Will you stop that translate Turkish
721 parallel translation
Oh, Will You Stop That?
Sizi karı koca ilan ediyorum!
Will you stop that?
Keser misin şunu? - Öyleydi.
Will you stop that and get off to bed?
- Kes artık ve yatağına git.
Will you stop that infernal instrument!
Şu cehennem aletini susturun artık.!
Till, will you stop that filthy row, for Pete's sake.
Till, tanrı aşkına şu gürültüyü keser misin?
Oh, will you stop that racket, please?
Gürültüyü keser misiniz?
Will you stop that?
Elinden atar mısın onu?
Hey, will you stop that?
Hey, şunu keser misin?
- I don't know what you're talkin'about. - Will you stop that lying?
Neden söz ettiğini bilmiyorum.
Ida, will you stop that yammering?
İda, dırdırı keser misin?
Will you stop that?
- Keser misin şunu?
Will you stop that?
Sophie, ne yapıyorsun?
Will you stop that "what's this all mean"?
"Bunlar ne anlama geliyor?" demeyi keser misin?
Will you stop that humming?
Kes şu mırıldanmayı!
If you go with that man... will you then be able to stop seeing the things that you don't want to see?
O adamla gidersen, görmek istemediğin şeyleri görmeyebilecek misin?
Will you guys stop that? !
Millet şunu keser misiniz?
"That bridge is not burned enough to stop you, and my men will ford the river."
- Bu köprü sizi durduracak kadar yakılmamış ve adamlarım nehri geçecekler.
Stop that, will you?
Keser misin şunu!
Will you help me stop that horn?
Şu klaksonu susturur musunuz?
But nothing you can say will stop me... from telling that Allenbury gal tonight.
Ama söyleyeceğin hiçbir şey beni durduramaz... gidip o Allenbury'nin kızıyla konuşacağım.
Mabel, will you tell that fellow to get out of the hall and stop annoying me?
- Mabel, ona koridora çıkıp beni rahatsız etmeyi kesmesini söyler misin?
Perhaps, though, you've been told that by punishing me you will stop a campaign that is injurious to France.
Belki de, beni suçlu bularak Fransa'ya zarar veren bir mücadeleye son verebileceğiniz söylendi.
Father, will you make him stop talking like that?
Baba, bu şekilde konuşmayı bırakmasını söyler misin?
Will you please stop doing that with your hat?
Şapkanızla şunu yapmayı keser misiniz?
Will you promise to stop the traders? You have this promise, that any man who interferes with a military permit will make the acquaintance of the hangman.
Söz verdim, her kim askeri izinle yolsuzluk yaparsa cellatın ipi ile cezalandırılacaktır.
Will you stop chewing that tobacco?
Şu tütünü çiğnemeyi keser misin?
- Wouldn't that... - Will you stop remanding me of that? !
Ben unutmaya çalışıyorum, sen durmadan hatırlatıyorsun!
Stop pushing that horn, will you?
Kornaya basmayı keser misin?
Will you stop looking at me like that?
Bana öyle bakmayı keser misin?
Will you please stop dawdling with that infernal puzzle?
Lütfen şu iğrenç şeyle oynamayı keser misiniz?
Will you stop talking like that?
Böyle konuşmayı keser misin?
Abner, will you please stop saying that?
Abner, lütfen şunu söylemeyi keser misin?
Angie, will you stop with that?
Angie, şunu keser misin?
- Stop that kind of talk, will you, Mary?
- Böyle konuşma, olur mu Mary?
Ruth, once and for all, will you stop interfering in a household... that's been running smoothly for a number of years.
Ruth, son defa söylüyorum, yıllardır gayet iyi idare edilen... bir evin işlerine karışma lütfen. Anlıyor musun?
Now will you stop teasing that shoulder of yours and try to get some rest?
Şimdi o omzunu acıtmayı bırakıp biraz istirahat etsen?
Will you please stop humming that idiotic tune?
Lütfen şu saçma melodiyi keser misin?
Will you please stop that pounding?
Lütfen o tapırtıyı keser misin?
Will you stop talking like that?
Öyle konuşmayı bırakır mısın?
Tom, when will you get smart stop beating yourself out on that trail?
Tom, ne zaman akıllanıp kendini yollarda hırpalamayı bırakacaksın?
Will you please stop it? I don't want to hear one more word about that train, understand?
Tren konusunda tek bir söz daha duymak istemiyorum, anladınız mı?
- Will you stop talking like that?
- Saçmalamayı keser misin artık?
Dennis, stop that, will you?
Kes şunu, Dennis.
Hey, Georgette, stop that, will you!
Hey, Georgette, kes şunu, tamam mı?
Now at every rest stop I will write to you about everything that fills our nomadic days in the taiga.
Artık her mola yerinde Taiga'daki göçebelik günlerimizde yaşadığımız her şey hakkında sana yazmayı sürdüreceğim.
What would you say, Mr. Evans, if I told you... that I will not only interfere with him, but I will stop him.
Peki sana sadece işine karışmakla kalmayıp aynı zamanda onu durduracağımı söylesem ne derdin Bay Evans?
There's nothing you can say that will stop me.
Bildiğini düşünüyorum.
I will stop thinking of you, so that you can stop thinking of me.
Seni artık düşünmeyeceğim ki sen de beni düşünme.
Now, will you two stop that? I mean this.
- İşte böyle yapıyorlar.
Will you stop with that "bum-bum"?
Şu sesi keser misin?
- That won't stop her. will you let me handle this?
Sabah, istediğin ve ihtiyacın olan şeyleri konuşuruz.
will you 5002
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you join me 44
will you go out with me 27
will you go 60
will you please shut up 18
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you join me 44
will you go out with me 27
will you go 60
will you please shut up 18