Bir şey daha vardı translate Russian
216 parallel translation
- Boşver. Devam et. - Evet, bir şey daha vardı.
- Не важно, дальше.
Ve bir şey daha vardı hayatım boyunca hissetmediğim bir şey.
И был ещё кто-то... кто-то, кого я никогда не знала за всю мою жизнь.
Başka bir şey daha vardı...
А... О, еще одна вещь, которую я точно узнал.
Bir şey daha vardı.
- Было ещё что-то другое. - Да?
Ama o mektuplarda başka bir şey daha vardı.
Но в них было ещё кое-что.
Ama başka bir şey daha vardı... daha derinde.
Здесь нечто большее.
Bir şey daha vardı, Mösyö.
Минуточку.
İhtiyacım olan bir şey daha vardı.
Мне нужна была всего одна вещь.
Üçüncü bir şey daha vardı.
- Адвокат. - Да, точно.
Peki, bir şey daha vardı.
Хорошо. Еще одно...
Sizin için mahsuru yoksa, ufak bir şey daha vardı, Sayın Valim.
- Еще минуту, губернатор. - Спокойной ночи, господа.
Onların ilişkilerinde mükemmel olan bir şey daha vardı.
В их отношениях есть некое совершенство.
Bana göre bir insanın hayatını ülkesi için feda etmeye hazır olmasından daha onur verici bir şey daha vardır.
Я убеждён,.. ... что есть лишь одна более высокая жертва, чем посвятить жизнь служению Отечеству,..
Her zaman için yapabileceğin bir şey daha vardır.
Всегда есть еще одна возможность.
Bununla beraber, yasak olan bir şey daha vardır.
Но есть ещё один запрет - негласный, однако известный всем.
Size sormak istediğim başka bir şey daha vardı!
что я хотел бы у вас спросить!
Söyleyeceğim başka bir şey daha vardı.
Есть еще кое-что, о чем я собиралась рассказать.
Aleyhime çalışan bir şey daha vardı.
Был еще один неблагоприятный фактор.
Bir şey daha vardı, neydi?
Не знаю, я, должно быть, проспала, но что оно означает?
Bir şey daha vardı.
Прошу прощения, доктор.
Gitmeden bir şey daha vardı.
И один вопрос перед уходом.
Evinle ilgili bir şey daha vardı.
И еще насчет котеджа.
Aslında bir şey daha vardı.
На самом деле, я еще кое-что хотела сказать.
Bir başkasının ölümünü görmekten daha cesaret ve gayret verici çok az şey vardır.
Ничто... так не заставляет собраться, как зрелище чужой смерти.
Kafamda bundan daha etkili bir şey vardı.
Ну, я думал про нечто немного большее.
Kirli bir mutfak, çok eski bir tava ve bir kaç şey daha vardı.
Там была грязная кухня, очень старая сковорода и несколько кастрюль.
Bak, ezik olmaktan daha kötü tek bir şey vardır. Barda, nasıl ezik... ... olduğunu anlatan adam olmak.
Единственное, что еще хуже, чем быть неудачником это рассказывать историю, о том как ты сам стал неудачником.
Bilirsin, belki de orada daha önce olmayan bir şey vardır.
Должно быть что-то, чего не было еще...
- sizinkileri görmek istiyorum - benim yok diğerlerinden daha iyi yapabildiğin bir şey mutlaka vardır
- Я хочу увидеть твой, и все. - У меня нет таланта. Нельзя так говорить.
Bir şey daha vardı.
Отлично.
İyi bir şeyler söylemeniz gerekir. Ölen şu korkunç kötü adamın hikâyesi vardır ya ; cenazesinde kimse onun hakkında söyleyecek güzel bir şey bulamaz ve sonunda biri kalkıp, "Ağabeyi daha kötüydü" der.
Есть история о том ужасном... страшном мужчине, который умер, и никто не мог сказать ничего хорошего про него... пока кто-то не встал и не сказал : "Его брат был еще хуже".
