English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / Onu bulamıyorum

Onu bulamıyorum translate Russian

219 parallel translation
Onu bulamıyorum.
Я не могу найти его.
"Üzgünüm, onu bulamıyorum." O ikiyüzlü...
"Я не могу найти его". Чтоб тебя черти забрали!
Onu bulamıyorum.
Нет... Я... Я не могу ее найти.
Ama onu bulamıyorum.
Но я не могу найти Амтора.
Onu bulamıyorum.
Я пока не нашёл её. Она работает в каком-то ночном клубе.
- Bilmiyorum. Onu bulamıyorum.
Танкреди, Анджелика!
- Onu bulamıyorum.
- Ее нигде нет.
Bebek. Onu bulamıyorum.
Кукла, я не могу её найти.
Ama onu bulamıyorum.
Но прижать его невозможно
Onu bulamıyorum.
И не могу его найти.
Öyleydi ama şimdi onu bulamıyorum.
Никак не могу его найти. Куда же он делся?
Onu bulamıyorum...
Нет его, нет...
Onu bulamıyorum ; ama eğer NOC listesinin bende olduğunu öğrenirse o beni bulacaktır.
Мне его не найти, но когда он узнает, что список у меня... сам ко мне придёт.
- Benim de Devon'la buluşmam gerekiyordu, ama onu bulamıyorum görünen o ki bir grupta çalmanın ona kaytarma hakkı verdiğini düşünüyor.
- А я должна встретиться с Дэвоном, но его не видно. Как будто то, что он в группе, дает ему право не явиться.
Onu bulamıyorum.
Я не могу его найти.
Onu bulamıyorum.
Не могу её найти.
Onu bulamıyorum.
Не могу найти.
Onu kovacaktım, ama şimdi onu bulamıyorum.
Я хотел его уволить, но не могу найти.
Ama şu an, onu bulamıyorum.
Но теперь я не могу его найти.
- Onu bulamıyorum.
- Я не могу найти его.
Onu bulamıyorum.
Он куда-то пропал.
Onu bulamıyorum.
Его нигде нет.
Onu bulamıyorum.
- Мне его не найти.
- Onu bulamıyorum.
- Не могу найти!
Her şeyi kaybettim. Hırsız her şeyi çaldı ve ben onu bulamıyorum.
Столько-то вор унес, столько-то нужно заплатить за поимку.
Babanı evden kovdum, şimdide nerede olduğunu bilmiyorum, onu bulamıyorum!
Я выгнала твоего отца и теперь не знаю, где он!
Onu bulamıyorum. Hoşça kal.
Что-то не отзывается, пока.
Evet, iyiyim. Sadece onu bulamıyorum.
- Да, со мной все хорошо, просто... я не могу ее найти.
Senin kurnaz kadının bu davayı çözdü ve şimdi onu bulamıyorum.
Эта твоя хитрая кокетка распутала дело, а я теперь не могу ее найти.
Onu bulamıyorum...
Я не вижу свою сумку...
Onu bulamıyorum.
Я не могу найти её.
Onu bulamıyorum
Я не могу его найти.
Şu anda onu bulamıyorum, herhalde bir yere gitmiş.
Я не могу найти ее прямо сейчас, похоже, она ушла.
Hiçbir yerde onu bulamıyorum.
Я нигде не могу его найти.
Bu sabah saat 5 : 00 te beni yataktan kovdu. Sonra Meredith'le kız kıza konuşma yaptılar, ve şimdi onu bulamıyorum. Benim stajyerim olması gerekiyordu.
первое, она выгнала меня из постели в 5 утра мол у неё разговор с Мередит и сейчас я не могу найти её она должна быть моим интерном
- Onu bulamıyorum.
Миа, нет. - Не могу найти ее...
Onu bulamıyorum.
Не могу его найти.
Onu bulamıyorum.
Не могу его разыскать.
Sizin aptallığınızdan bulamıyorum onu... Onun peşindeyim diye sizi unuttum sanıyorsunuz.
Просто вы все - дураки... думаете, что меня интересует только Иван, а про вас я забыл.
Onu uyandıramıyorum ve Sarah'ı bulamıyorum.
Я не могу его разбудить. Я не могу найти Сару.
Onu bulamıyorum.
Я нигде не могу его найти.
Evet, onu bulamıyorum.
Да.
Onu hiçbir yerde bulamıyorum!
Я просто не могу его найти!
Ve onu, hiçbir yerde bulamıyorum.
Я нигде не могу его найти.
Onu hiçbir yerde bulamıyorum.
Я не могу найти его.
Geceleri onu arıyorum ama bulamıyorum, ya da başka birini buluyorum ama beni etkilemiyor.
Ночью я ищу её и не нахожу. Или нахожу другую, но она меня не трогает.
Onu servis edecek ilginç şekiller bulamıyorum. Artık almayacağım.
У меня закончились интересные способы, как её подавать, я больше не покупаю свинину.
Onu hiçbir yerde bulamıyorum!
Я не могу ее нигде найти!
Eun Jung yok oldu! Onu hiçbir yerde bulamıyorum!
Тот человек...
Oh, onu durduracak bir yol bulamıyorum.
Ну, я даже не знаю как его остановить.
Bulamıyorum sanırım onu bir yere koydum.
О, я не могу его найти.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]