English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kaza

Kaza translate French

10,919 parallel translation
Kaza değildi işte o.
Ce... ce n'était pas un accident.
Sigorta şirketini arayıp kaza olduğunu söyledim çünkü onu benden koparmalarını istemiyordum.
J'ai dit à la compagnie d'assurance que c'était un accident car je ne voulais pas qu'ils l'emmènent loin de moi.
- Kaza değildi işte o.
Ce n'était pas un accident.
Çocuk bilinç kaybı yaşayıp şiddete meyilli oluyormuş ama yalan söyleyip kaza olduğunu belirtmiş.
Apparemment, il a des absences et devient violent, mais elle a menti et affirmé que c'était un accident.
Garajda bir kaza yaşadı.
Dans un accident dans le garage.
Cesedini garaja götürüp kaza süsü verdim.
Et j'ai traîné son corps dans le garage et j'ai fait croire à un accident.
Balistik raporuna göre, Walt Martin görevi sırasında kaza kurşunu sonucu öldürüldü.
Grâce aux résultats de la balistique nous reclassifions la mort de Walt Martin de tir ami, tué dans l'exercice de sa fonction.
Kaza kurşunu muydu yoksa Kaleb kasten mi öldürdü?
Était-ce un tir ami? Ou Kaleb l'a tué intentionnellement?
Bir kaza olmuş ve kolunu kırmış.
Il y a eu un accident et il s'est cassé le bras.
Ama daha çok yer halısına ihtiyacım var, ve otoyolda kaza olmuş.
Mais j'ai besoin de plus de paillassons, et il y a un accident sur la 90.
Kaza geçirmesi için bir nedeni yok.
Il n'y a pas de raison qu'il ait un accident.
Maura bunun bir kaza olduğunu söyler söylemez.
Dès que Maura annoncera que c'est un accident.
Sana hiç amcamın Camero'sunda kaza yaptığımı ve bu yüzden dayak yediğimi anlatmış mıydım?
Je vous ai raconté la fois où j'ai bousillé la Camaro de mon oncle et qu'il m'a botté le cul?
Psikiyatriye haber verdim, üç polisle konuştum ve kaza raporu doldurdum.
J'ai appelé la psychiatrie, parlé à trois officiers de police, et rempli un rapport d'incident.
Lisede geometri dersinde pergelle ufak bir kaza oldu.
Un malencontreux accident avec un compas en cours de géométrie.
Ne tür bir kaza?
Quel genre d'accident?
Hangisiymiş? - Bilmiyor ama kayıt odasına göre 1999'daki bir kaza raporunu arıyormuş.
Il ne savait pas, mais d'après les enregistrements, elle a regardé les incidents survenus en 1999.
- Neden 15 yıllık bir kaza raporunu arıyormuş?
Pourquoi regarderait-elle des incidents vieux de quinze ans?
Onun ölümünün kaza olmadığına inanıyor olmalıydı.
Elle a dû penser que sa mort était plus qu'un accident.
Ayrıca polisler bunun kaza olduğunu söyleyince neden bir anda 2 hayat birden mahvolsun ki diye düşündüm.
Et comme les flics avaient déjà dit que c'était un accident, Je me suis dit pourquoi ruiner deux vies?
- Ama kaza değildi.
Seulement, ce n'était pas un accident.
Hey, Cyrus, seninle konuşmaya gelmiştik ama ne kadar kötü bir kaza geçirdiğini bilmiyorduk.
Cyrus, nous sommes venus pour te parler, mais ne ne savions pas que tu venais d'avoir un sale accident.
Geçen seferde kaza değildi, Alison.
Ce n'étais pas un accident la dernière fois, Alison.
Kaza yaptık.
Nous avons eu un accident.
Bu kaza değil bir kaçırma.
L'accident était un enlèvement.
Kaza avukatı banka iflasından ne anlar ki?
Qu'est-ce qu'un avocat en préjudices corporels sait sur les dépôts de bilan?
- Görüyorsun ya insanlar NASCAR'a kaza görsün diye gelir.
Les gens à la NASCAR espèrent voir des crashs.
Eğer Peter onu öyle görseydi, kaza olup olmaması umrunda olmazdı. İkimiz biri ölünceye kadar peşimizden gelirdi.
Si Peter l'avait vue comme ça, que ce soit un accident ou pas, il m'aurait attaqué.
- Harika. Tamam kaza yapan pikaptan ne haber?
On a quoi sur le pickup accidenté?
Pendleton'da kaza yapıp kaçacak biri olabilir.
Il correspond au gars qui a eu un accident au camp Pendleton et s'est enfui.
Oceanside yakınlarında kaza yapmış olarak bulmuşlar.
Ouais, ils l'ont retrouvé accidenté sur, heu, Oceanside.
Pedro'nun ölümünün bir kaza olduğunu söylediler ama ben biliyorum bu kız izlemiyordu.
Ils m'ont dit que la mort de Pedro n'était qu'un accident, mais je sais que cette fille ne regardait pas.
Dört yıl önce otobüs kaza yaptı.
Il y a 4 ans, le bus de l'excursion a eu un accident.
Kafayı bulup, çalıntı bir araba sürdüğümüz ve birinin ölümüyle sonuçlanan bir kaza ama Cameron.
Un accident qui a tué quelqu'un, Cameron. On est défoncés, à bord d'une voiture volée.
Maple ile Green'in kesiştiği noktada iki araç kaza yapmış ve 22.45'e kadar temizlenmeyecek.
Il y a eu un accident sur Maple et Green, ce ne sera pas fluide avant 22 h 45.
Beşinci otobanda büyük bir kaza olmuş.
Il y a eu un gros accident.
Kaza alanından getirilen bir adamı tedavi ediyoruz.
On a un gars de l'accident sur notre table.
- Kaza yaptık.
Il y a eu un accident.
! Kaza yaptık!
On a eu un accident!
Ne yazık ki bir kaza oldu.
Je crains qu'il y ait eu un accident.
Ölümü kaza olmadığı müddetçe.
À moins que... sa mort ne soit pas accidentelle.
Kaza raporu güvenlik protokollerinin arabanın sahibi, John Woods tarafından iptal edildiğini söylüyor.
Selon le rapport, les protocoles de sécurité ont été forcés par le propriétaire du véhicule, John Woods.
Kaza yaptı.
Elle s'est écrasée.
Onun elinin altından projesini çalmaya çalışırken arkadaşın bir kaza geçirdi.
Votre ami a justement eu un accident au moment où vous vouliez lui voler son programme.
İki araçlı kaza, Doğu 17 ve Halsted kavşağı
Accident impliquant 2 voitures, 17 Ouest et Halsted.
Şu kaza raporunu bitirmem gerek.
Je dois finir ce rapport d'incident. Bien sûr.
- Elektrikle çarpılma kaza ölümlerinde en nadir olandır.
L'électrocution est une mort accidentelle très rare.
Kaza falan değildi bu.
Ce n'était pas un accident.
Wickery köprüsünde bir kaza olmuş.
Un accident au pont Wickery.
Kaza değildi.
Ce n'est pas un hasard.
- Kaza geçirdin.
- Vous avez eu un accident.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]