English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Б ] / Брось их

Брось их translate Turkish

71 parallel translation
Возьми туфли и брось их в мусоросжигатель.
Ayakkabıları al ve fırına at.
Брось их в мусоросжигатель и сожги!
Fırına at ve yak onları!
Связка ананасов, скреплённых вместе. Просто брось их сверху...
Hindistan cevizi dolu çantalar, hepsi birbirine bağlı, sadece aşağıya atacaksın.
Брось их!
Bırak onları!
Я сказал : "Брось их"!
Bırak onları dedim!
Володарский, достань ключи от этого сейнера и брось их в воду.
Wolodarsky, teknenin anahtarlarını al ve suya at.
Это - моя собственность, так что брось их и убирайся, или...
Benim. - Ama benim arazimde. O yüzden bırak ve git buradan yoksa...
Брось их снова.
Tekrar at onları.
Брось их.
Bırak şunları.
Брось их в стиралку и будут как новые.
çamaşır makinesine koy, tertemiz olurlar.
Просто брось их здесь.
Buraya bırakın.
- Будь добра, брось их сюда.
Bunun içine koyuverin, lütfen.
- Брось их.
- Ver ona. - Emin misin?
Чтобы взбить подушки, брось их на пол.
Yastıkları yere atarak kabartabilirsin.
Просто брось их на стол.
Şuraya bırak.
Тогда брось их.
O zaman ayrıl oradan.
Брось их мне.
Bana ver.
- Брось их.
- Bırak elindekileri.
Брось их в яму к ходячим.
Screamer Pits'e götürün onları.
Трейси, брось их!
Hayır! Tracy, bırak onları!
Брось их!
Fırlat!
нет, брось их так, я возьму это.
Hayır. Onları at. Onu ben alırım.
Просто брось их на пол, потом найдешь.
Sadece yere düşürmüş gibi yap ve sonra da al.
просто брось их... вы не собирались говорить "на лестницу"?
Pam onları bu kadar çizmek istiyorsan onları bırak da kendiliğinden... Ne? Merdivenlerden yuvarlansın demeyecek miydin?
Брось их!
Atın silahları.
Брось их!
Atın silahları!
- Убери их и брось в воду. В воду?
Götür şunları yoksa suya atarım.
Да брось ты, их последний квартал был дерьмовым.
Yapma, onların üç aylıkları boktan.
- Ты брось... Оставь немного их оружия...
- Silahların bir kısmını...
Малыш, брось мне. Я их люблю.
Çocuk, o yuvarlak et gibi şeyden buraya yolla.
Так, брось их в ящик.
Tamam, mektupları posta kutusuna at önce.
- Слушай, Тэд, пошли. Да брось ты их, надо играть. Пошли!
Hey Ted, hadi gel dostum.
Бридж, ну их. Брось.
Bridge, bir şey yok.
- Я просто отвечал на их вопросы. Да брось ты.
- Ben sadece onların sorularına cevap verdim.
Брось их, ладно?
Bırak onları tamam mı?
— Да брось, Ди... Я знаю, что у Торреза какая-то сделка с членом гор. совета. И она никак не связана с их союзом.
- Hadi D Torrez'in meclis üyesi Booth'la olan dalaverelerinden haberim var ve bunların çeteleri dağıtma girişimi olmadığını da biliyorum.
Брось, Кал предавал их.
Hadi, Cal onlara ihanet etti.
Кто сказал, что я их использую? Да брось.
Kim onları kullandığımı söylüyor?
- Брось... - Я должен их спасти.
- Kaynağı bulmamız gerek.
Сирел - позвони в 9-1-1 с их телефона и брось трубку у аппарата.
Cyril, ev telefonlarından 911'i ara ve ahizeyi telefonun yanına bırak.
Да брось, моя клиентура просто не поймёт, если их детектив будет бегать в полицию всякий раз, когда испугается.
Hadi ama, müşterilerim, her gergin olduğunda polislere gidecek birini istemezler.
Брось, ты толкнёшь их минимум за 600.
Haydi ama bunu en azından 600'e satarsın.
Брось, МакКласки, ты что, хочешь оправдать их зарплату?
Haydi McCluskey, kiralamayı haklı çıkarmaya çalışıyorsun?
Да в чём их переубеждать, Дениз, брось! В чём переубеждать?
Neyine ikna edeceğiz Deniz ya, neyine ikna edeceğiz?
Брось их в Тибр.
Onları Tiber Nehri'ne at.
Пьянчуга, который потерял право опеки над своими детьми. Да брось, Грег. Ты же не видела, чтобы я бегал и размахивал ножом, пытаясь вернуть их силой, верно?
Eşim Sophie'yi tanırsın 17 yıl boyunca, deyim yerindeyse kadının ömrünü yedim, Bill.
Брось, в смысле, в какой-то момент у него должны кончится отсылки к черным артистам, так? - Их много.
Yapma, er ya da geç siyahi sanatçı referansların tükenecek, değil mi?
Да брось, Гейл, оставь их в покое.
Hadi, Gail. Rahat bırak onları.
Брось ствол и подними руки, чтобы я их видел!
Silahları atın ve ellerinizi görebileceğim şekilde kaldırın!
Да брось. Их продают в магазинах игрушек.
- Yapma, bu sadece bir oyuncak.
Да брось ты, Лип, прошу тебя. Ты не должен их брать с собой.
Onları götürmek zorunda değilsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]