O beni seviyor translate French
346 parallel translation
Lort Willoughby, o beni seviyor!
Elle m'aime, Lord Willoughby!
O beni seviyor :
Elle m'aime.
O beni seviyor...
Elle m'aime.
O beni seviyor, ben de onu.
Il m'aime et je l'aime.
O beni seviyor.
Elle m'aime.
- Hayır o beni seviyor.
- Il m'aime.
Seni hiç sevmedi. O beni seviyor.
Elle ne vous a jamais aimé.
Anne, artık dayanamıyorum, o beni seviyor!
J'appellerai la police. Maman, je m'étouffais à l'usine!
Ben pek sevilmem. Ama o beni seviyor
Je ne suis pas aimé, mais il me trouve gentil.
# O beni seviyor, Ben de onu
II m'apprécie, je l'apprécie elle
O Jack'e aşık. O beni seviyor.
Elle n'aime pas jack.
Fakat o beni seviyor ve evlenmek istiyor. Terhis olur olmaz.
Mais il m'aime et veut m'épouser dès qu'il en aura l'autorisation.
O beni seviyor.
Celle qu'il aime c'est moi.
Buraya bak Dave... "Ben Sylvia'yı seviyorum ve o da beni seviyor!"
"Dave, j'aime Sylvia, et je crois que c'est réciproque!"
O beni seviyor.
Un mari qui a des soupçons veut savoir...
Kurt'u seviyorum, o da beni seviyor ve onunla evleneceğim.
Eh bien, j'aime Kurt, Kurt m'aime, et je veux l'épouser.
O da beni seviyor. Hakkımda söylenebileceklerin hepsi bu. Sadece mutlu olma şansımızın olduğunu ekleyebilirim.
Elle a l'air de m'apprécier aussi et c'est tout ce qu'on peut dire de moi, sauf que nous avons de grandes chances d'être heureux.
O da beni seviyor. Bütün bunlar çok saçma.
Mais j'aime Alice, et elle m'aime.
Bütün kızlar onun için deli oluyor, fakat o sadece beni seviyor.
Toutes les filles sont folles de lui, mais c'est moi qu'il aime.
O beni seviyor. - Ve sen buna inandın ha?
Tu le crois vraiment?
- Mae'yi seviyorum, o da beni seviyor bunu hiçbir şey değiştiremez.
- C'est fini. - Mae et moi, on s'aime et tu n'y peux rien. La loi non plus.
Benim hatam da "Tamam, o beni böyle seviyor, ben de bunu kabul edeceğim." demek oldu.
Mon erreur a été de dire : " Très bien. Elle m'aimera à sa façon.
Akhenaton'u seviyorum, o da beni sağ kolu gibi seviyor. Ama kolumda kangren varsa, kesip atardım.
J'aime Pharaon autant que mon bras droit mais s'il était gangréné, je le couperais.
Beni, San Diego'daki o kız kadar çok seviyor musun?
M'aimes-tu autant que cette fille de San Diego?
Anne, o da beni seviyor.
Il m'aime comme je l'aime!
Evet, beni o kadar seviyor ki Anne ile evleniyor.
Il m'aime tant qu'il va épouser Anne.
Hiç olmazsa o iyi biri, üstelik beni seviyor.
II est beau et bon. Et il m'aime.
Onu seviyorum ve o da beni seviyor.
Et elle m'aime.
O genç biri, defalarca gördüm onu. Beni seviyor.
- C'est un jeune homme que j'ai rencontré plusieurs fois et qui m'aime.
Beni o kadar da seviyor olamaz Joey. Çok fazla değil.
Il ne peut pas m'aimer tant que ça.
- Ve o da beni seviyor.
- Et elle m'aime. - Non!
O da beni seviyor mu?
M'aime-t-il aussi?
Size hemen söyleyeyim, ben ona aşık oldum. O da beni seviyor.
Autant vous le dire tout de suite... je suis amoureuse de lui.
"Aranızdan hanginiz beni ölümden" "koruyacak kadar seviyor?" "bana o gözlerle bakma."
Ce n'est pas mon désespoir qui doit t'effrayer, mais ma joie.
O da beni seviyor, biz evlenmek istiyoruz.
Il m'aime aussi, et nous désirons nous marier.
O kötü biri değil, en iyi arkadaşım ve beni seviyor.
Non, il n'est pas méchant! Il m'aime! N'est-ce pas que tu m'aimes?
O da beni seviyor.
Et elle m'aime.
O neden ben başarılı oldum diye beni daha az seviyor?
Alors, pourquoi doit-il m'aimer moins parce que j'ai du succès?
Burada kalacağız çünkü annem dedemi sevdiğimi biliyor o da beni seviyor ama ne zengin olacağım ne de earl. gördüğünüz gibi
"On reste parce que maman sait que j'aime grand-père et qu'il m'aime, mais je serai pas riche ni comte."
Karımı çok seviyorum. Sanırım o da beni seviyor.
J'aime ma femme et elle m'aime.
Sanırım o da beni seviyor.
Il m'aime sincèrement.
Nan'i içten seviyorum, ve o da beni seviyor ve açıkçası, bunu siz ya da başka birisi değiştiremeyecek.
J'aime Nan profondément, et elle m'aime aussi... et franchement, rien ni personne n'y changera quoi que ce soit.
Babam beni hala seviyor... yalnızca o bunu bilmiyor.
Mon père, il m'aime toujours sauf qu'il le sait pas.
Maçlarda kullanılan bir topla antrenman yaparsan, seni takdir eder. O beni her zaman takdir ediyor, baba. Çünkü seni seviyor.
L'entraîneur sait qu'il t'en fallait un réglementaire ll arrête pas de me féliciter ll t'a à la bonne :
Ama onunla tanıştım işte. Evet tanıştım ve onu seviyorum. O da beni seviyor.
Mais j'ai rencontré cet homme que j'aime et qui m'aime aussi.
O beni senden daha çok seviyor!
Il m'aime plus que toi!
- O seni seviyor! - Beni mi?
- elle vous aime!
Belki onu seviyorum ve o da beni seviyor.
Mais je crois que je l'aime et qu'il m'aime.
Ve o tutanaklarda yazan hiçbir şey bunu gösteremez. Büyükbabam beni seviyor.
Tous ces rapports ne peuvent pas le montrer... mais il m'aime.
O da beni seviyor.
Lui aussi, il m'aime.
Rosie, o hastaneden uyanıp olanları öğrendiğimde kendi kendime dedim ki ; "Tanrım, bu kadın beni ölümüne seviyor."
Quand je me suis réveillé et qu'on m'a dit ce qui s'était passé... je me suis dit : Mon Dieu... Cette femme, elle m'aime a me tuer!
o benim 717
o benim kocam 58
o benim arkadaşım 110
o benim babam 72
o benim kuzenim 20
o benim annem 47
o benim kız kardeşim 28
o benim karım 97
o benim en iyi arkadaşım 29
o benim kardeşim 80
o benim kocam 58
o benim arkadaşım 110
o benim babam 72
o benim kuzenim 20
o benim annem 47
o benim kız kardeşim 28
o benim karım 97
o benim en iyi arkadaşım 29
o benim kardeşim 80
o benimle 34
o benim dostum 56
o benim bebeğim 25
o benim kızım 63
o benim param 27
o benim oğlum 84
o benim çocuğum 22
o benim arkadaşım değil 21
o benim değil 26
o benim arabam 45
o benim dostum 56
o benim bebeğim 25
o benim kızım 63
o benim param 27
o benim oğlum 84
o benim çocuğum 22
o benim arkadaşım değil 21
o benim değil 26
o benim arabam 45