English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Не знают

Не знают translate Turkish

4,220 parallel translation
Они достойны по своему, но не знают верховой езды и лука.
- Kendilerine göre değerliler ama at ve yayın değerini bilmiyorlar.
Ну, люди не знают тебя.
Seni tanımıyorlar.
Многие этого не знают, но когда файл выгружается в сеть, он оседает на маленьком роутере, прежде чем попасть на сервер.
Çoğu insan bunu bilmez ama bir dosyayı internete yüklediğinde yavaş sunucuya geçmeden önce küçük router'da durur.
Они попробуют. Кое-чего они не знают...
Çalışacaklar ama bilmedikleri bir şey var.
Я говорил с федералами, они ничего полезного не знают.
Her neyse, federalleri kontrol ettim, ama işe yarar bir şey bilmiyorlar.
Уверен, что команда Гордость и Падаваны не знают, как называется корабль Хана Соло.
Tabii, eminim ismi "Pride and Padawans" olan takım Han Solo'nun gemisinin adını bilemez.
Медсестры в Бангор Дженерал не знают.
Bengor Hastanesi hemşireleri bilmiyormuş.
Эти люди не знают, как реагировать, брат.
Bu insanlar nasıl tepki vereceğini bilmiyor, kardeşim.
Они слишком полагаются на свою технологию и даже не знают, что без нее делать.
Yani teknolojilerine güveniyorlar, onsuz ne yapacaklarını bile bilmiyorlar, değil mi?
Они не знают, куда он пошёл. Человек может быть далеко от своего умирающего ребёнка, только если Он знает, как его спасти.
- Onu ölmek üzere olan çocuğundan ayırabilecek tek şey daha iyi edebilme düşüncesidir.
Они ничего о нас не знают.
Hakkımızda hiçbir şey bilmiyorlar.
Ты думал люди не знают что ты сосешь член? Крутому бандиту нравится быть сучкой для транса.
Milletin sakso çektiğini bilmediğini mi sanıyorsun? Belalı kanun kaçkını travestiye çakmayı seviyor. Zamanı değil kardeşim.
Эти люди не знают, с кем связались.
Bu insanlar ne ile uğraştıklarını bilmiyor.
Они еще ничего не знают.
Onlar henüz bilmiyoruz.
Я бы сказал, они не знают, о чем говорят.
Neden bahsettiklerini bilmiyorlar demek istiyorum.
Только они не знают как.
Bilirsin, sadece nasıl yapacaklarını bilmezler.
Я знаю долину, пещеру, пути, которых они не знают.
Vadiyi de mağarayı da biliyorum. Onların bilmediği bir kestirme var.
Эми, клянусь, я слышал то, что слышал, слово в слово, ту же фразу, сказанную одинаково двумя людьми, которые заявляют, что не знают друг друга.
Em, sana yemin ederim kulaklarımla duydum. Birbirilerini tanımadıklarını iddia eden iki kişi tarafından kelimesi kelimesine, birebir aynı şekilde anlatılmış aynı hikaye.
А некоторые, особенно, если они могут носить только один ботинок, не знают, как подпустить тебя к себе, даже если им хочется.
Ve bazı insanlar da, özellikle tek ayakkabılı olanlar isteseler bile nasıl izin vereceklerini bilemezler.
Они не знают.
- Olmayacak.
Да, и я рад, что они об этом не знают.
Evet ama iyi ki bunu bilmiyorlar.
Они не знают как это быть отвергнутой... так как знаю я и ты.
Onlar reddedilmenin ya da yanlış anlaşılmanın nasıl bir şey olduğunu anlayamazlar. Benim anladığım gibi, senin anladığın gibi anlayamazlar.
Они даже не знают, чья у них дочь.
Kimin kızını kaçırdıklarını bile bilmiyorlardı.
- Они что, не знают, что здесь произошло?
Burada yaşananları bilmiyorlar mı? - Önemsemiyorlar mı?
Ты... они не знают во что ввязываются.
Nasıl bir belâya bulaştıklarından haberleri yok.
Они её не знают.
Bu mahalleden değil.
Очевидно, они не знают, с кем имеют дело.
Anlaşılan kiminle uğraştıklarını bilmiyorlar.
Он молчит, как будто знает то, что не знают другие.
Kimsenin bilmediği çok önemli bir şeyi biliyormuş gibi davranıyor.
