English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Will you please

Will you please translate Turkish

5,877 parallel translation
Will you please have this seance with me?
Lütfen benimle bu seansa katılır mısın?
Look, will you please stop acting like this?
Dinle, şöyle davranmayı keser misin, lütfen?
My God. Will you please, just for once, just back me up?
Aman tanrım.Sadece bir kereliğine bana destek olsan ne olur?
Will you please do something about how slow this thing's going?
Bunun için lütfen birşey yaparmısın bu şey çok yavaş gidiyor.
Henriette, will you please stop crying?
Henriette, lütfen ağlamayı bırakır mısın?
Will You Please Let Me Know If You'Re Going Out?
Dışarı çıktığında lütfen bana haber verir misin?
Will you please...
Siz lütfen...
- Will you please shut this.
- Şunu kapatır mısın, lütfen?
Will you please tell him there's been a death in my family, so I can't finish my paper on time.
Lütfen ona, ailemden birini kaybettiğimi bu yüzden ödevimi zamanında yetiştiremeyeceğimi söyler misiniz?
Will you... will you... will you please let me understand?
Anlamama yardım et. Anlayabileceğim şekilde açıklar mısın?
Will you please leave it on one station?
Şu kanalı değiştirir misin lütfen?
Will you please hurry up?
Lütfen biraz acele eder misin?
- Will you please stop it, mom, huh?
Lütfen şunu keser misin, anne?
Will you please leave the carpet?
Halıdan uzaklaşır mısınız?
Now will you please put her down so we can complete our transaction?
Şimdi kadını yere bırak da yarım kalan işimizi tamamlayalım.
Will you please move your hand?
- Lütfen elinizi çeker misiniz?
Will you please stop with the beaver jokes?
Lütfen artık kunduz şakalarını keser misiniz?
Will you please just tell us what to do?
Bize sadece ne yapacağımızı söyler misiniz?
Now, will you please...
Pekala.
Will you please tell everybody to stop fucking leaving me messages?
Herkese, bana mesaj bırakmayı kesmelerini söyler misin lütfen?
Will you please shut the fuck up?
Lütfen sesini keser misin?
- Will you please stop saying "sword fight"?
Lütfen şuna "Kılıç dövüşü" demeyi keser misiniz?
Will you please tell her, Andrea?
Andrea lütfen, sen anlat bari!
Your Honor, will you please instruct the witness to answer these questions with yes's and no's? We do have a transcript.
Sayın Yargıç, tanığa soruları "Evet" ya da "Hayır" olarak cevaplamasını bildirir misiniz, lütfen?
Will you light a candle for me, please?
Benim için bir mum yakar mısın?
Give me a few squirts of L'air de Panache, please, will you?
Bana biraz L'air de Panache sıkar mısın lütfen?
Thomas, will you take your siblings upstairs, please?
Thomas, kardeşlerini yukarıya götürür müsün?
Sit down, will you, please?
Oturur musun, lütfen?
So please, write big cheques and maybe none of you will ever have to see me again.
O yüzden lütfen kabarık çekler yazın. ve belki de beni bir daha asla görmezsiniz.
Can you please apologize and tell them that their sushi will take a little longer tonight?
Özür dileyerek bu gece siparişlerin birazcık gecikeceğini söyler misin?
Please step over here to the left, and our coordinator will show you backstage.
Lütfen sol taraftan ilerleyin. Koordinatörümüz sizi kulise alacak.
- Will you step outside, please?
- Lütfen dışarı çıkar mısın?
Will you send an email for me, please?
E-posta gönderir misin, lütfen?
Please. It will help you relax.
Lütfen ama, bu rahatlamanıza yardımcı olacak.
He will kill you. Don't do this, please.
Seni öldürür, yapma lütfen.
- Now, will you just please step aside and let me go?
Şimdi Iütfen kenara çekil ve gitmeme izin ver.
Will you stop it, please.
Şunu keser misin lütfen! ?
Will you just listen for a second, please?
Lütfen beni dinler misin?
HEY, PLEASE, PLEASE, WILL YOU TELL ME WHAT'S HAPPENING?
Lütfen, neler olduğunu söyler misiniz bana?
DR. CAMPBELL, PLEASE, WILL YOU TELL ME WHAT'S HAPPENING?
Dr. Campbell, lütfen, neler olduğunu söyler misiniz?
Please untie me, and I will tell you.
Lütfen beni çöz, sana anlatacağım.
Anette, go get a couple more drinks from the bar, will you, please?
Anette, gidip bardan biraz daha içki alır mısın?
Please, I will do whatever you want.
Lütfen, ne isterseniz yaparım.
Please don't go anywhere without notifying me, will you?
Lütfen beni bilgilendirmeden hiçbir yere gitmeyin, olur mu?
Uncle, will you please hold my jacket.
Amca, ceketimi tutar mısın?
Jesus, fix it, will you, please?
Tanrım, düzeltin şunu olur mu?
Please go outside, Bogdan will be right down and walk you to a taxi.
Dışarıda bekle lütfen. Bogdan seni taksiye bindirir.
Will you stop it, please?
Keser misin lütfen? Benim için bir anlamı yok.
If I'm found dead, please know that I entered this country of my own free will, fully knowing that the punishment for trespassing here is burial up to your neck in sand and having a rock wall pushed on top of you.
Eğer ölü bulunursam lütfen şunu bilin, bu ülkeye kendi rızamla girdim. İzinsiz girmenin cezasının boğazıma kadar kuma gömülüp üzerime taş bir duvarın yıkılması olduğunu gayet iyi biliyorum.
- Sarah, will you just please?
- Sarah, gider misin lütfen?
And please beware, all of you, that when we go down this road, the state has custody options other than the Jeffers and Mr. Anderson, so we will all be very courteous and respectful.
Ama hepiniz şunu bilin. Bu yola bir kez girdiğimiz zaman devlet velayeti Bayan Jeffers ve Bay Anderson haricinde üçüncü bir merciye de verebilir. Buna saygı duyacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]