Stop this at once translate Turkish
85 parallel translation
I order you to stop this at once.
Buna derhal son vermenizi emrediyorum.
Stop this at once.
Hemen şu kavgayı durdurun.
Stop this at once!
Bir an önce kes şunu.
I demand you stop this at once.
Buna hemen bir son vermeni istiyorum!
- Stop this at once. - No.
Kes şunu artık!
Stop this at once.
Bunu yapmayı kes.
Jessie, Woody, you stop this at once.
Jessie, Woody. Bırakın dövüşmeyi hemen.
- Stop this at once.
- Şunu durdur hemen.
Darling! Stop this at once!
Yavrum, hemen dur!
Stop this at once!
Hemen durdurun şunu!
Stop this at once!
Buna derhal son ver!
STOP THIS AT ONCE! he told us the truth!
Alay ederek bize onu gösteren Fujisawa idi.
I said stop this at once!
Bunu derhal kesin dedim!
Stop this at once!
Buna derhal son verin!
- Stop this at once!
- Kes şunu!
Stop this at once.
Hemen durdur şunu.
You must stop this at once, Emma, this matchmaking.
Bu çöpçatanlık işine bir an önce son vermelisin Emma.
- Mr. Elton, stop this at once!
- Bay Elton, buna hemen bir son verin!
Stop this at once!
Kapatın şunu.
Stop this cab at once.
Nasıl durduracağımı bilmiyorum.
Corneille, this farce must stop at once!
Corneille, bu oyunu bir an önce kesin!
We must stop this senseless war at once.
Bu anlamsız savaşı bitirmek zorundayız.
Stop this insolence at once!
Küstahlık etmeyi bırak!
Daisy, I insist you stop this neurotic behaviour at once.
Daisy, derhal bu nevrotik davranışı kesmeni istiyorum.
Stop this bullshit at once!
Hemen şu saçmalığı kes!
Stop this uproar at once!
Kesin şu şamatayı.
I'll stop him once and for all wait let us not be so hasty this boy is a source of great power if we capture him he will supply the Magnabeam with all the energy at least and with the Magnabeam charged...
Bu sefer onu sonsuza kadar durduracağım. Hayır, bu kadar aceleci olmayalım. Bu savaşçı harika bir güç kaynağı.
Stop this cruel jest, I implore you, stop it at once!
Rica ederim, şu zalim harekete bir son ver, derhal!
Stop this nonsense at once!
Bu saçmalığı hemen kesin!
- Stop this raving at once.
- Bu kargaşayı hemen kesin.
Manuel, we must stop this nonsense at once.
Şu kızın paramızın peşinde olduğuna eminim.
- Stop this car at once.
- Arabayı bir an önce durdur.
This must stop at once.
Bu iş burada biter.
[Rat] Toad. Stop this car at once.
Kurbağa, arabayı derhal durdur.
I'm only telling you in case you get off at this stop, too and you get up before me and then I get up and you think I'm following you which I'm not I mean, I wouldn't.
Söylüyorum çünkü, olur da bu durakta inerseniz ve benden önce kalkarsanız, ben arkanızdan gelince, sizi izlediğimi falan düşünürsünüz ki, öyle bir şey yapmam.
This behaviour must stop at once.
Bu davranışlarına hemen son vermeni istiyorum.
Stop this nonsense at once!
Bu saçmalığı bir an önce kesin.
Stop this train at once!
Treni durdurun!
Girls, stop all this bickering at once!
Kızlar hemen şu çekişmeyi bırakın!
No, throw it as hard as you want, i'll stop them here... dad, let's play something else, once this game is over you're going to bed.
İstediğin gibi at! Baba hadi başka bir şey oynayalım! Oyun bittiğinde yatacaksın!
Before we destroy whatever chance we might have at a relationship I'm asking you, please, stop and think about this.
Bir ilişki başlatmak için....... elimizdeki şansı ortadan kaldırmadan önce senden rica ediyorum, lütfen, dur ve bunu biraz düşün.
Will this... Will this belt stop two guns at once?
bu kemer aynı anda ateşlenen iki silahı durdurur mu?
Put a stop to this at once!
Buna hemen son verin.
Why does the power that was once so carefully preserved... at the top of the pyramid by the original framers of the Constitution... seem drawn inexorably downward and outward... in spite of the best effort of the Right to stop this?
Eskiden, Anayasayı ilk yapanlar tarafından piramidin en üstünde o kadar dikkatle korunan güç, neden Sağ'ın bunu durdurmak için tüm gücüyle çabalamasına rağmen, değişmez bir şekilde aşağı ve dışarı çekiliyormuş gibi görünüyor?
Khurana, stop this drama of yours, at once.
... yoksa senin transferini Nexalite'ye yapıcam.
Stop being a fool and drink this down at once.
Aptallık etmeyi bırak da şunu bir dikişte iç bakalım.
I can stop this all at once!
O, son umudumuz.
I'm sorry. Uh, we're going to need to make a stop first at this address.
Üzgünüm, ilk önce şu adrese uğramamız gerekiyor.
Here at the Cape, the greatest minds in the free world are now working on a plan to stop this monster before it reaches the coast.
Burada, özgür dünyanın en büyük beyinleri... canavarı koya ulaşmadan önce durduracak bir plan üzerinde... çalışmak için toplanıyorlar.
Stop this horror at once!
Bu iğrençliği hemen durdurun!
50,000 years ago, a 300,000 ton, 50 metre in diameter lump of iron and nickel entered the Earth's atmosphere and made this crater, and it should remind us that our environment doesn't just stop at the top of our atmosphere.
50,000 yıl önce, 300,000 ton, 50 metre çapında demir ve nikel karışımı parça Dünya'nın atmosferine girdi ve bu krateri yarattı, ve bu bize çevremizin sadece atmosferimizin üzerinde bitmediğini hatırlatmalıdır.
stop this 362
stop this nonsense 37
stop this right now 20
stop this now 35
at once 212
stop it 13041
stop here 153
stop the car 663
stop crying 318
stop talking to me 36
stop this nonsense 37
stop this right now 20
stop this now 35
at once 212
stop it 13041
stop here 153
stop the car 663
stop crying 318
stop talking to me 36
stop lying 140
stop laughing 101
stop it now 137
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop talking nonsense 52
stop the presses 25
stop complaining 83
stop laughing 101
stop it now 137
stop him 644
stop talking 690
stop right there 656
stop the bus 85
stop talking nonsense 52
stop the presses 25
stop complaining 83
stop yelling at me 54
stop screaming 73
stop fighting 156
stop saying 98
stop running 76
stop right now 76
stop them 234
stop that 1063
stop moving 156
stop it already 25
stop screaming 73
stop fighting 156
stop saying 98
stop running 76
stop right now 76
stop them 234
stop that 1063
stop moving 156
stop it already 25