English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let him down

Let him down translate Turkish

1,000 parallel translation
Let him down on this side.
Onu buraya bırakın.
If you let him down now, you'll kill all his respect.
Onu düş kırıklığına uğratırsan tüm saygısını yitirir.
Let him down easy.
Onu yavaşça indirin.
That must be the little cutie who let him down so hard.
O küçük çekici kız onu üzmüş olmalı.
- I let him down?
- Yarı yolda mı bırakmışım onu?
You can't let him down, Del, any more than I can.
Onu yalnız bırakamazsın Del.
The way you let him down!
Sen de onu öyle alt edersin!
And when that let him down too, he just couldn't take it.
# O da Rick'i düş kırıklığına uğratmıştı, işte o zaman artık dayanamamıştı.
I let him down.
Onu hayal kırıklığına uğrattım.
He wanted to celebrate and I let him down.
Kutlamak istedi ve ben onu hayal kırıklığına uğrattım.
That'll make up for those times I let him down.
Bu onu birkaç kez üzmüş olmamı telafi edecektir.
He trusted me and now I've let him down.
O bana güvendi ve ben onu yarı yolda bıraktım.
That's when I knew I'd let him down.
O zaman onu yüz üstü bıraktığımı fark ettim.
No, they wanted to punish me because I'd failed him and then let him down.
Beni cezalandırmak istediler çünkü ona yardım etmedim ve yüz üstü bıraktım.
Don't ask me to let him down.
Onu yüzüstü birakamam.
Because somebody let him down.
Çünkü biri onu yüzüstü bıraktı.
I let him down.
Ben onu yüzüstü bıraktım.
Because I let him down.
Çünkü ben onu yüzüstü bıraktım.
He found the mine, he saved my life, and I let him down.
Madeni o buldu, hayatımı o kurtardı ve ben onu üzdüm.
When a man gives up as much as you did, just because he thinks it's right, the Good Lord would never let him down.
Birisi doğru şey için sizin kadar çok emek verirse.. ... Tanrı onu yüz üstü bırakmaz.
Let him down.
Haydi beyler.
Bring him down to the village and let's take him home.
Onu kasabaya indirin ve evine götürün.
I Let Him Down.
Onu hayal kırıklığına uğrattım.
You take him down below and let him bend on some of your clothes.
Sen bunu aşağı götür de giysilerinden ver, giysin.
Don't let him stay down there and tell all other fish what going on.
Sakın aşağıda bırakma, yoksa diğer balıklara her şeyi anlatır.
- Don't let him on, you fools! We'll go down.
- Onu yukarı çekmeyin sizi budalalar!
I think it was sweet of Paul to let us have his tickets after you turned him down.
Onu reddettiğin halde Paul'ün biletlerini bize vermesi büyük incelik.
Let him come down.
Bırakın insin.
Now sit down and let him read his letter.
Şuraya otur, o da rahat rahat okusun.
- So if you run into him, don't let me down, will you?
- Ona rastlarsan, beni yalancı çıkarma, olur mu? - Canım, elbette.
Let's hope the liquor doesn't run out and start him down the cellar for more.
İçkiler tükenipte onu yeniden mahzene göndermesin diye umut edelim
Let every soldier hew him down a bough
Her asker bir dal kesip tutsun başına.
Don't let him get down, or we're cooked.
Sakın yatmasın. Yoksa işimiz biter.
No matter how my feelings toward him change I still can't let Jonathan down, can I?
Ona karşı hislerim değişse de Jonathan'a yardım etmem lazım.
Let me use the wagon and take him down.
İzin ver arabayı alıp onu oraya götüreyim.
You'll let him bring the House of Herod down on our heads.
O adamın Herod hanedanını başımıza yıkmasına göz yumacaksın.
Leave Mohei down there and let the village authorities deal with him.
Mohei'yi orda bırakın. Ona cezasını köyün polisi versin. Anladın mı?
- Let him come down and read it.
- Gelsin de okusun.
Let's bring him down.
Başına bela olalım.
- All right, let's get him down.
- Tamam, indirelim onu.
He was gonna walk up and down Main St. and let all the girls look at him!
Çarşıya inip bütün kızları kendine baktırtacaktı!
Let him sit down.
İzin verin otursun.
Why don't you let him sit down?
- Sana soruyorum!
However, if who shout " Down with the Communist Party? once I will let him alive
Ancak, kim "Komünist Parti Çöksün" derse, onun yaşamasına izin vereceğim.
Let him sit down.
- Doktor musunuz?
Treat him nice and he'll let down his guard.
Bırak bizden biri olduğunu sansın, sonra onu arkadan vurursun. Kolay
Let him cool down.
Bırakın kendine gelsin.
Why don't you put the tailgate down and let him climb in?
Neden kamyonun arka kapağını açıp içeri almıyorsunuz?
Let's bring him down.
Onu getirelim.
Let's just ignore him, and slow down.
Onu yok sayalım ve yavaşlayalım.
Let's tie him down!
Kayışla bağlayalım!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]