Will you excuse me translate Turkish
1,172 parallel translation
Will you excuse me just a minute?
Affedersiniz, bir dakika.
Will you excuse me, mummy?
- İzin verir misin, anne?
Will you excuse me?
İzin verir misiniz?
Will you excuse me?
İzin verir misin?
And now, ma tante, will you excuse me?
Birlikte konuşacak çok şeyiniz olacağından eminim. Korkarım ki bu zevki ertelemek zorundayım.
Will you excuse me, Damien?
Müsaadenle Damien.
He handles everything himself. Now, will you excuse me?
Deschler sana fidye parası konusunda telefon ettiğinde, bu küçük notu kendinize yazdınız, "20.000 dolar küçük banknotlar halinde".
Gentlemen, will you excuse me?
Beyler, izin verir misiniz?
Will you excuse me if I go on with my work?
İşimle ilgilensem kusuruma bakmazsınız ya?
- Will you excuse me, please? I have to freshen up.
- İzninizle, elimi yüzümü yıkayacağım.
And because you're our dear friends, and in honor of the occasion, will you excuse me just a moment.
Ve bizim dostumuz olduğunuz için, ve durumun önemi dolayısıyla, bana biraz izin verir misiniz?
- Thank you. - Will you excuse me a minute?
- Bir dakika izninizi rica edebilir miyim?
Will you excuse me, please?
Geç kaldım. Kusura bakmayın.
If you will excuse me.
- Bağışlayın.
Gentlemen, you will excuse me, I'm sure.
Beyler izninizle.
Will you please excuse me?
İzninizle!
You will excuse me while I stretch my legs...
İzin verirsen, biraz bacaklarımı dinlendireceğim.
Now, if you will just excuse me. I will be back in one moment.
Şimdi kusuruma bakmazsanız sizi bir dakikalığına bekleteceğim.
David will you please excuse me, it's a consultation and it's someone touchy.
David lütfen özürlerimi kabul et, hassas bir konsültasyon.
I hope you will all excuse me if I retire.
Ayrılırsam kusuruma bakmazsınız umarım.
If you gentlemen will excuse me, I'll change now.
- Elbette. İzin verirseniz üstümü değiştireceğim.
Excuse me, will you, mister?
Beni bağışlar mısınız, bayım?
- If you will excuse me now!
- Bu neyle ilgili ki?
And if you fellas will excuse me, I'm gonna go be mean to my air mattress.
Ve siz sevgili dostlarım izin verirse gidip biraz şişme yatağımla ilgileneceğim.
If there is some information that you need, I will be glad to help you, but as you can see, I am in the middle of dressing, so, uh, if you excuse me, I'll finish.
Eğer ihtiyacınız olan bir bilgi varsa, yardımcı olmaktan memnun olurum ama gördüğünüz gibi, üzerimi değiştiriyordum. Eğer izin verirseniz bitirmek istiyorum.
So if you will excuse me, I finish to dress.
O yüzden izin verirseniz üzerimi değiştirmek istiyorum.
If you gentlemen will excuse me?
İzninizle, baylar.
Excuse me a moment, will you.
Affedersiniz. Yapar mısınız?
Excuse me, will you, please?
- Marty bu önemli, haydi gel. - Özür dilerim, affeder misin, lütfen?
Now, if you will excuse me.
Şimdi, izninizle.
Excuse me a minute, will you?
Bir dakika izin verin, olur mu?
If you will excuse me?
İzninizle.
If you gentlemen will excuse me, I'll go have a little sleep.
Baylar izninizle biraz uyumak istiyorum.
Gentlemen, if you leave your names with my secretary, all your requests will be considered. Excuse me.
Baylar, adınızı sekreterime bırakırsanız tüm istekleriniz dikkate alınacaktır.
I hope you will excuse me, Madam, for the liberty I took.
Saygısızlık ettiysem lütfen beni mazur görün hanımefendi.
Will you excuse me?
Pardon.
If you gentlemen will excuse me, it's a little late.
Eğer izin verirseniz baylar biraz geç oldu.
Well, excuse me for speaking my mind, ma'am,..... but do you really think a five-year-old..... will understand the goings-on of an Episcopal wedding?
Üzgünüm, bana fikrimi sorarsanız efendim,.. .. sizce beş yaşındaki bir çocuk... - ne anlar bir piskopos ayininden?
- You will excuse me?
- İzninizle!
Now, if you will excuse me, I have a great deal to do.
Şimdi, izin verirseniz, yapacak çok işim var.
Will you two excuse me?
İkinizden de özür dileyebilir miyim?
Excuse me, I will have to ask you to move away.
Affedersiniz, sizden çekilmenizi istemek zorundayım.
Excuse me, but I am sure you will be angry.
Beni bağışlayın efendim ama çok sinirleneceğinizi biliyorum.
I hope you will excuse me, my dear but I forgot to order refreshments for you, before you went out.
Lütfen beni affedin güzelim, gitmeden önce yiyecek bir şeyler ikram etmeyi akıl edemedim.
I'm sorry, but you're not going to give her a nervous breakdown. Now, if you will excuse me.
Onu bir ruhsal çöküntüye götüremenize izin veremem.
- If you will excuse me...
- Eğer beni bağışlarsan...
Now, if you will excuse me while I change.
Şimdi, izin verirsen, üzerimi değişeceğim.
Excuse me, good sisters, if you will.
Pardon, güzel kızlar.
Excuse me, Lady Holiday, will you be hiring any more pigs?
Bayan Holiday, bundan sonra başka bir domuzu işe alır mısınız?
Excuse me, you hair will turn to silver.
Bana müsaade, saçların gümüşe boyat.
- Ms Achala, if you will excuse me... I'll see you some other time.
- Ms Achala, eğer izin verirseniz... sizi başka bir zaman göreceğim.
will you excuse me for a moment 19
will you excuse me for a second 18
will you 5002
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you join me 44
will you go out with me 27
will you excuse me for a second 18
will you 5002
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you join me 44
will you go out with me 27
will you go 60
will you please shut up 18
will you come with us 24
will you help me 291
will you do me a favor 69
will you call me 59
will you join us 62
will you listen to me 75
will you shut up 272
will you do it 111
will you please shut up 18
will you come with us 24
will you help me 291
will you do me a favor 69
will you call me 59
will you join us 62
will you listen to me 75
will you shut up 272
will you do it 111