English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let him speak

Let him speak translate Turkish

412 parallel translation
If anyone knows any reason why these two should not be joined in holy wedlock, let him speak now or forever hold his peace.
Bu kutsal evliliğe itirazı olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun.
Let him speak!
Bırakın da konuşsun!
Let him speak now or else, hereafter, forever hold his peace.
Yoksa öbür dünyaya, sonsuza dek sükûnetini korusun.
And if any man would deny our sovereign lord's title to our lands and fealty let him speak now, or be attainted traitor.
Sizden bir kralın, topraklarımızın hükümdarı oluşuna ve bağlılık yeminine karşı çıkıyorsa şimdi konuşsun ya da vatan haini durumuna düşsün.
Let him speak.
Bırak konuşsun.
If so, let him speak or forever hold his peace.
Çıksın konuşsun veya sonsuza kadar sussun.
Let him speak his piece.
Bırak lafını söylesin.
- Let him speak, Baltor.
- Bırak konuşsun, Baltor.
Let him speak.
Konuşsun.
If there be any here who know just cause... Why these two should not be joined together... in holy matrimony... let him speak now or forever hold his peace.
Eğer burada herhangi bir sebeple bu iki insanın kutsal evlilik bağıyla birlikte olamayacağını düşünenler var ise ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
Oh, Jack, let him speak.
Jack, bırak konuşsun!
Let him speak.
Konuşmasına izin verin.
- Don't let him speak.
- Konuşturmayın şunu.
- Let him speak!
- Bırak konuşsun!
Let him speak.
Bırak, konuşsun.
Let him speak, don't disobey
Onu çok yormayın stress olmamalı
- Let him speak.
- Bırakın da konuşsun!
- It's wrong, but let him speak!
- Yanlış! - Bırak konuşsun!
- It's wrong, but let him speak...
- Bırakın konuşsun...
Harry, let me speak to him.
Harry, bırak da onunla konuşayım.
If any man can show just cause why they may not lawfully be joined together, let him now speak or else, hereafter forever, hold his peace.
Bu evliliğin gerçekleşmesine bir engel olduğunu iddia eden biri varsa... ya şimdi konuşsun ya da ebediyen sussun.
Oh, let me speak to him.
İzin ver onunla konuşayım.
If any person can show cause why they may not lawfully be joined together let him now speak, or forever hold his peace.
Eğer aranızdan birinin bu çiftin birleşmesine itirazı varsa ya şimdi konuşsun, ya da sonsuza kadar sussun.
They won't let me speak to him, so I don't know.
Konuşturmuyorlar, onun için bilmiyorum.
If any man can show just cause why they may not lawfully be joined together, let him now speak, or else hereafter forever hold his peace.
Yasal olarak birleşmeleri için itirazı olan varsa ya şimdi söylesin ya da sonsuza kadar sussun.
If you let him get away with it, she'll never speak to you again.
Eğer bu yaptığını onun yanına bırakırsan, Thor bir daha senin yüzüne bile bakmaz.
Let me speak with him. No, this is the army Forrestal, absolutely no relation.
Hayır, bu asker olan Forrestal, kesinlikle akrabalığı yok.
I'll show you if you want. Let's speak to him.
İstersen götüreyim seni.
Let me speak to him.
Bırak ben konuşayım.
Please let me go to speak with him first.
Önce benim konuşmama izin ver lütfen.
"... may not be lawfully joined together, let him now speak or else hereafter...
" haklı bir sebep gösterecek biri varsa ya şimdi konuşsun, ya da...
We'll let him come in and let the house speak for itself.
İçeri girince kendi anlayacak.
You must let me speak to him, Dr Han.
İzin ver de, onunla konuşayım, Dr Han.
And now, let him use his right to speak.
Şimdi, bırakında konuşsun.
If any man can show just cause why they may not be lawfully joined together, let him now speak or else hereafter for ever hold his peace.
Bu evliliğe karşı olan ya da bu iki insanın evlenmelerinde bir sakınca olduğunu iddia eden varsa şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
Let me speak to him.
Onunla konuşayım.
Let me go, I must speak to him
İzin ver gideyim. Onunla konuşmam gerek.
"are forbidden to provide him with food, lodging or any means of sustenance... " or to speak with him. Let no man give him aid. "
Krallığa bağlı bütün derebeylerin ona beslenme, barınma, iaşe veyahut herhangi bir şekilde yardımı ve onunla konuşması yasaklanmıştır.
Jason dared to speak of the end of the gods and yet you let him live.
Jason Tanrıların sonundan bahsetti ama yaşamasına izin verdin.
Let me speak to him.
Onunla konuşmak istiyorum.
Let me speak to him
İzin verin de onunla konuşayım.
Then let him see the Commandant on his own so he can speak freely.
Sonra komutanı görmesi için yalnız bırakın ki özgürce konuşabilsin.
Let that man now speak... for him I have offended.
Eğer varsa, ona destek olacağım.
You should've let me speak to him!
- Onunla konuşmama izin vermeliydin!
If any man can show just reason why this young couple should not be joined together, let him now speak or forever hold his peace.
Şimdi, bu gençlerin evlenmelerine itirazı olan varsa, ya şimdi ortaya çıksın ve konuşsun, ya da sonsuza kadar sessiz kalsın.
Please let me have a few minutes to speak with him.
Lütfen onunla konuşmak için birkaç dakika izin verin.
Let me speak to your Führer. I'll tell him everything he wants to know.
Führer'ine duymak istediği her şeyi söylerim.
Let's not speak of him again.
Bu konu kapanmıştır!
Say the police is here and let me speak to him.
Polisin burada olduğunu söyleyin ve bana verin.
If any man can show just cause why they may not lawfully be joined together, let him now speak, or else hereafter...
Resmi olarak birleşmelerine engel olacak bir sebep bilen varsa şimdi konuşsun ya da sonsuza...
- Let me speak to him.
- Onunla konuşayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]