English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ У ] / Убить их

Убить их translate Turkish

1,146 parallel translation
Убить их непобедимого чемпиона?
Onların yenilmez şampiyonunu mu öldüreyim?
Я велел тебе убить их.
Ben sana onları öldür dedim.
Должны ли мы убить их?
Yabancıları öldürmeli miyiz?
Вы собирались убить их всех.
Hepsinin ölmesine neden olabilirdin.
Вы не сможете убить их всех.
Hepsini öldüremezsin.
Потому что мы не сможем убить их, пока не найдём.
Çünkü, bulamazsak onları öldüremeyiz
А почему просто не убить их?
Neden onları öldürmüyoruz?
Короче, там бессмертные пацаны действуют, а убить их можно, если только башку отрубят.
Burada ölümsüz insanlar var. Sadece kafasızı keserek öldürebiliyorsun.
Нет, их увозят, чтобы убить их!
Onları öldürmek için götürüyorlar!
- Убить их.
- Onları öldürmeyi.
Кто-то пытается тебя убить постарайся убить их в ответ.
Biri seni öldürmeye çalışırsa sen de onları öldürmeye çalış.
Мы должны будем убить их.
Onları öldürmeliyiz.
Убить их.
Gebert onları. Gebert onları.
Убить их.
İkisini de gebert.
- Убить их!
- Öldürün onlari!
Убить их всех!
Hepsini öldürün!
Поймать и убить их!
Bana cesedini getirin!
Убить их!
¡ Mátenlos!
Нет смысла везти девушек так далеко, чтобы потом убить их.
Bu kızları buraya kadar getirip öldürmeleri çok mantıksız.
А теперь дай нам убить людей, чтобы мы могли использовать их кровь, чтобы накормить мать...
İzin verin insanları öldürelim ve böylece onların kanlarıyla anneyi ve...
- Логан, они хотели их убить.
Logan, onları öldürmeye çalışıyorlar.
Одно дело, что Мантикора заразила вирусом тебя, чтобы убить меня, но не думаю, что они втянули шестилетнего ребенка в их коварные планы.
Bak, Manticore un yaptığı beni öldürmek için sana bir virüs enjekte etmeleriydi ama, cidden bu kötü planlarına altı yaşında bir çocuğu alet edecek kadar kötü olduklarından şüphe ediyorum.
И его задача их убить.
Ve onun görevi onları öldürmek.
Пытался убить ребёнка Скалли, чтобы остановить их.
Onları durdurmak için Scully'nin bebeğini öldürmeye çalıştım.
А я говорю их надо убить сейчас.
Bence hepsini şimdi öldürelim!
Нет, их нельзя убить.
Hayır, onlar öldürülemez.
Если убить самца - мы убьем все их род.
Erkeği öldürürsek, türü de öldürürüz.
— Ты собираешься убить их!
- Onları öldüreceksin!
ћы хотим их напугать, а не убить.
Niyetimiz onları korkutmak, öldürmek değil.
Их нельзя убить.
- Evet, iyi...
Я знаю, как их можно убить.
Ve onları nasıl öldüreceğinizi biliyorum.
Ты хочешь всех их убить?
- Evet - Hepsini öldürmek istiyor musun?
И это плохо! Их должен был убить ты!
Ve bu kötü çünkü, onu sen öldürmeliydin!
Они собираются найти их, и убить.
Onları bulmaya ve öldürmeye gidiyorlar.
Мы не знаем, кто они или как их убить.
Ne olduklarını yada onları nasıl öldüreceğimizi bilmiyoruz.
Я думал, Ангел найдет способ сразу же их всех убить.
Angel onları nasıl öldüreceğinizi çözecektir.
Я предлагаю убить уродов, или отправить их в выгребную яму из которой они вылезли!
Yaratıkları öldürelim derim, ya da geldikleri lağım çukuruna geri postalayalım!
Они хотят убить каждого из вас... и вы ничего не сможете сделать, чтобы остановить их.
Hepinizi öldürecekler... ve onları hiçbir şey durduramaz.
Я имею в виду, я думаю, их можно убить, потому что я не знаю, что ещё он мог закапывать, когда мы объявились сегодня.
Yani, onları öldürebilirsin... çünkü bu gece geldiğimizde... ne gömüyordu bilmiyorum.
Ну что, О-Рен, остались ещё подручные, чтобы мне их убить?
Ee O-Ren, öldürebileceğim başka adamın var mı?
Их всех придётся убить.
Hepsi ölmek zorunda.
Не знаю. Возможно, Табита вызвала их, чтобы убить нас всех.
Belki de Tabitha onları bizi öldürmesi için çağırıyordur.
Они, безусловно, просто безобразники, но если их убить, они о себе сильно возомнят!
Sana katılıyorum, korkunç bir şey yaptılar ama onları öldürürsek, önemli olduklarını sanırlar.
Их невозможно убить!
Öldürülemezler!
Ну, давайте, босс. Они - там, потеют от страха волнуются, не собираетесь ли вы их уволить, или, знаете, убить топором.
Ellerinden geleni yapıyorlar ve arabalarının içinde onları keseceksin diye korkudan terliyorlar.
Достаточно, чтобы убить любого из них еще до того, как их сердце сделает следующий удар.
Onlardan birini anında öldürebilecek kadar güçlüler.
И этот страх, возможно, заставит их захотеть убить его. Так же, как они хотели убить тебя.
Ve bu korkudan dolayı, seni öldürmek istedikleri gibi onu da öldürmek isteyebilirler.
- Кажется он нашел способ их убить.
- Onları öldürmenin bir yolunu bulmuş demek.
- Послали человека убить их.
Onları öldürmek için bir adam gönderilmiş.
Если Анубис действительно за этим стоит, тогда его стратегия состоит в том, чтобы убить всех младших Гоаулдов, не способных нападать, поглощая их войска в подготовке для сражения с Баалом и Системыми Владыками.
Eğer bunun arkasında gerçekten Anubis varsa, o halde planı saldırıya açık her alt Goa'uld'a suikast düzenlemek, onların güçlerini kendisine katmak, böylece Ba'al ve diğer Düzen efendileri ile olan savaşa hazırlanmak.
Я ужасно боялась возвращаться к работе. Я вышла замуж очень молодой, я провела 20 лет, составляя недельные бюджеты покупок, не давая моим мальчишкам убить друг друга, преодолевая минные поля их школьных ворот со всеми этими соперничающими женщинами на полноприводных машинах больше чем мой дом.
İşe dönmekten çok korkuyordum, çok genç evlenmiştim, haftalık alışveriş bütçesine 20 yılımı verdim, oğullarımı birbirlerini öldürmekten alıkoymaya, okul kapılarında park yeri için uzlaşmaya çalışmaya...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]