English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Will you just

Will you just translate Turkish

7,875 parallel translation
Honey, please, will you just forget about the orgy and come to bed.
Tatlım, grup olayını unutup, yatağa gelir misin lütfen.
- Burke, will you just shoot this asshole?
- Burke, vuracak mısın şu ibneyi?
- When will you just accept that you don't belong here, that none of us like you, that we make fun of your vests and your pep talks behind your back?
- Ne zaman buraya ait olmadığını anlayacaksın,... hiçbirimizin seni sevmediğini,... arkandan yeleklerinle ve moral verici konuşmalarınla dalga geçtiğimizi?
Will you just...
Sen sadece...
SO WILL YOU JUST TOUCH MY BOOB JUST FOR ONE MINUTE, PLEASE?
O yüzden bir dakikalığına mememi avuçlar mısın lütfen?
- Will you just get dressed!
- Giyinir misin artık?
Raul, will you just sit down and let me look at your hand?
Raul, otur da bir eline bakayım.
Will you just turn around and talk to us?
Yüzünü dönüp konuşur musun?
Will you just let us go?
Bırakacak mısın bizi?
If you just let me... make you up like a lady, I will- -
İşte izin versen... Sana kadın makyajı yapmama?
- Will you excuse me just... just for one second? You're experiencing something that is the optimum in tennis. - How are you dealing with the pressure?
Kazan...
I keep thinking if I could just turn you, one hacker at a time, nothing like that will ever happen again.
Sonra da, sadece bir hacker'ı bile döndürürsem, bir daha asla böyle bir şey olmamasını sağlarım.
For God's sake, will you please just say something?
- Tanrı aşkına bir şey söyler misin?
Hey, everybody. Oh, my God, you will not believe the day that I just had.
Aman Tanrım, nasıl bir gün geçirdiğime inanamazsınız.
But what I will say is that when the time comes, I just hope you do it for the right reasons.
Ama şunu söyleyeyim, zamanı geldiğinde, umarım doğru sebeplerle yaparsın.
- easy to get rid of. - Will you please just talk to me?
Lütfen benimle konuşur musun?
- Please, just think about it, will you?
- Sen yine de bir düşün olur mu?
Just stop. Will you stop?
Duracak mısın?
He turned his back on you just like he will on us.
Senin için onu geri çevirdi şimdi de bize yapacağı gibi.
You're just a bunch of sad, boring, bumpkins, who were born here, and will die here and accomplish nothing in between.
Sizler burada doğmuş ve burada ölecek, hiçbir şeyin farkında olmayan bir avuç sıkıcı, pısırık ve kaybedenler sürüsüsünüz.
I have a dream, Gail that one day I will awaken with a baby just like you underneath me.
Benim bir rüyam var Gail. Bir gün altımda tıpkı senin gibi bir bebekle uyanacağım.
If you go in and tell the truth just once, you will find a huge burden will be lifted.
Eğer gider ve sadece bir kere doğruları söylersen, üstünden büyük bir yük kalkacak.
- Just be grateful, will you?
- Sadece minnettar olacaksın, değil mi?
[Voice breaking] So I say to my daughter's... kidnapper, please, just... just prove that my Talia is alive and well, and we will give you whatever you ask.
Bu yüzden kızımı... kaçıranlara sesleniyorum bana onun hayatta ve iyi olduğunu gösteren bir kanıt sunun, ve ne isterseniz vereceğiz.
I want to know just one thing, and then you will never see me again.
Sadece bir şeyi bilmem gerek ve beni bir daha görmeyeceksin.
Will you please just let me enjoy this?
Keyifle okumam engel olmasan diyorum?
I know, and that's just plain rude, because I handed your glee club a victory on a silver platter, guaranteeing that the New Directions! Will be a part of this school long after you and I are gone.
Biliyorum bu biraz kabaca oldu çünkü senin Glee Kulübü'ne, New Directions'ın zaferini gümüş tabakta sunarak garantiledim okulun bir parçası uzun süre sonra sen ve ben yokken de var olacak.
And if you do what you always do and just show up, you will be forcibly removed by the security guards that I have hired.
Ve eğer her zaman yaptığın gibi gelirsen,... tuttuğum güvenlik görevlileri tarafından zorla dışarı çıkartılacaksın.
Some fights will just get you bloody.
