Olağanüstü bir şey translate Russian
181 parallel translation
Bugün daha olağanüstü bir şey hakkında konuşacağım :
Сегодня я хочу рассказать вам о великом открытии :
Olağanüstü bir şey.
Разве не вещь? А что это?
Tamamen olağanüstü bir şey.
Это довольно экстраординарно...
" Sevgili Max, olağanüstü bir şey oldu.
Мой любимый макс! Случилось чудо.
" Sevgili Max, olağanüstü bir şey oldu.
Мой любимый Макс! Случилось чудо.
Aslına bakarsan Mary Poppins'i işe aldığından beri bu eve olağanüstü bir şey oldu gibi görünüyor.
На самом деле, с тех пор как ты нанял Мэри Поппинс, в доме происходят удивительные вещи.
Bir tanesinin dışında olağanüstü bir şey bulamadım.
Я не нашел ничего необычного, за одним исключением.
- Olağanüstü bir şey yoktu.
Горящие кусты, голоса?
Bakın, olağanüstü bir şey olduğunun farkındayım... ve belki ben...
Слушайте, Снаут. Я понимаю, что произошло нечто чрезвычайное, и...
Olağanüstü bir şey görürsen, ben ya da Sartorius'tan başkasını, aklınızı kaybetmemeye çalışın.
Если увидите нечто необычное, держите себя в руках... - Что увижу?
Başka bir boyuttan gelen, çok özel müşterilerimiz için, olağanüstü bir şey yapmak için uyandırıldık.
Ќас разбудили, чтобы мы выполнили только один необычный заказ дл € Е особых клиентов из другого измерени €.
Olağanüstü bir şey.
Удивительно.
Europa'da olağanüstü bir şey oldu.
Нечто экстраординарное случилось на Европе.
Olağanüstü bir şey olacak.
Что то экстраординарное должно случиться.
Bu gün burada olağanüstü bir şey mi yaptım?
Разве я сделал что-то необычное сегодня?
Bugün anne ve babamın, Beckett'lerin, 40. evlilik yıl dönümü. Olağanüstü bir şey değil mi?
Ceгoдня 40-гoдoвщинa cвaдьбы мoиx poдитeлeй.
Tanrım, olağanüstü bir şey.
Боже, это потрясающе.
Bu harika, olağanüstü bir şey.
Это чудесно, это замечательно.
Gözleri ki bazıları güzel buluyor, Ben olağanüstü bir şey görmedim.
А уж ее глаза, которые, как я слышала, называли прекрасными, никогда не замечала в них чего-то необычного.
Bu şey herşeyi çözen olağanüstü bir şey değil. Bu alet size gerçeği paketleyip veremez.
Эта штука не какая-то "дэус экс машина", - способ развязки запутанного дела.
Bilmiyorum, çok karışık hissediyorum, ama bu olağanüstü bir şey.
Но это создаёт такое напряжение и неудобство. Мне этого не понять.
- Ne oldu Angel? - Olağanüstü bir şey.
- Что такое, Энджел?
Bu olağanüstü bir şey.
Потрясающе.
Ve sanıyorum sonunda... o nihai adımı atmamızı sağlayacak olan olağanüstü bir şey olmalı.
И я считаю, что в конце концов мы ждем чего-то необычного от отношений.
Olağanüstü bir şey yok.
Ничего особенного.
Bugün kütüphanede olağanüstü bir şey buldum.
Сегодня в Лондонской библиотеке я нашел нечто невероятное.
Dawson, olağanüstü bir şey bu!
Доусон, это невероятно.
Arkadaşlar, bu olağanüstü bir şey ve sözlerle ifade edemeyeceğim kadar çok duygulandım ama...
Ребята, это удивительно. И это... я так тронут, у меня слов нет, но... Но?
Olağanüstü bir şey yapmak istiyorum.
Смерть должна быть зрелищной.
Lex dinle, gerçekten olağanüstü bir şey oldu.
Лекс послушай. Случилось кое-что действительно экстраординарное.
Ya olağanüstü bir şey istiyorsam?
Если я хочу чего-то необычного?
- Ve olağanüstü bir şey yapıyor.
И тогда он поступил оригинально.
