English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They got him

They got him translate Turkish

1,500 parallel translation
They got him!
Onu ele geçirdiler!
They got him.
Yakalamışlar.
Secret Service, they got him on a couple of their watch and observe lists.
Gizli Servis, onu birkaç takip ve gözlem listesine koymuş.
They got him with a Taser at the service entrance. He doesn't remember a thing.
Kapıda beklerken bayıltmışlar ama bir şey hatırlamıyor.
13 years old, and they got him in lockup.
13 yaşındaydı ve onu nezarete atmışlardı.
What do you mean they got him?
- Ne demek onu biri aldı?
They got him for 2.5 million just for mentioning the Stake Party.
Sadece Stake Party'den bahsetmesi için 2,5 milyon aldılar.
- They got him into surgery very quickly.
Onu çok çabuk bir şekilde ameliyata aldılar. Tanrıya şükür.
One got out, went down the street, went AWOL, ended up in a launderette, got into one of the driers and when they got him out it was small.
Hayvanat bahçesinden bir yılan, sokağı geçip çamaşırhaneye girmiş. Makinelerden birine tırmanmış ve içine yerleşmiş. Orası küçükmüş...
True they got him up in Interrogation?
Sorguladıkları doğru mu?
- They got him.
- Onu yakaladılar.
I don't know, man, I think they got him.
- Bilmiyorum dostum, sanırım onu yakaladılar.
- They got him!
- Onu yakaladılar!
They got him.
Onu yakaladılar.
- They got him in a room.
- Odaya aldılar.
They got him?
Onu yakalamışlar mı?
The Amazons got him on his left arm When they tried to arrest him.
Amazonlar onu yakalamaya çalıştıklarında sol kollarını kullanırlar.
If a fish got injured on the fin... they would put him a sticking immediately... so it won't die immediately, but stay alive... till it end up in sharks belly.
Eğer bir balık yüzgecinden yaralanmışsa Onu bir süre daha canlı tutmak için yarasına hemen yara bandı yapıştırırlardı.
Tae-sung, he got totally beat up and they're dragging him away
Tae-sung'u kötü dövüp dışarı sürmüşler.
They got to him.
Onu hakladılar.
- Tell me what address they've got on him.
- Onun adına ne adresleri var?
No, they've got him.
Hayır burada değil.
When they finally got him out, his heart had exploded like a crisp packet.
Çıkardıklarında kalbi bir su torbası gibi patlamış.
They got into an argument over his cut, and she blew him away.
Onun payıyla ilgili tartışıyorlardı. Kadında onu havaya uçurdu.
No, I think he came here cause he knows they'll take the fake ID I got him.
Hayır. Buraya gelir çünkü ona aldığım sahte kimliği buradan alacağını biliyor.
He's got connections and they're gonna see me play and... it's just really important that I rehearse with him.
Bağlantıları var ve beni çalarken izlemeye gelecekler ve... Onunla prova yapmam gerçekten önemli.
First of all, her parents fought like cats and dogs they got divorced, so she came from a broken home her father was an alcoholic and she was sleeping with me to get back at him.
Patty Brennan bir- - Herşeyden önce ailesi kedi köpek gibi kavga ediyorlardı, boşandılar, ayrıldılar, yani basitçe bozuk bir evden gelmişti, babası alkolikti, ve ondan intikam almak için benimle yatıyordu.
They say everyone's got someone that looks like him.
Herkesin bir benzeri vardır derler.
They can't be making much, but if I know Hesh him and Phil got something going on here.
Fazla kazanıyor olamazlar, ama eğer Hesh'i tanıyorsam o ve Phil orada bir şeyler döndürüyordur.
They hooked him up on a RICO and he got 1 7 years.
Onu 1 7 sene içeri tıktılar.
Then when they had that kid with the lung problem, who you think got him that doctor on Park Avenue?
O akciğer problemi olan çocuk geldiğinde.. Park Avenue'daki doktoru ona bulan kimdi acaba?
Something happened - he got caught out, they turned him.
Bir şey oldu - saf dışı edildi, onu reddettiler.
Anyhow, after a year of running him, it got too hot, so they exiled him and relocated him here.
Her neyse, yıllarca onu kullandıktan sonra, ortam kızıştı, bu yüzden onu sürgüne gönderdiler ve tekrar buraya yerleştirdiler.
After Candace stole Ronny from you, they got engaged... and then she left him at the altar, broke his heart.
Candace, Ronny'yi senden çaldıktan sonra, nişanlandılar ve sonra onu terk edip, kalbini kırdı.
We figure that when they didn't need him anymore, they got rid of him.
Bizce ona ihtiyacı kalmadıklarında, ondan kurtuldular.
I don't know him, Rachel does. They got their masters together.
Ben tanımıyordum ama Rachel tanıyordu.
His father's got one foot in the junkyard and if they can't find new parts for him, he's only got a few miles left.
Yedek parça bulunamazsa birkaç kilometrelik ömrü kalmış.
He got it to me just before they took him.
Onu götürmeden hemen önce mendili bana verdi.
I got him to go with Pete and Theodore Bikel... as they were both going down to the South.
Pete ve Theodore Bikel ile turneye çıkmasını sağladım. Güney'e gidiyorlardı.
He got him off, too... even though they found him running around... covered in blood with a baseball bat, screaming, "I killed the bitch!"
Onu da kurtardı. Öyle ki adamı, elinde beyzbol sopasıyla, kanlar içinde koştururken, ve... "Kaltağı geberttim!" diye bağırırken yakaladıkları halde.
They got a picture of him in the Hockey Hall of Fame.
Hokey Şöhretleri Köşesi'nde resmi var.
They'd got themselves five days out... two of them went off to hunt, only one of them make it back. And the others what he brought back with him.
Beş gün dışarıda kalmışlar... ikisi ava gitmiş, sadece biri dönebilmiş.
So if those snakes got set free and if they killed Ray, the evil of countless souls is inside of him right now... possessing his body.
Yılanlar serbest kalıp Ray'i öldürdüyse, sayısız ruhun kötülüğü artık onun içinde demektir. Bedenine sahip olmuşlardır.
Sara left him just before they got married.
Sara onu terkettiğinde evlenmek üzereydiler.
He said he's got cancer and that they give him drugs.
Dediğine göre kanser olmuş, ilaçlarla ayakta duruyormuş.
Oh, they've got something for him, okay!
Onun için birini buldular mı? Peki.
She talks about her brother, they got along well, until a drunk driver killed him,
Abisinden bahsediyor, iyi geçiniyorlarmış, derken ayyaşın teki abisini öldürmüş.
Got to get him closer! Closer to where they're setting this thing off!
Onu, bunu kapatacağı yere... yakınlaştırmamız gerekiyor!
They got to him before we did.
! Orospu çocuğu, onu bizden önce bulmuşlar.
But they've got no case against him.
Fakat ona karşı ellerinde bir dava yok ki.
I got the writer, and i took Dick with me to the studio with the first draft of the Drill Team, and they agreed to let him produce it.
Senaryo yazarını ben buldum. Dick'i de yanıma alıp, Tatbikat Timi'nin metniyle birlikte stüdyoya gittim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]