English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Open your present

Open your present translate Turkish

80 parallel translation
Aren't you going to open your present?
Hediyeni açmayacak mısın?
Don't you want to open your present?
Hediyeni açmayacak mısın?
Are you gonna open your present or not?
Hediyeni açacak mısın, açmayacak mısın?
Open your present.
Hediyeni aç.
Don't you wanna open your present?
Hediyeni açmayacak mısın?
Blow out your candles and then you can open your present.
Mumlarını üfle sonra da hediyeni aç.
Yeah, well, get ready to open your present.
Hediyeni almaya hazırlan.
SHALL I OPEN YOUR PRESENT?
Hediyeni açayım mı?
Open your present, Joey.
Hediyeni ac, Joey.
Aren't you gonna open your present?
Hediyeni açmayacak mısın?
Can't wait to open your present?
Açman için sabırsızlanıyorum.
Open your present.
Açsana hediyeni.
- Now open your present.
- Şimdi hediyeni aç.
Here, here, open your present.
- Bay Kristoffun doğum günü.
- No. You have to open your present.
- Hayır şimdide sen açman gerekiyor hediyeni.
Okay, just open your present.
Hediyeni açsana.
Oh, no Mr. Chew, you'll have to wait until morning to open your present.
Oh, hayır Mr. Chew, Hediyeni açmak için sabaha kadar beklemelisin.
Time to open your present.
Hediyeni açma zamanı.
Here, and open your present.
Ve işte, hediyeni aç.
You didn't open your present.
Hediyeni açmadın.
Open your present.
Hediyelerini aç.
Why don't you open your present?
Toby, neden hediyeni açmıyorsun?
Won't you open your present?
Hediyeni açmayacak mısın?
Why don't you open your present?
Hediyeni neden açmıyorsun?
I didn't open your present.
Hediyeni açmadım.
Open your present and see.
Aç ve bak.
- Open your present.
Hediyeni aç. Ne?
Hey, aren't you gonna open your present?
Hediyeni açmayacak mısın?
What's the matter, you don't want to open your present?
Sorun nedir, hediyeni açmak istemiyor musun?
Why don't you open your present?
Hediyeni açmayacak mısın?
Please, open your present.
Hediyeni aç lütfen.
Open your present.
Hediyeni açsana.
You can wear your favorite pink outfit and open your present yourself.
Şu sevdiğin pembe kıyafetini giyebilirsin. Hediyeni sen açmak zorundasın.
- You can open up your birthday present.
- Doğumgünü hediyeni açsana. - Siz açın.
Open up your present.
Hediyeni aç.
OPEN YOUR CHRISTMAS PRESENT.
Sana bir ölçme merdiveni lazım.
I wouldn't have given that to them. - Give it to them. - James, you forgot to open your brother's present.
Kardeşinin hediyesini açmayı unuttun.
# I'M NOT A PRESENT FOR YOUR FRIENDS TO OPEN #
- I'M NOT A PRESENT FOR YOUR FRIENDS TO OPEN -
Open your Christmas present.
Noel hediyeni aç.
I am gonna let you open your big Christmas present early.
Noel hediyeni erken açmana izin vereceğim.
I know it's your birthday next week, but this is an early present and I'd like you to open it now.
Bu erken verdiğim bir hediye. Şimdi açmanı istiyorum.
Okay, Lisa. Now open the present from your father and me. Ηmm?
Hadi Lisa, şimdi babanla benim hediyemi aç bakalım.
Charlie, Mum and I thought... ... maybe you wanna open your birthday present tonight.
Charlie, annen ve ben doğumgünü hediyeni belki bu gece açmak istersin diye düşündük.
There's your birthday present, but you can't open it till tomorrow.
İşte doğum günü hediyen. Ama yarına kadar açamazsın.
"You can't miss the bear, or he gonna turn around and rip you open like a present from your mama on Christmas morning."
"Ayıyı ıskalayamazsın yoksa dönüp ananın yılbaşı hediyesi gibi seni açıverir."
Yes, Lorelai, you may open your present.
Evet Lorelai, hediyenizi açabilirsiniz.
El, your Mom wants you to open up her present.
- El, annen hediyesini açmanı istiyor.
All right, go ahead and open up your Christmas present.
Hadi. Tamam, Noel hediyeni aç.
And I already got you your present and I wanna watch you open it.
Ayrıca hediyeni de çoktan aldım. Açtığını görmek istiyorum.
Ho, ho, hey, hey, hey, hey. Don't you want to open your present?
Hediyeni açmayacak mısın?
You go on at me to take you on holiday for your birthday, but get upset when you don't have a present to open on the day.
Doğum gününde tatile gitmek için başımın etini yersin, ama o gün açacak hediye olmayınca üzülürsün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]