Bir öğrenci olarak böylesine olağanüstü bir şeyi keşfetmenin ne kadar heyecan verici bir şey olabileceğini anlıyorum.
Очень волнительно думать, что раскрыл нечто потрясающее.
- Olağanüstü bir şey.
Отличная вещь.
Bunu bilmiyor olabilirsiniz... ama hukukta olağanüstü hal denen bir şey vardır.
Вы можете не знать этого Но в законе есть то, что называется форс-мажорные обстоятельства.
Olağanüstü, cennet gibi bir şey. Sonra da sadece günah çıkarıyorsun.
Это абсолютный рай!
Açığa kavuşturmaya çalıştığım şey de ; yok olma tehlikesi altındaki bir türü içi doldurulmuş hayvanla temsil ederek ekolojik bir protestoda bulunmak kendi içinde olağanüstü bir çelişki yaratıyor.
Но я пытаюсь донести до вас, что использовать чучело зверя как символ видов, которым грозит исчезновение, как экологический протест - в высшей степени неуместно.
Nil nehri kokuyordu ve at sinekleri gerçekten büyüktü olağanüstü gerçekten olağanüstü ee, Selma'da Mısır'dan hiç hoşlanmamıştı bir deve ona tükürdü ah evet, çok zor bir şey.
От Нила воняет, а слепни там огромные. Чудесно, просто чудесно. Сельме тоже не понравилось в Египте.
Olağanüstü bir şey.
- Если удастся разогнать субатомные частицы дo сверхсветовых скоростей..
Bunun olağanüstü ve güzel bir şey olduğunu söyledin.
Ты говоришь, что это было невероятно, прекрасно.
Şey olağanüstü bir adam olmalı.
Ну... Наверное, он был удивительным человеком.
Ve şimdi güçlerimin olağanüstü bir gösterisi olarak size muhteşem bir şey göstereceğim.
И теперь, экстраординарный показ моих возможностей, Я покажу Вам кое-что столь изумительное.
Bunlar olağanüstü... rüyada olmak gibi bir şey.
Они просто обворожительны, как будто оказываешься во сне.
Bir oyun. "Olağanüstü, Olağanüstü" adında çok modern bir şey.
- Что? Пьеса - что-то очень современное, то что они называли удивительным зрелищем.
Tıpkı senin söylediğin gibi : Ben hâlâ bundan daha olağanüstü... bir şey arıyorum.
Прямо как ты говорил : я все еще ищу кого-то, самого подходящего человека.
Elinizde ise koca bir hiçlik kalıyor. Hiçlik ise, olağanüstü güç kazandıran bir çıkış noktası. Çünkü bir şey yaratmak için önce bir hiçliğe ihtiyacınız vardır.
И вы остаётесь ни с чем, и ничто - это чрезвычайно мощное место, в котором вы находитесь, потому что только из ничего вы можете создать и из этого "ничто" люди способны создать жизнь, позволяющую им сотворить себя.
Seminerlerimde açıkladığım üzere bu sahnede olağanüstü olan şey Echo'nun Narcissus'u belli bir şekilde tuzağa düşürmesidir.
И что является необычным в этой сцене, которую я исследовал на своих семинарах, так это момент, когда Эхо заманивает Нарцисса на определённый путь.
Yaptığımız şey eski bir ağaç parçası almak... ve tüm dünyanın görmesi için onu olağanüstü bir altına dönüştürmek.
Всё что мы сделали, так это взяли старый сук и превратили его для всего мира в великолепное золото.
Gerçekten de Tayland'da, yeniyle gelenekselin birleştiği olağanüstü doğu batı karışımını bundan iyi sembolize eden başka bir şey yoktur.
Характерное для Таиланда удивительное слияние традиций и новаций Востока и Запада, ничто не иллюстрирует лучше чем это.
Ayrıca göstereceğiz ki olağanüstü çabalarına ve Emily'ye duyduğu içten sevgiye rağmen Emily Rose'un ölümünü engellemek için yapabileceği bir şey yoktu.
И мы докажем, что несмотря на все усилия и его искреннюю любовь к Эмили что он ничего не смог бы сделать, что бы предотвратить смерть Эмили Роуз.
Olağanüstü bir şey olmazsa.
Если ничего не случится.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46