Two years old translate Turkish
455 parallel translation
Forty-two years old.
42 yaşında.
They moved to Kansas from Indiana when I was about two years old.
Onlar ben iki yaşında iken Indiana'dan Kansas'a gittiler.
Helen, remember when Bobby was two years old and he cut himself on some glass?
Helen Bobby'nin iki yaşındayken ve cam parçasına basıp ayağını kestiğini hatırlıyor musun?
Shower repair, and it's two years old.
Duş tamiri, alalı daha iki sene olmadı.
- He's only two years old.
- Daha 2 yaşında o.
You've been swimming there since you were two years old.
İki yaşından beri o havuzda yüzüyorsun.
I am seven thousand three hundred and twenty-two years old this October.
Ben bu Ekim'de yedi bin üç yüz yirmi iki olacağım.
What are you, two years old, you've been in the Army?
Evet mi? Biliyor musun? Nesin, iki yaşında mısın?
So we just decided to find a little girl who was about two years old... and make it her day.
- Annenle konuşmak ister misin? - Annem öldü.
I was only two years old, me own pap left me.
Babam terk ettiğinde sadece 2 yaşındaydım.
Who would use a code that's two years old?
İki yıllık bir kodu kim kullanır?
- This programme's two years old.
- Bu program iki sene öncesinin değil mi?
Father, you grab the boy when he's like this, see. You say, "Come here, boy." Two years old.
Oğlunuzu iki yaşında alırsınız elinize. " Gel buraya oğlum.
Thirty-two years old.
Otuz iki yaşında.
Gogge's two years old.
Gogge iki yaşına bastı.
You wouldn't think he's two years old, would you?
İki yaşında göstermiyor, değil mi?
- What am I, two years old?
- Neyim ben, iki yaşında bir çocuk mu?
The arm's two years old now.
Kol şimdi 2 yaşında.
It's all my pop's ever talked about since I was two years old.
İki yaşımdan beridir babam bunu söyleyip durur.
I knew your father since you were two years old.
Bay Babbitt, ben babanızı tanıdığımda siz daha iki yaşındaydınız.
- two years old...
-... iki yaşındayken.
You know, when you were two years old, we thought you had polio.
Sen iki yaşındayken, çocuk felci olduğunu sanmıştık.
When they were both two years old and already knew how to walk one of them burned her han on a stove.
İki yaşına geldiklerinde yürümeyi henüz öğrenmişken onlardan birisi elini sobada yaktı.
- 206? Ninety-two years old, thank you very much.
- 92 yaşına kadar, çok teşekkürler.
I remember when she was about two years old and she was just starting to talk we travelled through France and through Italy.
İki yaşındayken konuşmaya başladığını hatırlıyorum. Fransa'dan İtalya'ya geçtik.
He has dark brown hair, blue eyes, height about six feet two, no hat, around 25 years old. "
Koyu kahverengi saçlı, mavi gözlü, 1.80 boylarında, yaklaşık 25 yaşlarında. "
Wasn't there an old dog put away by poison at Hindley about two years ago?
2 yıl önce Hindley'de zehirlenen yaşlı bir köpek yok muydu?
Old World, boy and girl, they get engaged. They wait one year, two years. When they tire of each other, they get married.
Eski dünyada, erkek ve kız nişanlanır bir veya iki yıl bekler, birbirlerinden sıkıldıklarında evlenirler.
It is over ten feet tall, and two thousand, two hundred years old.
3 metre boyunda ve 2200 yaşında.
When I was 15 years old, I had two choices
15 yaşındayken, önümde iki seçenek vardı.
He's old in two years.
Gözlerini gördün mü?
Two hundred years old.
İki yüz yıllık.
Three years passed and two more added... and Sarah and Abraham grew old.
Üç yıl geçti ve iki yıl daha geçti ve Sara ve İbrahim yaşlandılar.
There are rumors which you can't breathe to Martha for she foams at the mouth that the Old Man, her father is over two hundred years old.
Kimi dedikodular var. Bundan ince bir alay var ama, bunu anlayacak kadar sarhoş değilim.
Now, ruling out all the cases that are over five years old - the year that Dr Dunwoody, our bat victim, resumed his practice in London - that leaves us 37 cases on which I worked with any two of the four now-dead men.
