Next to him translate Turkish
2,132 parallel translation
I was hearing about who was on the train, puffing away and puffing away, a little old woman sitting next to him.
Çuf-çuf. Çuf-çuf. Küçük yaşlı bir kadın yanımda oturuyordu.
I could see the old man in the seat next to him.
Yaşlı adam yanındaki koltuktaydı.
Yeah, that's Noyes, but I can't see the guy next to him.
Bu Noyes, ama yanındakini seçemiyorum.
Even putting this report together, working right here next to him, he covers his tracks.
Raporu toparlayıp tam yanı başında çalışırken bile... -... izlerini gizliyor.
I was running next to him when the explosion hit.
Patlama olduğunda onun yanı başındaydım.
My mom'll kill herself again when she finds out she has to spend eternity next to him.
Sonsuza kadar yanında olacağını öğrenince annem yeniden intihar edecektir.
There was a vodka bottle on the seat next to him.
Diyorlar ki yanındaki koltukta votka şişesi varmış.
He couldn't get to sleep without me next to him.
Yanında ben yoksam uyuyamıyordu.
If I wanted him dickless, it'd be laying on the ground next to him.
Dalgasını koparmak isteseydim, emin ol o da yanında olurdu.
The sword was laying right next to him.
Bu kılıç da onun yanında duruyordu.
You think he's gonna let you come up next to him with that?
Seni, bununla yanına yaklaştır mı zannediyorsun?
My suggestion? You stand right next to him, get all up in his business.
Bana sorarsan onun yanında dur her işine burnunu sok.
Or lucky... it could have been the guy next to him.
Ya da şanslıdır... yanındaki adam da olabilirdi.
We figure if he camped out with his laptop at a coffee shop, our killer could've sat down next to him and they got to talking.
Bir kafede dizüstü bilgisayarı ile kamp kurduysa katilimizin, onun hemen yanına oturup konuşmaya başlamış olabileceklerini düşünüyoruz.
Right next to him sits this dumb fuck's bitch, who somehow stole your gun.
Bu lavuğun hemen yanında, senin silahını çalan kaltak oturuyor.
No, the dude next to him with the baseball cap.
Hayır onun yanında, beyzbol şapkalı olan.
They're idiots next to him.
Onlar bizimkinin yanında resmen aptal kalıyorlar.
You know, I bet if I met Mr. Virgil Corum at a bar, sat next to him on an airplane and heard his story, I would feel his pain, and I would care.
Biliyor musun, eğer Bay Virgil Corum'la barda tanışmış olsam, yanına otursam ve hikayesini dinlesem, onun acısını anlardım, ve üzülürdüm.
I doubt she'd want to sit next to him at dinner, let alone marry him.
Evlenmek bir yana, yemekte yanına bile oturmak istemez.
With a wallet lying conveniently next to him?
Yanında da cüzdanı güzelce uzanmış mıydı?
A while back, Jacob told me what the island was, if he's really standing here, next to me, then just ask him.
Bir süre önce Jacob bana adanın ne olduğunu söylemişti. Gerçekten burada yanımda duruyorsa sor ona.
The man was wounded trying to protect my wife. Next you lay with him, I would have you offer my gratitude.
Adam, karımı korumaya çalışırken yaralanmıştı bir daha yanına gittiğinde, teşekkürlerimi iletmeni istiyorum.
I think it shook him up somewhat and he ended up spending quite a long time figuring out what to do next, recomposing himself.
Sanırım oldukça sarsılmıştı ve bir sonraki adım için etraflıca düşünmeye ve yeniden tasarlamaya başladı.
Rachel and Jesse refuse to accept that all of us would rather die... before we allow them to become the next Beyoncé and Jay-Z... and Finn's mother's romance with my father... is sending him into a wholly unnecessary tailspin of despair.
Rachel ve Jessie, onların Beyonce ve Jay-Z gibi olmalarına izin vereceğimize, önce ölmeyi tercih edeceğimize inanmayı reddediyor. Ve Finn'in annesi ile babam arasındaki romantizm ise Finn'i gereksiz bir çaresizlik paniğine soktu.
Next time I saw Tommy Bucks in Miami, I told him he's got 24 hours to get out of town or I'm gonna kill him.
O olaydan sonra Tommy Bucks'ı en son Miami'de gördüm. 24 saat süre tanıdım, yoksa onu öldürecektim.
He asked me to take a picture of him next to this statue of a werewolf.
Bir kurt adam heykelinin yanında fotoğrafını çekmemi istemişti benden.
Uh, coach barnswell wanted him to... Be in varsity next year.
Koç Barswell onun gelecek yıl okul takımında olmasını istiyordu.
Tillman must've gone to Hondo next and convinced him it was worth ignoring regulations in order to have the chance to fly something like that.
Herhalde Tillman benden sonra Hondo'ya gitti. Onu, öyle bir şeyi uçurma fırsatı için kuralları çiğneyebileceğine ikna etmiş.
