English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Will you do that

Will you do that translate Turkish

4,030 parallel translation
And how will you do that, darling?
Peki bunu nasıl yapacaksın hayatım?
Will you do that again?
Tekrar yapacak mısın?
Will you do that?
Bunu yapabilir misin?
If I do this, will you and Jane drop the whole that "I'm Red John" business?
Eğer gidersem sen ve Jane bu Red John işiyle ilgim olmadığına kesin emin olacak mısınız?
Please feel confident that you can do your work and I will accomplish...
Lütfen kendi işini yaparken kendini güvende hisset ve ben de...
Will you do that for me?
Benim için ister misin?
You know if I do this, that not only will I see Ward's cards, but I'll see you without any clothes on?
Bunu yaparsam sadece Ward'ın kartlarını görmekle kalmayacağımı seni de kıyafetlerin olmadan göreceğimi biliyorsun değil mi?
I will let you do that.
- Senin aramana izin vereceğim.
Do you have any idea how long that will take?
Bunun ne kadar süreceğine dair hiçbir fikrin var mı?
You say that all will become clear, but what am I supposed to do until then?
Her şeyin netleşeceğini söylüyorsun ama o zamana kadar ne yapacağım?
Do you not realize this is all discoverable, that the defense will now be able to accuse Rusty
Farkında değilmisiniz, bunun ortaya çıkabileceğinin, Savunma artık Rusty'i suçlayabilir
I will not disrespect you by pretending that I do.
Biliyormuş gibi davranarak size saygısızlık etmeyeceğim.
Battle lines are being drawn. that will become the standard. – You can't do that.
- Yapamazsınız.
whatever has been given to you by men, do you not live in fear that they will take it away again?
Erkekler tarafından sana ne bahşedildiyse onları kaybetmek korkusu taşımıyor musun?
And this, holding people against their will, how do you justify that?
Peki ya bu, insanları zorla tutup onlara işkence yapmak, onu nasıl haklı çıkarabilirsin?
You'll find me a Traveler that will teach me how to do do the spell?
Bana büyüyü yapacak bir Gezgin bulacak mısın?
Don't ever say that you'll become a gisaeng. So, what will you do? It doesn't matter what happens to me.
Sen yeter ki gisaeng olma!
Do you think I will be able to handle all that?
Bununla başa çıkabilecek miyim?
Do you think that the President will be meeting with Yoo Hye Sung anytime soon?
Başkan yakında Yoo Hye Sung ile görüşecek mi?
And I will protect you because that is what parents do.
Şimdi seni koruyacağım çünkü aile bunun içindir.
It was never determined how the drug was poisoned, but I will tell you someone was hired to do that.
İlacın nasıl zehirlediği bulunamadı ama birinin bu iş için tutulduğunu söyleyeyim sana.
Will they let you do that?
Bunu yapmana izin verirler mi?
Will that do you, Mr Jonas?
Bu kadar yeter mi, Bay Jonas?
Do you suppose I would allow you to dangle it before any drayman who might be passing, in the hope that he will spend a few pennies in your store?
Elalemi mağazaya çekebilesin diye onu yol ağzına koyar mıyım sanıyorsun?
The voters will respect you for standing up and doing the thing that no one wants to ever have to do.
Seçmenler sana saygı duyacaklar ayakta kaldığın ve hiç kimsenin yapmak zorunda kalmak istemeyeceği bir şeyi yaptığın için..
Now it will be impossible for you to do that and maintain a relationship.
Bu yüzden geç kalman ve bir ilişkide olman imkansız.
But I do have something that will help you relax.
Fakat rahatlamana yardımcı olacak bir şeylerim var.
Who do you know that is persistent, greedy, and will eat everything except black olives?
Israrcı, açgözlü ve siyah zeytin dışında her şeyi yiyecek bir tanıdığın var mı?
Don't ever do something that will make people talk about you.
Bir daha asla insanların hakkında laf edeceği bir şey yapma.
I think when you retire to the jury room, you will find that the prosecution has failed to fulfill that mandate, and as such, you will be compelled to do the right thing.
Bence jüri odasına döndüğünüzde savcılığın bu görevi yerine getirmediğini ve kovuşturma gibi doğru olan bir şeyi yapmak zorunda olacağınızı anlayacaksınız.
You know what, that picture will do for now.
Bu resim bunu yapacak.
So what do you think a jury will make of that, Bones?
Sence jüri ne yapacak, Bones?
Are you crazy? Do you know how expensive that will be?
Ne kadar pahalı olacağını biliyor musun?
Not sure why you need to do that, but there you are. There will be no cheating, be it technological or pharmaceutical.
Bunu yapmaya neden gerek duyasınız bilmiyorum ama işte hile yapmak yasak, teknolojik ya da fizyolojik yöntemler de.
But still, you wish that Rachel and I will do well?
Buna rağmen bile Rachel ile birlikte olmamı mı diliyorsun?
Why do you think that we will wait?
Neden beklediğimizi düşünüyorsunuz?
And we can't do that without you, because we need your help to figure out how to bring him down and fast, before he bolts, which you know he will do, especially if he thinks he succeeded.
Bunları sen olmadan yapamayız. Çünkü baban buradan kaçıp gitmeden onu alaşağı etmek için yardımına ihtiyacımız var. Kaçacağını biliyoruz.
What will they do when they find out that you're an illegitimate child?
Senin gayri meşru çocuk olduğunu öğrendiklerinde ne yapacaklar?
If you do... know that our confidentiality agreement will extend to him as well.
Eğer yaparsan... Bilmelisin ki aramızdaki gizlilik anlaşması Onu da kapsayacaktır.
You are a very smart young man, and I know that you will do better next time.
Çok akıllı bir delikanlısın, ve biliyorum bir dahakine daha başarılı olacaksın.
Do you think that will make me give up?
Bunun beni caydıracağını mı sanıyorsunuz?
After listening, you didn't want to do 1,000 flowers special, but after you heard that I was going to it, you said you will.
Cheon Song Yi Özel Yayını'nı geri çevirdiğini duymuştum ama benim yapacağımı öğrenince yapacağını söylemişsin.
As long as you give me your word that you will do your very best for this team until I can work out a trade.
Bu takım için elinden gelenin en iyisini yapacağına söz ver ta ki sana bir transfer ayarlayana kadar.
Don't do that. He will cut you.
Yapma, keser seni.
Nobody will ever like you. Do you understand that?
Kimse seni sevmeyecek.Anlıyor musun?
You can't make someone do that against their will.
Kendi iradeleri dışında bunu kimse yapamaz.
If you can do that you will light years ahead of the others.
Bunları yaparsan diğer oğlanlardan bir ışık yılı önde olursun.
We have something to share with you about the wonderful things that God's kingdom will do for mankind.
Tanrı'nın krallığından, insanoğlu için sunulan muhteşem şeyleri paylaşmak isteriz sizinle.
Will you do me a favour and wait two minutes before you take that?
Bana bir iyilik yapıp bunu içmeden önce iki dakika bekler misin?
When you do, each individual will become a link in a chain that will be stronger than iron.
Eğer bunu başarırsanız, işte o zaman zincirdeki halkalar gibi olursunuz, ve bu zincir her şeyden daha güçlü olur.
What will you do with that?
Onunla ne yapacaksın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]