English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Take me instead

Take me instead translate Turkish

220 parallel translation
Take me instead, Mocata.
- Onun yerine beni al Mocata.
Take me instead!
Beni de al!
Come back! Take me instead.
Geri dön, beni de al!
Take me instead. You?
Onun yerine beni alın.
If you have any human feeling, take me instead.
Eğer içinde biraz insanlık varsa, onun yerine beni al.
Take me instead, please!
Onun yerine beni al! Seni mi?
- Take me instead.
- Onun yerine beni al.
Take me instead.
Onun yerine beni al.
Take me, Take me instead of her.
Beni al! Onun yerine beni al.
Take me instead.
Onun yerine beni alın.
I was hoping you would take me instead.
Beni içeri alacağını umuyordum.
Take me instead!
Yerine beni alın!
You should've let'em take me instead, sir.
Sizin yerinize beni almalarına izin vermeliydiniz efendim.
Take me instead, please
Onun yerine beni al lütfen.
Why didn't God take me instead of my boy?
Tanrı neden oğlumunki yerine benim canımı almadı?
I asked him to take me instead of him.
Oğlumun yerine beni almasını istedim.
Take me instead Take my life for hers
Beni al. Onun hayatına karşılık beni al
Take me instead!
Yerine beni al!
If it was a sin for a queen of one country to love a man, then take me instead.
Bir ülkenin kraliçesinin bir adamı sevmesi günah ise, o zaman yerine beni al.
- Take me instead!
- Onun yerine beni al!
Take me instead.
Yerine götür.
Ma'am, instead of sending me home, let Yamaguchi take a rest.
Madam, beni eve göndermek yerine Yamaguchi'ye izin verin.
Here, take it to the party instead of me.
Al, benim yerime partiye sen götür.
I bet you'd like to take three girls instead of just me.
Bence sadece benimle gitmektense üç tane kızla gitmeyi yeğlersin.
He might take to me, instead of you.
Senin yerine, bana bağlanabilir.
You take this filth, you believe this filth from an old man, and then you take it up with me instead of Ben.
Bu konuyu kapatalım. Eğer bir bunağın sözlerine inanmakta ısrar ederseniz karşınızda Ben'den önce beni bulursunuz.
Instead, I wanted something no one could take from me, mine alone, this eternal image of you.
Onun yerine, kimsenin benden alamayacağı, sadece bana ait olacak bir şeyi istiyordum : Sonsuza dek bende kalacak imajını...
And in a way you're more bossified, as if I've got to take notice of you, instead of you of me.
Dikleştin de. Sanki sen bana değil, ben sana uymalıyım.
So when it gets up to here, instead of a vacation, I take a leave. Pick up a job writing a profile, an interview, something. To keep something going in me.
O yüzden şirketten izin alıp, tatile gitmek yerine buraya geldik, uzun bir röportaj, bir biyografi yazma işi, büyük bir şey aldım... içimdeki bu heyecanı korumak için.
Instead of trying to put me away for running a business, they ought to be getting rid of the Reds and Bolsheviks who are trying to take us over.
İş yapıyorum diye beni içeri atacaklarına her şeyi elimizden almak isteyen komünistlerden ve Bolşeviklerden kurtulmalılar.
Look, I didn't deliver, so why don't you let me take you to dinner instead?
Bak, henüz yemek yemedim, neden beraber yemiyoruz?
You should've taken care of me... instead of making me take dives for short-end money.
Biraz bana bakman gerekiyordu. Beni bir kaç kuruş için bir sahtekar yapacağına.
Warden Beatty has just informed me that he and Warden Sampson have so much faith in their boys that instead of splitting the purse as usual it'll be a winner-take-all event.
Müdür Beatty'nin dediğine göre o ve Müdür Sampson adamlarına o kadar güveniyorlar ki her zamanki gibi parayı paylaşmak yerine kazanan tüm parayı alacak.
They given me the opportunity to give something back to the world instead of just take, take, take.
Onlar bana dünyadan hep, hep, hep almak yerine, birşeyleride geri verme şansı verdiler.
Take him instead of me.
Benim yerime onu alın.
Instead of taking of pictures of ruins, take pictures of me?
Harabelerin resmini çekeceğine benim resmimi çek?
And you can take him back instead of me.
Ve benim yerime onu geri alabilirsiniz.
Would you like for me to take your pants off instead?
Bunun yerine pantolonunuzu indirmeye ne dersiniz?
Oou-ou-ou! # If I can make you stop and take a look at me instead of just #
Eğer sizi durdurup, bakmanızı sağlayabilseydim yüzüme
Because today, I leave the path that he had chosen for me... and instead, take my own.
Bugün, babamın benim için seçtiği yoldan ayrılıyorum. Onun yerine kendi yolumdan gideceğim.
Let me take you to lunch instead.
Sizi bir öyle yemeğine çıkarmama izin verin.
No, but maybe you could take me with you instead.
Hayır, ama onun yerine beni alabilirsin.
The track is where you would take your troubles... instead of sharing them with me.
Sorunlarını benimle paylaşmak yerine pistlere taşıyorsun.
- Why would you take the rap instead of me?
Neden benim yerime bunu üstlendin?
As for me, after I was recycled I decided instead of running away from the idea of a life alone I'd better sit down and take that fear to lunch.
Ben de kendime geldikten sonra yalnız bir hayat fikrini kafama takmaktan vazgeçip öğle yemeğimi yemeğe karar verdim.
Maybe instead of you trying to take care of me, we agree to take care of each other.
Ama bana göz kulak olmandansa, birbirimize göz kulak olmayı denesek nasıI olur?
And they wanted to take you with them. But instead you decided to stay with me in the fields until we were finished.
Ve seni de yanlarında götürmek istiyorlardı, ama bunun yerine benimle kalmaya karar verdin ta ki tarladaki işi bitirene kadar.
Thought I might take this run instead, me and the captain.
Bu sefer ben yaparım diye düşündüm, ben ve kaptan.
You don't have a hope of catching me, so you take my friends instead.
Beni yakalayacağına umudun yok, o zaman benim yerime arkadaşlarımı dene.
Do you see these things? I'll give you all of them instead take me near the road.
Yolun yakınına beni götürürsen hepsini sana vereceğim.
Like when Dad used to take me and Robert to the lodge instead of the playground.
Mesela babam Robert'la beni çocuk parkı yerine kulübe götürürdü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]