Very exciting translate Turkish
964 parallel translation
And these spats - very exciting.
Tozluklarınız da heyecan verici görünüyor.
I'm so glad. Of course, I never thought Harry was very exciting.
Çok mutlu oldum.Tabii Harry'nin bu kadar heyecan verici olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Yes, these are very exciting times.
Evet, oldukça heyecan verici zamanlar.
How very exciting.
ne kadar heyecan verici.
It's very exciting, isn't it?
Çok heyecan verici, değil mi?
It's been a very exciting day.
Heyecan dolu bir gün oldu.
That sounds very exciting, coming from the great Noel Wheaton.
Bu sözleri koskoca Noel Wheaton'dan duymak çok heyecan verici.
Not a very exciting routine, but it makes a change.
Pek heyecanlı bir program sayılmaz, ama değişiklik oluyor.
Hate is a very exciting emotion.
Nefret heyecan verici bir duygudur.
Very exciting...
Çok heyecan vericidir...
I know it's been a very exciting day.
Biliyorum, çok heyecanlı bir gün oldu.
Sometimes cheap perfume can be very exciting.
Bazen ucuz parfüm cezbedici olabiliyor.
- Must be very exciting.
- Ne heyecanlı.
You don't make him sound very exciting.
Zaten öyle. - Seni pek heyecanlandırmıyor gibi.
That I had a date with a very exciting man.
- Beni havalara uçuran erkeğimle randevum olduğunu.
It has been a very exciting day for me and I'm a little tired.
Benim için çok heyecan verici bir gün oldu ve biraz yoruldum.
Nothing very exciting there, no love letters anyway.
İlginç bir şey yok, hiç aşk mektubu da yok.
Oh, but it's very exciting.
Ama çok heyecan verici bir duygudur.
It's very exciting.
Heyecan verici.
They weren't very exciting.
Pek heyecan verici değillerdi.
Must have been very exciting work.
Çok heyecanlı bir iş olmalı.
Dave, you have a very exciting talent.
Dave, heyecan verici bir yetenek var sende.
We have some very exciting news for you.
Senin için çok heyecan verici haberlerimiz var.
It might be very exciting to be with you at this moment, but- -
Şu an seninle birlikte olmak da heyecan verici, ama...
It sounds very exciting.
Kulağa hoş geliyor.
Well, it certainly has been a very exciting and a most delightful experience preparing for this electronic meeting...
Sizinle bu elektronik buluşmaya hazırlanmak benim için heyecan verici ve hoş bir deneyim oldu...
- I've something very exciting to tell you.
Hayatım, sana verecek harika haberlerim var.
- It's very exciting.
- Oldukça heyecanlı.
Oh, it's very exciting.
Oh ders çok eğlenceli.
'This promises to be a very exciting race.
Oldukça heyecanlı bir yarış bizleri bekliyor.
Oh, this is very exciting.
Oh, Çok heyecan verici
The first race was very exciting, Miss Doolittle.
İlk yarış çok heyecanlıydı Bayan Doolittle.
Oh, that's a very exciting thing, like a block party.
Çok heyecanlı özel parti gibi.
There's something very exciting about the hunt.
Bu avın çok heyecan verici bir yönü var.
It's a very exciting discovery... now, whatever the blazes do we do about it?
Şu anda çok heyecan verici bir keşif... bu konuda ne yapasak yapalım?
Mrs. Treadwell, you are a very exciting woman, and you know it.
Bayan Treadwell, çok heyecan verici bir kadınsınız ve bunu siz de biliyorsunuz.
I think it's very exciting.
Çok heyecanlı olduğunu düşünüyorum.
I can't tell you what's going on now, but it's going to be very exciting.
Ne olduğunu şu an söyleyemem ama çok heyecanlı olacak.
It should be very exciting.
Çok heyecanlı olacaktır.
Must be very exciting what you do.
Yaptığın iş çok heyecanlı olmalı.
I have what I think will be very exciting news for you.
Sizi heyecanlandıracağını düşündüğüm haberlerim var.
It really does sound very exciting.
Gerçekten çok heyecan verici geliyor.
- You make it sound very exciting. - It is.
- Heyecan vericiymiş gibi anlattın.
l give up. But I know it's something very active and exciting.
Ama çok hareketli ve heyecanlı bir meslek, biliyorum.
All in all, it's been an exciting, a very interesting trip, has it not?
Sonuçta, çok heyecanlı ve ilginç bir yolculuk oldu, değil mi?
Yes, it sounds very intriguing and exciting...
Oldukça çekici ve heyecan verici olduğunu biliyorum...
- It is often very exciting.
Hem de çok heyecan verici.
If he puts down truthfully the things he's actually experienced, if they're exciting enough, he's bound to be very successful.
Eğer gerçekte yaşadıklarını doğru bir şekilde kağıda dökerse, eğer gerçekten heyecan verici şeyler ise, çok başarılı olurmuş.
Moscow will be very gay and exciting.
Moskova çok neşeli ve heyecanlı olacak.
I'm getting very nervous. Isn't this game scintillating and exciting?
Bu oyun ona büyük bir heyecan ve zevk veriyor.
We're interrupting this - to take you back very quickly to the Jimmy Buzzard interview, where we understand something exciting's just happened.
Bu yayına ara verip Jimmy Buzzard röportajına geçiyoruz. Heyecanlı bir şey olmuş.
exciting 228
exciting news 16
very good 5015
very nice 1581
very pretty 229
very well 4412
very good indeed 31
very much 852
very interesting 246
very true 116
exciting news 16
very good 5015
very nice 1581
very pretty 229
very well 4412
very good indeed 31
very much 852
very interesting 246
very true 116
very cute 99
very soon 239
very cool 195
very beautiful 164
very funny 1225
very sad 109
very impressive 348
very well indeed 16
very good job 17
very well done 68
very soon 239
very cool 195
very beautiful 164
very funny 1225
very sad 109
very impressive 348
very well indeed 16
very good job 17
very well done 68
very bad 256
very much so 233
very clever 301
very slowly 104
very important 172
very sorry 246
very well then 70
very sweet 97
very smart 125
very little 114
very much so 233
very clever 301
very slowly 104
very important 172
very sorry 246
very well then 70
very sweet 97
very smart 125
very little 114