English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Open your bag

Open your bag translate Turkish

86 parallel translation
- Open your bag.
- Çantanızı açın
- Open your bag!
- Çantanı aç!
Would you open your bag?
Çantanızı açar mısınız?
Open your bag.
Aç çantanı.
Open your bag of ingredients.
Malzeme çantanızı açın.
- Open your bag, please.
- Çantanızı açın Lütfen.
Open your bag, please.
Lütfen bavulunuzu açın.
- Open your bag.
Çantanı aç. Hayır.
Open your bag.
Sepeti açın.
Free up your pockets. Open your bag.
Ceplerini boşalt ve çantanı aç.
Open your bag.
Çantanı aç.
Open your bag.
- Ne? - Çantanızı açın!
- May I open your bag?
- Çantanızı açabilir miyim?
- OK, move on. Open your bag.
Çantası olmayanlar içeri.
Open your bag.
Çantanızı açın.
Open your bag, we'll put the Freudian back inside.
Çantanı aç, Freud'cuyu geri koyacağız.
Ma'am, I'm going to have to ask you to open your bag.
Hanımefendi, çantanızı açmanızı rica edebilir miyim?
Will you please open your bag?
Çantanızı açabilir misiniz?
Do not open your bag for anybody.
.. asla bagajlarınızı açmayın.
Open your bag.
Hemen çantanı aç.
Open your bag!
- Yok.
When did you last open your makeup bag?
Çantanızı en son ne zaman açmıştınız? Dün akşam.
I'd like you to keep your hands visible open the golf bag and slide it towards me.
Ellerini görünür yerde tut. Golf çantasını aç ve bana doğru it.
- Come on, open your mouth.
Devam et. Bağır.
"I will tear open your belly, I will eat your guts!"
"Karnınızı deşip, bağırsaklarınızı yiyeceğim!"
The lines are open. Waiting for your pledge.
Hatlar açık, bağışlarınızı bekliyor.
Pick your favorite girl and back her with some cash so that we can keep ORCAS open, and that's all I have to say.
Beğendiğiniz kızı seçin, para bağışı yapın böylece ORCAS'ı açık tutalım, diyeceklerim bu kadar.
You open your mouth, and you'll be spitting gum out through your forehead.
Bağırırsan ya da tükürürsen alnından vururum.
Your father's cries were really worth listening to when his stomach was cut open and his intestines were dumped in the gutters.
Babanın çığlıkları daha acı idi.. .. karnı açıkça parçalanmıştı.. .. ve bağırsakları dışına akmıştı.
You will join us in the Great Link open your thoughts, allow us to understand you.
Büyük Bağ'da bize katılıp düşüncelerini açıp, seni anlamamıza izin vereceksin.
Your entrails will come out of your shameful orifices those that exist and those that the angels of Satan have ripped open.
Bağırsaklarınız utanç dolu deliklerinizden fışkıracak o gün geldiğinde şeytanın melekleri dirilecekler.
Grow up in the sun, happily entwined with others, and then someone comes along, cuts you open and rips your guts out.
Güneşte büyüyorsun. Diğerlerine bağlanmış bir halde. Sonra biri geliyor ve karnını yarıp bağırsaklarını ortaya döküyor.
I'll slit you open and cut out your guts!
Seni yarıp açacağım ve bağırsaklarını parçalayacağım.
Yeah, well, Mary Ann, you wanted me to come back, and now I'm back, and I'm sorry I didn't open your fucking letter, but all I want is some goddamn pictures of my wife,
Bak Mary Ann dönmemi istemiştin, döndüm. Şu lanet mektubu açmadığım için bağışla. Senden karımın fotoğraflarını istiyorum.
Then rip open your guts.
Sonra da bağırsaklarını deşip çıkaracağım.
"Keep your bowels open."
" Bağırsaklarınızı açık tutun.
What if it was you laying there with your guts open!
Orada bağırsakların deşilmiş olarak uzanıyor olabilirdin!
If you jump off a building, your guts will all burst open, and the pizza will spray in all directions
Binadan atladığında karnın patlayacak, bağırsakların parçalanacak... -... ve yediğin pizzalar etrafa yayılacak.
- Mother! - Can I take your sequined bag? - Open!
Onun için bu hafta sonu babanın yaş gününe bile gelmedin demesinler diye oraya gidiyorum.
Okay, now when I yell "Mice!" I want you to open this box... - and I'm gonna start stuffing some shirts down your pants.
Pekala şimdi "fareler!" diye bağırdığında, bu kutuyu açacaksın ve ben de ceketinin içine birkaç gömlek dolduracağım.
You think Vardon and Ray will take pity because you carry your own bag? This is the Open.
Vardon ve Ray'in, çantanı... taşıyorsun diye, sana acıyacaklarını mı sanıyorsun?
Don't you know how rude it is to open your gift bag before you leave?
Partiden önce hediye açmak ne büyük kabalık!
Shall we cut open your belly for you to wrap your guts around a pole?
Karnını yarıp bağırsaklarını bir kazığa dolasak nasıl olur?
Weep as they die and curse your God as they rise from the dead to rip open your throats at my command!
Emrimle birlikte çocuklarınız ölsün diye ağlayın ve avazınız çıktığı kadar bağırarak ölümden dönsünler diye, Tanrınıza beddua edin!
If you hang up on me again I'm gonna slash your stomach open, and I'm gonna take your guts out and stick'em right through your throat until I watch you drown in your own shit
Eğer bi daka kapatırsan ciğerlerini deşerim bağırsaklarını çıkarır, boğazına dolarım.
Cry out, Master Joliffe, and I will open your nose like a fig.
Üstad Joliffe bağıracak olursan, burnunu kabak gibi oyarım.
Your bag's open.
Çantan açık.
- well, you forgot to tell that to your knife-wielding friend Who sliced my guts open.
Bağırsaklarımı dışarı çıkaran şu kılıç üstadı arkadaşından bahsetmeyi unuttun sanırım.
Open your unclean hearts and let her in and she will free you from the filth and addictions.
Günahla dolu kalplerinizi açıp, girmesine izin verin ki sizi pislik ve bağımlılıklarınızdan kurtarsın.
You can simply choose to open your eyes and reclaim the freedom that you were born with, bound by nothing but the limits of your imagination.
Gözlerinizi açmayı ve doğuştan sahip olduğunuz, kimseye bağımlı olmayan ve yalnızca hayaliniz tarafından sınırlanan özgürlüğünüzü geri almayı seçebilirsiniz.
Eh, I don't want to open your dumb bag.
Aptal çantanı açmak istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]