... olarak doğru olabilir, ama bundan daha doğru bir şey vardı, o da müvekkilimin bir cesetten ve tam olarak yerinden bahsetmiş olması. Doğru mu?
-... и сказал точно, как все было.
Uzay gemisine benzer bir şey vardı. Daha çok bir balona benziyordu.
Ну не то, что космический корабль, это было скорее похоже на дирижабль.
Ama Saint Charles'da Adam'ın beynini dolduran güzellik ve ve çekicilikten daha öte bir şey vardı. Öyle ki bu neredeyse nefesini kesiyordu.
Было здесь и еще кое что кроме богатства и роскоши, что сводило Адама с ума.
Tüm bunlar dışında bu sabah farkında vardığım eksik bir şey daha var.
Есть кое-что ещё, что меня заботит больше всего, что пропало этим утром.
Belki başka bir anıyı daha harekete geçirecek bir şey vardır.
Возможно что-нибудь из этого вызовет другие воспоминания.
Daha iyi yapabileceğin bir kaç şey vardı.
Есть пара вещей, которые тебе следовало сделать внимательнее.
Yolculuklarının altında yatan bir şey olduğunu biliyordu ama devam etmek için elinde sadece bir dürbün bir başka yangının daha olduğu bilgisi ve bir kağıtta yazılı iki kelime vardı.
Он знал, что за их путешествием что-то скрывается. Несмотря на то, что у него была только подзорная труба,.. ... информация о другом ужасном пожаре и два слова на клочке бумаги. "
Bir savaşı kazanmaktan daha güzel bir tek şey vardır, oğlum.
Есть лишь одна вещь, превосходящая радость от победы в бою, сын.
Ama ne yazık ki sadakatten daha güçlü bir şey vardır.
Прискорбно, но есть нечто более сильное, чем лояльность.
Yani, belki bu şeylerden daha çok acı veren bir şey vardır.
Кто знает? Может быть, есть что-то ещё больнее.
Bir şey daha vardı, Poirot.
И еще, Пуаро.
Bir şey yazmanın daha kötü yolları da vardır.
Ну а хули : не коротать же вечера, витая в облаках.
Demek ki, kasada... zarftan daha değerli bir şey vardı.
Видимо, в ячейке было то, что для него дороже конверта.
Simone, Frankie hakkında bir şey vardı. Ve biri daha.
Еще что-то сказала насчет Симоны, Фрэнки, кого-то еще.
Ve böylece giderek daha soyutlaşan bir şey bulursunuz Artarak soyutlaşıp soyutluğun en son noktasına vardılar.
И вы приходите к чему-то, что всё в большей степени абстрактно, до такой степени абстрактно, что в итоге вы попадете в царство чистой абстракции.
Deniz aşırı yerlere gitmesinden daha kötü bir şey vardı,... Micheal'ın babası 98'de vefat etti.
Это ухудшилось после того, как он уехал заграницу. И отец Майкла умер в 1998.
Gizem daha da derinleşti, çünkü Kırmızı Leke'nin etrafında her şey sorunsuz dönerken bir türbülans olduğunu keşfettik. Her gün belirip kaybolan daha küçük ölçekli yapılar vardı. Karmakarışık ve türbülanslı olmasına rağmen Kırmızı Leke varlığını devam ettirebiliyordu.
Тайны только углубляются, ведь вместо потоков, движущихся в красном пятне в одном направлении, мы увидели турбулентности и более мелкие климатические системы, ежедневно хаотично возникающие и исчезающие, но при этом красное пятно не пропадает и устойчиво держится.
Ayrıca bir kaç şey daha vardı.
Ещё кое-что настораживает.
Daha önce bunun gibi bir şey gördüğünüzü sanmıyorum ama her gemide bir tane vardır.
Ну, я не думаю, что ты видел это но это есть на каждом корабле.
İnsanların isimleri, adresleri ve tarihler vardı. Ve suç teşkil eden bir sürü şey daha yazılıydı.
Тут были имена людей, даты и адреса, вся обличающая информация.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46