Dr. Dunwoody'nin yarasalar yüzünden Londra'da öldüğü yıla kadar yani 5 yıl kadar daha süreyi daraltırsak elimizde 37 dava kalıyor. Bu dört ölümden ikili üçlü çalıştıklarım iki vaka.
I've got a 17-year-old daughter who's had two abortions in two years... got arrested last week at a rock festival, for pushing drugs.
17 yaşında da bir kızım var. Son iki yıl içinde iki kez kürtaj oldu. Geçen hafta bir rock festivalinde uyuşturucu satmaktan tutuklandı.
That old boy followed me damn near two years. Kept poppin'up.
O yaşlı piç beni iki yıl takip etti sürekli.
By human terms, this insect is already more than two hundred years old.
İnsan koşullarına göre, bu böcek zaten iki yüz yaşından fazla.
- I got two granddaughters, nine and ten, two grandsons near 1 6 and I got a grandson 35 years old!
- Dokuz ve on yasnda iki, 1 6 yasna yakIasan iki, ve 35 yasnda bir torunum var!
You're 113 years old between the two of you and neither one of you makes any sense!
Yaşlarınızın toplamı 113 ediyor ama ikinizden de doğru dürüst bir laf çıkmıyor!
These scrolls are more than two thousand years old.
Bu yazmalar iki bin yıl önceden kalma.
In fact, two girls with him, who are only fifteen years old.
Aslında, onbeş yaşında iki kız onunla.
I hear that the Black Earth Old Man has been... keeping close ties to you two in the past years.
Kara toprak ihtiyarıyla çok... yakın değil miydiniz?
Two men raped her when she was 11 years old.
11 yaşındayken iki adamın tecavüzüne uğramış.
Here I am, 34 years old, and the only two people I can trust in the world are a librarian with a smart mouth and a would-be bomb thrower.
Buradayım, 34 yaşında, ve hayatta güvenebileceğim iki kişi geveze bir kütüphaneci ve bir bomba atıcısı adayı.
When Community Hospital needed the new wing... it was Jim Culhane who spent two years... calling old friends... starting the fund drive, following through.
Community Hastanesi'nin ek binaya ihtiyacı olduğunda, Jim Culhane iki senesini harcadı, eski dostlarını topladı, bağış kampanyası başlattı ve bunu başardı.
I am here, at my beloved theatre, 46 years old, my ex-lover has offered me a role with two lines out of pity...
Buradayım, canım tiyatromda. 46 yaşında. Eski sevgilim bana acıdığından, iki satırlık bir rol verdi.
I was about five years old, and - - and there were these two dogs on the front lawn, humping.
Öyleydi. Ben beş yaşındayım, ve- - bahçede iş bitiren iki köpek var.
Two years we haven't seen each other and we just flow into the old act.
Üç yıldır görüşmüyoruz ama... - eski günlere döndük bile.
In other words, if I said, 9-2-17 you would be nine years, two months and 17 days old.
Yani, 9-2-17 dediğimde 9 yıl, 2 ay, 17 günlüksünüzdür.
I call tell by the size of his foot spur that he's about two or three years old.
Ben onun hakkında iki ya da üç yaşında olduğunu, onun ayak dikeni büyüklüğüne göre söyle diyoruz.
two years later 88
two years ago 477
two years 509
years old 4883
years older than you 21
years older than me 22
years older 43
years old now 31
older 123
olds 231
two years ago 477
two years 509
years old 4883
years older than you 21
years older than me 22
years older 43
years old now 31
older 123
olds 231
oldman 76
old habits die hard 73
old man 1715
old boy 620
old girl 512
old school 99
old sport 107
old guy 44
old bean 35
old bitch 17
old habits die hard 73
old man 1715
old boy 620
old girl 512
old school 99
old sport 107
old guy 44
old bean 35
old bitch 17
old buddy 75
old habits 59
old son 178
older sister 23
old fart 19
old one 16
old chap 253
old pal 51
older man 27
old baby 27
old habits 59
old son 178
older sister 23
old fart 19
old one 16
old chap 253
old pal 51
older man 27
old baby 27
older brother 40
old kid 120
old woman 170
old friends 70
old people 49
old girls 51
old lady 76
old daughter 155
old female 76
old kid 120
old woman 170
old friends 70
old people 49
old girls 51
old lady 76
old daughter 155
old female 76