Bazı kavgalardan zararlı çıkarsın.
Except I got to admit, I-I just wonder, if we make this deal, split the territory, we move in, can you guarantee your boys will abide?
Ama itiraf etmeliyim çok merak ediyorum bu anlaşmayı yapıp bölgeyi paylaşırsak biz içeri girersek çocuklarının karara sadık kalacağı teminatını verebilir misin?
Look, if you want to spend your days looking over your shoulder, afraid, wondering when the blow will fall, you can just wait till you get married.
Bak, günlerini arkana bakarak, korkmuş, fırtınanın ne zaman kopacağını merak eder halde geçirmek istiyorsan, evlenene kadar bekleyebilirsin.
As it happens, I'm working on a plan as we speak, one which will be bolstered greatly if you just calm down - and keep your eye on the prize.
Bir plan üzerinde çalışıyorum eğer sakin olup sonunda kazanacağına odaklanırsan...
The pack will protect hope if he comes, but I'm not gonna let you use them just to settle your old scores.
Eğer gelirse sürü Hope'u koruyacak. Ama kendi özel işlerin için onları kullanmana izin vermeyeceğim.
I mean, you're still welcome to come, of course, it's just Mother will be there and all the aunties, and they're going to bring their kids...
Yani, gelmek istiyorsan gelebilirsin tabii annem de orada olacak, teyzelerim de. Çocuklarını da getirecekler.
I just came here to tell you that you have two daughters out there whose lives will never be right, never be whole, because their mother made the choice, - the most selfish decision
Buraya anneleri en bencil kararı vererek gittikten sonra hayatları asla düzgün, bir bütün olamayacak 2 kızın olduğunu söylemeye geldim.
Hey, I am just saying you're new to Boston, and I could show you places that you will not find in the guidebook.
Hey, şunu söylemeye çalışıyorum Boston'da yenisin, ve sana gezi rehberleri kitabında bulamayacağın, yerler gösterebilirim.
Someday you will realize that I just did a very nice thing for you.
Senin için en iyisini istediğimi bir gün anlayacaksın.
You're just afraid of what it will stir up.
Sen, seni duygusallaştıracak diye korkuyorsun.
if you will just let me talk...
Eğer sadece onunla konuşmama izin...
Huck and Harper will pick up a random day laborer from the rental spot and ask him to drive the van they will have just rented, saying neither of you can drive because of Operation Iraqi Freedom injuries.
Huck ve Harper kiralama noktasından rastgele bir günlük işçi alırlar ve ona az önce kiraladıkları aracı sürmesini söylerler, çünkü ikiniz araba kullanamıyorsunuz Özgür Irak Operasyonu'nda aldığınız yaralardan dolayı.
- Just in case, will you take it and hide it somewhere?
Ne olur ne olmaz, bunu bir yere saklar mısın?
Sweetheart... will you sit next to me, just for tonight?
Hayatım, bu gecelik yanımda oturur musun?
Don't you mess with me, Bart, or you will end up just like your damned dog!
Bana bulaşma Bart yoksa sonun kahrolasıca köpeğin gibi olur!
Be our little boy's daddy. And i will do everything to make you just as happy...
- Ve seni mutlu etmek için her şeyi...
Just promise me you will try to find someone to talk to.
Konuşacak birini bulmaya çalışacağına söz ver.
Because even if I don't use my influence on your behalf, just the fact you're my son, others will, and that can be tricky for both of us.
Çünkü, senin için nüfuzumu kullanmasam bile oğlum olduğun için birileri kullanacak, bu da ikimizi de zor duruma sokar.
You just won't die, will you?
- Bir türlü ölmüyorsun değil mi?
Now you see how my grades will just skyrocket.
Şimdi benim notlarım nasıl fırlayacak göreceksin.
There's some noise just before "I will let you know." Play it again.
"Ben sana haber ederim"'den hemen önce bir ses var.
I know, but without the luxury of time, - this will be hit-and-miss at best. - Just do what you can.
Biliyorum ama aceleye getirirsek en iyi ihtimal şansa gelir.
Just do what you're told! This will all be over quicker than that time I hooked up with a cheerleader on prom night!
Sadece size söyleneni yaparsanız bütün bunlar balo gecesi amigo kızıyla yaptığım seks kadar kısa sürer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]