Neither will you translate Turkish
394 parallel translation
And I warn you, Anthony, and neither will you.
Seni uyarıyorum Anthony, seni de mutlu etmeyecek.
This flier gave me the message, and I couldn't make head nor tail of it... and neither will you.
Pilot bana mesajı verdi ama ne başını ne de sonunu anlayabildim. Siz de anlayamazsınız.
Neither will you.
Sen de değişmezsin.
That's right, Jess, and neither will you if you don't get some sleep.
Haklısın, Jess, ve eğer biraz uyumazsan hiçbiri olmayacak.
I won't be there, and neither will you.
Çünkü oraya gitmeyeceğim. Sen de.
Neither will yours when you put on a mask.
Maske takarsan seninki de değişir.
And neither will you, Tim.
Ve sen de Tim.
Neither will you, stonecutter.
Sen de öyle taşçı.
They ain't never gonna forget it, and neither will you, Counsellor.
Ne onlar ne de sen, Avukat, asla unutamayacaksınız.
If you write a statement... then Shimazo won't have to die... and neither will you.
Eğer bir açıklama yazarsan..... Shimazo Ölmeyecek... .. tabiiki sen de ölmeyeceksin.
Not... slaughter the innocent, and neither will you.
- Hayır. Ben masumları katletmem, bunu sen de yapamazsın.
Neither will you be a hyphenated American.
Çifte vatandaşlığa sahip Amerikalılar da olmayacaksınız.
You will join the ranks of those women of ambiguous position... who travel about Europe from one watering place to another... neither married nor unmarried, with no future and no present... with only your great love to sustain you.
Konumu belirsiz kadınların safına katılırsın. Avrupa'da bir sahil kentinden diğerine seyahat eden ne evli, ne bekar, ne geleceği, ne bugünü olan yalnız seni teselli edecek büyük aşkın olacak.
Neither you nor anyone will keep him from opening it.
Ve ne sen, ne bir baţkasý içeri girmesini engelleyebilir.
Return to your Butcher and tell him that neither you nor Cassim will ever wring the secret from me.
Zalime git ve ona söyle, ne sen ne de Kazım bu sırrı benden asla alamayacaksınız.
If you can look into the seeds time and say which grain will grow and which will not, speak then to me, who neither beg nor fear your favours nor your hate.
Zamanın attığı tohumları görme gücünüz varsa, hangi tohum büyür, hangisi ölür biliyorsanız, benimle de konuşun. Ne korkum var sizden ne bir dileğim. Ne derseniz kabulüm.
It only remains for me to tell you that neither of you... will ever be employed in a position of trust again.
Bana kalan tek şey ikinizin de bir daha güven gerektiren işlerde çalışamayacağınızı söylemek.
- Neither do I. I swear, if you go near him, neither one of us will ever see a cent of it.
İki gözüm önüme aksın ki ona yaklaşırsan paranın bir kuruşunu dahi göremeyiz.
Your sheep will never get through, nor you neither.
Ne koyunların ne de siz asla geçemeyeceksiniz.
As it happens, neither you nor I will determine the tactics in this operation.
Ama ne olursa olsun, bu operasyondaki taktiği ne sen ne de ben belirleyeceğiz.
Neither will what you're doing.
Senin yaptığın şey de yardımcı olmaz.
Neither will I forget you.
Ben de unutmayacağım.
Neither Father nor Fumiko will force you to marry him
Ne babam, ne de Fumiko seni evlenmeye zorlayamazlar.
Neither you nor your whip will make me speak.
- Ne sen nede kırbacın, beni konuşturamayacaksınız.
You will remain here, and your sons will know neither glory nor honors.
- Ve sen burada mı kalacaksın? oğulların şan ve şerefle derecelendirilecek.
As for the matters you may charge me with... I fear from my present weakness, that neither my wit... nor my memory will serve... to make sufficient answer.
Bana yöneltebileceğiniz suçlamalara gelince... maalesef çok zayıf düştüğüm için, ne zihnim... ne de hafızam... gerekli cevabı verecek durumda değil.
But if you ever say "shut up" to me again, Mark Garrison, neither I nor the girls will ever speak to you again.
