Will you sit down translate Turkish
355 parallel translation
Will you sit down?
Oturur musunuz?
Will you sit down, sir?
Lütfen oturun bayım.
Will you sit down and we'll have a little German conversation?
Otursanıza ve biraz Almanca muhabbet edelim?
- Will you sit down?
- Oturmaz mıydınız?
Will you sit down?
Oturur musun?
Will you sit down, Mr. Cairo?
Oturun Bay Cairo.
Will you sit down, please?
Oturun lütfen.
Will you sit down for a minute?
- Biraz oturur musun?
- Will you sit down, please?
- Oturur musunuz, lütfen?
Hobart, will you sit down?
- Oturur musun? - Efendim?
- Will you sit down?
- Otursanıza?
Will you sit down, Rocky? Relax a little?
Oturup biraz sakinleşir misin, Rocky?
Will you sit down, please?
Oturur musunuz, lütfen?
- Please, will you sit down?
- Oturmaz mısınız?
- Will you sit down for a moment, please?
- Biraz oturur musunuz, lütfen?
- Sit down, will you?
- Oturmaz mısınız?
- Sit down, will you?
- Oturun, lütfen.
Will it please you to sit down and join us in our lesson?
Dersimize katılmak için lütfen oturur musunuz?
Sit down. Will you do me the honor of having some wine with me?
Benimle şarap içme şerefini bahşedermisin?
Ask them to sit down, will you, please.
- Lütfen oturmalarını söyleyin, olur mu?
She will come back. Why don't you sit down and wait?
Geri gelecek, neden oturup beklemiyorsun?
Sit down a minute, will you?
Az bir otur.
- Sit down, will you?
- Otursana.
Sit down, will you?
Buyurun.
- Sit down, will you.
- Buyurun, oturun.
Will you ask your brother to sit down and listen?
Kardeşinden oturup dinlemesini ister misin?
Sit down, will you, please?
Biraz oturur musun lütfen?
Will you all sit down, please?
Lütfen yerinize oturur musunuz?
Heurtebise will sit you down while I'm in the kitchen.
Ben mutfaktayken, Heurtebise seni oturtur.
- Sit down. Don't you worry, with time and patience everything will be alright.
Merak etme sakın, zamanla ve sabırla her şey yoluna girecek.
Harris will find an excuse to kill you the moment you start to talk. Come on. Sit down.
Sen konuşamya başlar başlamaz Harris seni öldürmek için bir bahane bulacaktır.
Sit down will you fellows?
Şimdi lütfen yerlerinize geçer misiniz dostlarım?
Sit down, will you, Wilson?
- Otur Wilson.
Sit down, will you?
Otur, lütfen.
Edgar, sit down a second, will you?
Edgar, bir saniye oturur musun?
Sit down, will you?
Oturmaz mısın?
Please sit down, Mr. Forrester, and I will get you something cold to drink.
Oturun bay Forrester. İçecek soğuk bir şey getireyim.
- Sit down, will you?
- Oturmaz mısın?
- Sit down here, will you?
- Sen burda otur.
You know, this will take 20 minutes, sit down.
Çok uzun sürmez.
Well, if you will excuse me, I must sit down.
Şey, izin verirseniz, oturmam lazım.
- Why don't you just get out of here. - Sit down, will you, kid?
- Neden buradan gitmiyorsun?
Sit down a minute, will you?
Bir dakika otur, olur mu?
Will you all sit down, please?
Oturur musun, lütfen?
Sit down, will you?
Oturun, lütfen?
How are you? Sit down, will you?
Nasılsın?
Sit down, will you?
- Seninle konuşmak istediğim de bu.
Remember, you will go to the door properly turn, walk in properly and sit down properly.
Unutma, kapıya zarif bir biçimde gidecek dönecek ve zarifçe yürüyüp, oturacaksın.
Oh, sit down, will you, stupid?
Otursana be ahmak!
Well, now that you know, I did come all this way, maybe I will sit down.
Artık öğrendiğinize göre, bütün o yolu tepip geldim, bari oturayım.
Sit down a minute, will you?
Bir dakika oturur musun?
will you 5002
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you go out with me 27
will you join me 44
will you go 60
will you please shut up 18
will you marry me 800
will you be okay 42
will you forgive me 58
will you come 134
will you come with me 163
will you go out with me 27
will you join me 44
will you go 60
will you please shut up 18