Since I'm not on speaking terms with Him anymore, next time you're having a chat with the old geezer, can you ask Him to sink a few Jap transports and have them all fall on their bayonets
Artık benim O'nunla aram iyi olmadığına göre yaşlı morukla bir daha konuştuğunda birkaç Japon gemisini batırıp onları kendi süngülerinin üstüne düşürmesini söyler misin?
Fine. Okay, bring him to the next one.
Peki, o zaman oğlunu bir sonraki maça getir.
Mangold tried to warn Davis that he may be next, but Janklow followed him and killed him.
Mangold, Davis'i sıradakinin o olduğu konusunda uyarmaya çalıştı. Janklow onu takip etti ve öldürdü.
Mother, we'll bury him next to his father.
Babasının yanına gömeceğiz anne.
If Marvellous Mervyn wants the next big thing, then we have to give it to him.
Eger muhtis Mercin yeni bombanin pesindeyse, ona bunu vermeliyiz.
Dude gave me 50 bucks to put him next to her.He's got the hots for her.
Herif kadının yanında olabilmek için bana 50 papel saydı. Ona karşı hisleri var.
If you're trying to win him back, just make sure your next paying job requires an I-9.
Onu geri kazanmak istiyorsan bir sonraki işinin yasal olmasına dikkat et.
- Bullshit! You don't want him here'cause you don't want him to start over you next year.
Buraya gelmesini istemiyorsun, çünkü seneye sahaya kendin çıkmak istiyorsun!
Try saying that to him next time if you got the balls
Sıkıyorsa bunu bir dahakine onun yüzüne söyle.
I'll speak to him before the next fight.
Önümüzdeki dövüşten önce onunla konuşacağım.
He knows we know it's him. Next logical step would be to leave town. We gotta find him before he does.
Bir sonraki mantıklı adımı şehirden ayrıImak olacaktır ve biz onu, bunu yapmadan önce bulmalıyız.
I mean, heck, wouldn't you kill him if you lived next door to this? Yep, suspects. Whoa!
Vay canına!
Instead of pushing Homer away, can't you find a way to reach out and bring him in? Our Bible study group is going to the Holy Land, next month.
Homer'ı uzaklaştırmak yerine, ona elini uzatıp içeri alamaz mısın? İYİLİK YAPMA VAKTİ Homer?
The next-door neighbour Elliot, I spoke to him the other day.
Dün yan komşuları Elliot ile konuştum.
But then Michael asked Betty to dance with him and also dances with Claire and that is all I can tell you about the next few weeks of "Peyton place."
Ama sonra Michael Betty'yi dansa kaldırıyor ve sonra Claire'le de dans ediyor. "Peyton Place" in gelecek bölümlerinde olacaklarla ilgili söyleyebileceklerim bunlar.
Well, the next time he's not talking to you, you might want to give him the name of your divorce lawyer.
Gelecek sefere de seninle konuşmazken ona boşanma avukatının telefonunu ver.
Next time I'm hitting on a guy you like, come clean with me before I go out with him so you don't have to arrest me to break up the date.
Bir daha hoşlandığın adama takıldığımda onunla çıkmadan önce bana açıkça anlat her şeyi. Böylece buluşmayı bozmak için beni tutuklaman gerekmez.
I know next to nothing about him.
Onun hakkında nerdeyse hiç bir şey bilmiyorum.
In the other way, I was happy because I grabbed him immediately to be the cinematographer on the next picture that I made.
Çünkü onu çekeceğim sıradaki film için... hemen görüntü yönetmeni olarak aldım.
they grow up so fast, and he is such a free spirit, you know, that I feel like, if I don't have him right next to me all the time, he's just gonna run away.
çok çabuk büyüyorlar,... ve o çok özgür bir ruh, bilirsin,... bu da bana,... onu sürekli yanı başımda tutmazsam kaçıp gidiverecekmiş,... hissi veriyor.
Have him seat you next to your father.
Seni babanın yanına oturtsun.
I asked him to sleep in the guest room next to ours.
Odamıza bitişik olan misafir odasına gidip uyumasını istedim.
So unless you want to tell me the next step to getting him outta here and home, I don't need to hear anything from you.
Bu yüzden onu buradan çıkarmam için yapmam gerekenleri söylemeniz dışında sizden hiçbir şey duymak istemiyorum.
next to me 47
next to you 38
next to it 16
to him 225
to himself 21
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
next to you 38
next to it 16
to him 225
to himself 21
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
next up 200
next time 1734
next week 481
next friday 28
next year 228
next question 224
next month 127
next stop 249
him who 26
next up 200
next time 1734
next week 481
next friday 28
next year 228
next question 224
next month 127
next stop 249
next step 29
next time i see you 33
next weekend 53
next saturday 30
next one 80
next door 79
next sunday 24
next of kin 40
next time you see me 17
next morning 58
next time i see you 33
next weekend 53
next saturday 30
next one 80
next door 79
next sunday 24
next of kin 40
next time you see me 17
next morning 58