English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You live alone

You live alone translate Turkish

598 parallel translation
Because you live alone.
Çünkü yalnız yaşıyorsun.
Don't you live alone?
Yalnız oturmuyor musun?
You live alone?
Tek başına mı oturuyorsun?
I might. You live alone?
- Yalnız mı yaşıyorsun?
You live alone here?
Burada tek başına mı yaşıyorsun?
Do you live alone?
Yalnız mı yaşıyorsun?
- Do you live alone?
- Yalnız mı yaşıyorsun?
- It's obvious you live alone and don't like it.
- Yalnız yaşıyorsunuz ve bundan hoşnut olmadığınız çok açık.
You live alone?
Yalnız mı oturuyorsunuz?
- You live alone?
- Yalnız mı yaşıyorsun?
- Do you live alone, Mr...?
- Yalnız mı yaşıyorsunuz, Bay...?
You live alone? I live with Bob.
- Yalnız mı yaşıyorsunuz?
You live alone?
Yalnız mı yaşıyorsun?
You live alone?
Yanlız mı kalıyorsun?
That alone ought to bring you enough to live on.
Tek başına tiyatro bile seni geçindirmeye yeter.
And I promise I'll never leave you alone again as long as I live.
Hayatım boyunca, seni bir daha yalnız bırakmayacağıma yemin ederim.
You live here all alone?
Burada tek başına mı yaşıyorsun?
- You live here alone, sir?
- Burada yalnız mı yaşıyorsunuz, efendim?
- You live here alone?
- Burada yalnız mı yaşıyorsunuz?
You can't live alone like the man in the moon.
Sonsuza dek tek başına yaşayamazsın.
You can't live here alone, damn it!
Burada tek başına kalma.
But why do you live so alone?
Peki niçin yalnız yaşıyorsun?
- Do you live here alone?
- Burada yalnız mı yaşıyorsun?
Do you live alone?
Yalnız mı yaşıyorsunuz?
You live here alone?
- Burada yalnız mı yaşıyorsunuz?
You can't believe that a woman is crazy-out-of-her-mind to live alone in one room, by herself!
Bir kadının bir odada tek başına yaşayacak kadar deli olduğuna inanamıyorsunuz!
You just live here alone?
Burada yalnız mı oturuyorsun?
You'd live alone in a hotel room, go to concerts on Sunday... and work for some dull-witted business executive.
Otel odalarında yalnız yaşayıp, pazarları konserlere gidecek ve bazı kalın kafalı iş adamları hesabına çalışacaksın.
And you can't be choosy, or you'll live alone.
Ama seçici olamazsın, yalnız kalırsın.
THEN YOU LIVE HERE ALL ALONE?
- Yani burada tek başınıza mı yaşıyorsunuz?
- You live here alone?
- Yalnız mı yaşıyorsun?
You taught them not to live by bread alone.
Onlara sadece ekmekle yaşamamayı öğrettin.
I drink to live alone, without you.
Yalnız başıma olmak için içerim, sensiz olmak için.
Would you like to live alone?
Yalnız yaşamak ister misin?
And you live here, alone?
Burada tek başına mı yaşıyorsun?
You live here alone without servants, without friends.
Burada hizmetlilerin olmadan, arkadaşlarından uzakta tek başına yaşıyorsun.
You can't live alone with that secret.
Böyle bir sırla, tek başınıza yaşayamazsınız.
It was quite one thing for you to live as you did when you were alone on this island but you are no longer alone and your behaviour is totally unsuitable.
Tek başınıza yaşarken ne isterseniz yapıyordunuz ama artık yalnız değilsiniz ve davranışınız hiç de kabul edilecek gibi değil.
Well, you see, I live alone, so there's no reason for me to call it.
Yalnız yaşadığımdan kendime telefon etmiyorum. Rehberde vardır.
Do you live here alone?
Burada yalnız mı yaşıyorsun?
Why does a young woman like you live way out there alone in a shack on a deserted beach?
Sizin gibi genç bir kadın ıssız bir sahildeki kulübede... neden yalnız başına yaşar?
I live alone, so I don't even have tea to offer you.
Yalnızım, yani size çay ikram edemem.
Do you think people can live alone?
İnsanlar yalnız yaşayabilirler mi?
Eva, you'll not be alone while I live.
Eva, ben yaşadığım sürece yalnız kalmayacaksın.
Do you live here alone?
Burada yalnız mı yaşıyorsunuz?
You don't live alone either...
- Yalnız değil misin?
That's what happens when you live 10 years alone in Bolivia.
Bolivya'da on yıl... yalnız yaşarsanız böyle olur.
It's a disease common to mountain men who live alone a lot, but if you stay with me at such... such times, uh, I'll be OK.
Çok fazla yalnız yaşayan dağ adamları arasında yaygın bir hastalıktır,... ama böyle anlarda benimle kalırsan, bir şeyim kalmaz.
- Well... man doesn't live by bread alone, especially the kind of bread you make in a free clinic.
- Şey... insan sadece ekmek parası için yaşamaz özellikle bedava bir klinikte kazanılan ekmek parası için.
Then you live here alone.
O halde yalnız yaşıyorsunuz.
You can live alone in Grenoble, Lyons, or even Paris.
Grenoble'da, Lyon'da, hatta Paris'te tek başına yaşayamazsınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]