English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let him go now

Let him go now translate Turkish

230 parallel translation
Send someone you can trust with me to Shanghai. lll pay you to let him go now.
Güvenebileceğin birini, benimle beraber Şanghay'a yolla. Hemen gitmesine izin vermeniz için size öderim.
Let him go Now...
Onu bırakın. Hemen...
It doesn't matter if we let him go now or later.
Şimdi yada daha sonra onun gitmesine izin versek bile birşey değişmiyor.
If we let him go now, our lives go down in flames and we have nothing to show.
Şimdi gitmesine izin verirsek, hayatlarımızı ateşe atacağız ve gösterecek bir şeyimiz kalmayacak.
Just let him go now
Bırak gitsin.
Now you must let him go.
Artık onu bırakmalısın.
Now I wish I'd let him go to the convention.
Şimdi, keşke kongreye gitmesine izin verseydim.
Now, let's go to him.
Ţimdi gidip görelim onu.
Let's go to see him now.
Hemen gidip onu görelim.
Now, let him go.
Şimdi bırak.
Now let's go find him.
Şimdi gidip onu bulalım.
Now, let's go back upstairs. You've got to talk to him because he wants to leave.
Şimdi, haydi yukarıya geri dönelim. onunla konuşmalısın çünkü gitmek istiyor.
I'll go to that shipyard, I'll tell that civilian to go you know. Let him talk now if he has anything to say.
Bir şey diyecekse bırakın söylesin.
Now let him go.
Şimdi bırak.
I'm asking you now, let him go.
Billy, bırak onu.
So now what, you want to let him go?
Hayır...
Never mind him now, let's go!
Şimdi onu boş ver, hadi gidelim!
Now, let him go!
Şimdi, bırak gitsin!
Uncle Tsao, let's go and deal with him right now.
Tsao Amca, daha ne kadar bekliyeceğiz?
What we do now is to kill those two kids... before master's birthday tomorrow. So we can report to him. Let's go and gather some people right away.
tek yapmamız gereken partiden önce... o iki piçi öldürmek ondan sonra haber veririz hemen işe başlayalım o zaman benim ellerim kaşınmaya başladı bile!
now listen, sandra go to the studio with john john stay there and don't let him out of your sight yeah, sure jerry, we'd better get a move on we only have god knows what else will happen
Şimdi beni dinle Sandra. John John'la benim eve gidin. - Orada kalın.
Let go of him, now.
Şimdi izin verin gitsin.
If he's caught now, he'll say we let him go.
Eğer yakalanırsa, onu bıraktığımızı söyleyecektir.
- Now, let him go!
- Şimdi bırakın!
Now, please, let him go.
Lütfen bırakın onu.
We split by two... Now, let me get him... go Ginger go
İkiye ayrılalım... bana bırak...
Now let him go.
Şimdi bırak onu!
Oh, I think he.... oh yah, here comes the mayor now.... let's go over and maybe we can get a few words out of him.
Ve sanırım... evet başkan geliyor... haydi yanına gidelim ve belki bir iki kelime kaparız.
My people, I let them go at this thing on their own, your brother, he'd be in so many fuckin'pieces right now, you couldn't put him back together again even if you had directions.
Benim adamlarım... Ben bu işte onlara güvendim. Senin kardeşin ne yaptı?
Now let's go get him.
Hadi gidip yakalayalım şunu.
You call him right now and tell him to let her go!
Onları ara ve kızı bırakmalarını söyle!
Now let him go, Ug.
Hemen onu bırak, Ug.
Let him go now!
Hemen bırak onu!
Now, let go of him, Donald.
Bırak onu Donald.
Let's go of me right now, Nessus, or when Hercules gets home...,... I will tell him about this and the other night!
Benden uzak dur, ya da Herkül eve döndüğünde bunları ve diğer geceyi ona anlatırım!
- OK, now you let him go!
- Tamam şimdi bırak onu.
Now, let him go.
- Şimdi bırakın!
- Let him go. Now.
- Engel ol!
I said, "Let him go." Dick Kelloway, you take your hands off him now!
Bırakın onu dedim Bay Dick Kelloway. Çekin ellerinizi onun üzeriden.
Let him go right now!
Bırak onu! , Şimdi!
Now, let him go!
Bırakın onu şimdi!
Let him go, now.
Bırak onu.
I'll tell him about how you sell beer to minors. I'm not joking around now, okay? Come on, let's go, let's go!
Emin ol bana değil senin arazi ihlali saçmalığına inanır.
Let's go get him right now.
Onu hemen bulalım.
- Let him go right now!
- Sana hemen bırak diyorum!
Now, let's just go in there, get him and get out of here.
Şimdi, içeri girip, onu alalım ve buradan gidelim.
- Now you let go of him.
- Amına koduğumun piçi!
Let's go see him now.
Hadi gidip onu görelim.
And right now, the kindest thing we can do for him is to let him go.
Şimdi yapabiliceğimiz en nazik şey onun gitmesine izin vermek olur.
You little fuck, let him go, or I'll drop you right fuckin'now.
Seni pislik. Onu hemen bırakmazsan seni gebertirim.
Umm, before we go further, if there's anybody here who has reason why Joel and Risa should not be joined in holy matrimony, let him speak now, or forever after hold his peace.
Devam etmeden önce ; Joel ve Risa'nın kutsal evlilik bağıyla bir araya gelmemesi için bir sebebi olan varsa, ya şimdi konuşsun, ya da sonsuza dek sussun. Sussun...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]