И могу вам сказать, что прямо сейчас у нескольких работников сердечный приступ, потому как они не знают, что я скажу.
Ve size şu kadarını söyleyeyim, çalışanlarım ne söyleyeceğim konusunda meraktan kalp krizi geçirmek üzereler.
Однако, они не знают того, что знаем мы, что это не только неправда, но и физически невозможно.
Bilmedikleri şey, bununla birlikte yapacağımız şey, sadece doğru olmayan ama fiziksel olarak mümkün olan bir şey.
Никто, даже самые близкие люди, не знают о моих намерениях, и было бы нечестно, если бы под подозрение попали они.
Hiç kimsenin, her şeyimi paylaştığım sevgilimin bile niyetimden haberi yok. Ve davranışlarım yüzünden zan altında kalmaları hiç de adil olmaz.
Или они не знают, а мы им всё расскажем.
Ya da bilmiyorlar ve bu bilgiyi onlara biz vereceğiz.
Если мы заявим о пытках или попросим убежища, по закону они обязаны предоставить вам право на пребывание в Гонконге, потому что они пока не знают, куда вас следует отправить.
Ama işkence gördüğün iddiası veya iltica talebi olursa o zaman kanunlar nezdinde, Hong Kong'da kalmana izin verilir. Çünkü seni nereye göndereceklerini bilemezler.
В музее не знают. Разговаривал с куратором.
Müze bilmiyor, kuratörle konuştum.
Они не знают что ты просто чувствуешь себя хорошо в течение секунды, а потом тебе грустно.
Bunun bir anlığına iyi hissettirdiğini, sonra ise üzdüğünü bilmiyorlar.
Они их не знают так, как их знаю я.
Onlar benim onları tanıdığım gibi tanımıyorlar.
Я не отношусь ни к тем, ни к другим, и они это знают.
Ben ikisi de değilim ve bunu biliyorlar.
Матери знают, что бы ты ни сказал, какие бы гадости не произнес, твоя мать не поэтому покончила с собой.
Anneler bilir. Ona söylediklerin ne kadar kötü olursa olsun annen kendini bu yüzden öldürmedi.
Похоже, я не совсем справлясь с этими новыми магами Воздуха, а ты, как все знают, прирождённый лидер.
Bu yeni hava bükücülerle aramın çok iyi olduğunu sanmıyorum ve herkes biliyor ki sen doğuştan bir lidersin.
Скажи им, что ты говоришь от моего имени и пусть они знают, что пока не нужно высовываться.
Benim yerime konuştuğunu ve hemen dağılmaları gerektiğini söyle. Dağılmak mı?
Не хочу тебя пугать, но охранники знают, что ты в здании.
Seni panikletmek istemem ama güvenlik senin binada olduğunu biliyor. Amanın.
Все знают, что Румпельштильцхену не положено обрести счастье, но посмотри на него сейчас.
Herkes Rumplestiltskin'in mutlu sona kavuşamayacağını bilir. Ama ona bir bak.
Твои ребята знают, что я взяла тебя в заложники, как же тогда получилось, что Доминик до сих пор никого не прислал?
Sizinkiler seni aldığımı biliyor. Dominic neden kimseyi yollamadı?
Так все говорят, когда знают о чём мы говорим, но не хотят признаваться.
Herkes tam olarak bildikleri bir şeyi biz söylediğimizde böyle derler ama itiraf etmek istemezler.
Если все знают, что войне конец, зачем позволять мальчикам умирать?
Şayet biteceğinin farkındalarsa, neden daha fazla delikanlının ölmesine müsaade etsinler!
Не надо им говорить, они и так знают!
Herkese söyleme! Zaten biliyorlar!
Они не только знают где Сол, но и откуда может подоспеть единственная помощь.
Sadece Saul'un yerini bilmekle kalmıyorlar ona nereden yardım geldiğini de biliyorlar.
Возможно, они уже знают, но скрывают это, потому что не уверены...
Veya, veya... Zaten biliyor olmaları muhtemel ama açık vermek istemiyorlar çünkü bilmiyorlar.
Ну, да, потому что она не хочет признавать то, что все уже знают.
Herkesin bildiği bir şeyi itiraf etmek istemediğindendir.
Все знают, но никто ничего не делает.
Herkes biliyor bunu ama kimse bu konuda bir şey yapmayacak.
Я не хочу быть той самой девушкой, которую все знают.
'O'kız olmak istemiyorum. Herkes öğrenecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]