşlik edersin.
Well, listen, I'm goin'downstairs, and if you wanna keep me company, you're welcome.
Dinle aşağıya iniyorum, eğer bana eşlik etmek istersen sevinirim.
Now come and keep me company.
Öyleyse gel ve bana eşlik et.
Perhaps I'll find some nice, warm moose to keep me company.
Bana eşlik etmesi için güzel gözlü ceylanlar bulacağım.
Keep me company.
Bana arkadaşlık edersin.
Aren't you having one, to keep me company?
Siz içmiyor musunuz? Bana eşlik ederdiniz.
You can keep me company while they swim.
Onlar yüzerken, bana arkadaşlık edebilirsin.
The main thing is that you keep me company.
Önemli olan bana arkadaşlık etmen.
Meanwhile, you have me to keep you company.
Bu arada ben sana eşlik ederim.
The boys will help me keep Rolfe company.
Çocuklar ve ben Rolfe'e eşlik ederiz.
Come on, keep me company.
Benimle kal.
Guido took over for Vittorio and asked me to keep him company.
Guido Vittorio'ya karşı yönetimi aldı ve benden şirket için yardımcı olmamı istedi
And you're dragging me in to keep you company!
Ve beni de yanına çekmek istiyorsun!
He said "Do me a favour, son" "Won't you stay and keep Anna Lee company?"
Bana bir iyilik yapıp ona eşlik eder misin
I thought you could keep me company.
Bana eşlik edebilirsin diye düşünmüştüm.
I'm killing myself trying to keep this agency alive... which is not easy... since my wife with her dying breath screwed me out of 50 % of the company.
Ben bu ajansı ayakta tutabilmek için kendimi parçalıyorum. Hiç kolay değil. Karım son nefesinde beni şirketin % 50 sinde kazıkladığı için.
I keep the daughter company and they give me a free holiday.
Kıza iş buldum onlar da bana bedava tatil ayarladılar.
Lewis asked me to come to keep you company.
Lewis sana eşlik etmemi istedi.
Lewis asked me to keep you company.
Lewis sana eşlik etmemi istedi.
keep me posted 260
keep me safe 16
keep me updated 32
keep me in the loop 43
keep me informed 79
keep me apprised 16
company 283
company policy 26
keep smiling 46
keep going 1982
keep me safe 16
keep me updated 32
keep me in the loop 43
keep me informed 79
keep me apprised 16
company 283
company policy 26
keep smiling 46
keep going 1982
keep your eyes on me 17
keep it simple 78
keep moving 877
keep calm 126
keep your distance 85
keep your friends close 24
keep up the good work 182
keep it a secret 17
keep your head up 54
keep it clean 38
keep it simple 78
keep moving 877
keep calm 126
keep your distance 85
keep your friends close 24
keep up the good work 182
keep it a secret 17
keep your head up 54
keep it clean 38