Ama bana birdaha kapa çeneni dersen, Mark Garrison, ne ben nede kızlar seninle birdaha konuşmayacağız.
But neither you nor Bond will leave here till I get that cheque!
Fakat ne siz ne de Bond ben o çeki alana kadar burayı terkedemez!
And neither of you will talk about it.
Ve ikiniz de bundan söz etmeyeceksiniz.
Neither you nor anyone else will stop me.
Ne siz nede başka biri beni durduramayacaksınız.
You have your job, I have my ship. And neither one of us will change.
Senin işin var, benim gemim var ve ikimiz de değişmeyeceğiz.
Do you know that neither you, nor me, nor anyone of our people will be here in a month?
Ne sen ne de ben biliyor muyuz, kimse bir ay içinde burada olamayacak?
But neither I nor Frederick will leave you alone.
Ama ben de, Frederick de senin yanındayız.
If I do marry someone, it will be neither you nor her.
Biriyle evlensem, ikiniz de olmazdınız.
If you can look into the seeds of time and say which grain will grow and which will not, speak to me who neither beg nor fear your favours nor your hate.
Zamanın tohumlarına bakıp, anlayabiliyorsanız hangi tane büyüyecek, hangisi kalacak, bana da söyleyin. Ne yalvarıyorum size, ne de korkuyorum nefretinizden.
No matter what happens, you must live on for the one who shall finally finish you will be neither Yagyu nor Kurokuwa, it shall be me.
Ne pahasına olursa olsun, seni öldürecek ne Yagyu ne de Kurokuwa olacak. Seni ben öldüreceğim!
I will neither forgive nor spare you!
Seni asla affetmem!
You better, or neither one of us will be able to shake hands.
Öyle olsa iyi olur yoksa ikimiz de tokalaşacak halde olmayız.
But neither will Mr. Scaramanga trust you if he hears about this interesting little conversation.
Ama bu ilginç sohbeti duyarsa Bay Scramanga'da güvenmeyecektir.
But neither will I ask you - any of you - to understand why I chose to do it that way :
Ama sizden, herhangi birinizden niye böyle yapmayı seçtiğimi anlamanızı istemeyeceğim.
I will neither trust you nor kill you
Sana ne güvencem ne de seni öldüreceğim
Neither of you will have it.
İkiniz de ona sahip olmayacaksınız.
And for ten years you will have neither your Zone, nor anything! And I'll be dead in the meantime.
Ve bu on yıl boyunca ne Bölge'n ne de başka şeyin olmayacak ve bu arada ölmüş olacaksın.
Since everything is known to you, I will neither deny nor will I find excuses.
Efendim, madem her şeyi öğrenmişsiniz, ben de dolambaçlı yollara girip inkar etmeyeceğim.
The Earl will neither see you, speak with you or permit you within the gates of Dorincourt.
Earl sizi ne görecek ne konuşacak... Ne de dorinkorttan içeri girmenize müsaade edecek
[Michael] In other words, neither rain, nor snow, nor gloom of night... will stay you from your appointed rounds.
Diğer bir deyişle, ne yağmur ne de kar, ne de gecenin kör karanlığı, seni yolundan alıkoyamaz.
Otherwise you will have neither shelter nor food. What?
Aksi taktirde ne kalacak yerin olur, ne de yiyecek ekmeğin.
You will consult neither your Camp Kommandant nor the head of the Illegals Directorate.
Ne Karargâh Komutanına ne de İllegaller Direktörü'ne başvurmayacaksın.
I won't die, and neither will you.
Ölmeyeceğim.
And neither will you.
Sen de öyle.
Neither blackmail or love will get you anywhere.
Şantaj yaparak veya aşkını dillendirerek bir yere varamayacaksın.
neither will i 60
will you 5002
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you go out with me 27
will you join me 44
will you go 60
will you 5002
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you go out with me 27
will you join me 44
will you go 60
will you please shut up 18
will you come with us 24
will you excuse me 209
will you help me 291
will you do me a favor 69
will you call me 59
will you join us 62
will you listen to me 75
will you shut up 272
will you do it 111
will you come with us 24
will you excuse me 209
will you help me 291
will you do me a favor 69
will you call me 59
will you join us 62
will you listen to me 75
will you shut up 272
will you do it 111