English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ U ] / Uzun bir zaman

Uzun bir zaman translate Russian

1,484 parallel translation
Akıl sağlığım düzelene kadar beklediler, ki bu uzun bir zaman aldı, o yüzden...
Они дождались, пока разум мой очистится и затем сказали...
Çok uzun bir zaman.
Так долго.
Uzun bir zaman.
Давно.
18 yıl beklemek için uzun bir zaman.
18 лет слишком много для ожидания.
Uzun bir zaman Roma'da uyanmak zorunda kalacağım sanırım.
Для этого мне надо просыпаться много, много раз.
Üç yıl uzun bir zaman.
Знаете, три года – это большой срок.
Pisliği temizlemek için çok uzun bir zaman.
Много времени прошло чтобы привести все в порядок.
Uzun bir zaman.
Долго...
30 Eylül mü? Bir aydan uzun bir zaman bu.
До 30 сентября - это же больше месяца!
Çok uzun bir zaman yürüdüm ve artık yürüyemediğimde otostop çektim.
Я довольно долго шел, а когда сил больше не было - я остановил машину.
25 yıl, uzun bir zaman.Geçen süreyi nasıl telafi ederim bilmiyorum.
25 лет, это много времени. Я не знаю, смогу ли я наверстать его с тобой.
Yakında Senato tarafından yargılanmak için götürüleceksin. ve büyük ihtimalle bir hücrede çok uzun bir zaman geçireceksin. Aynı bunun gibi.
Скоро ты предстанешь перед судом сената и, скорее всего, проведёшь много времени в камере, вроде этой.
İyimser araştırmacılar, ekonomik krizin nihayet bitiyor olduğunu öngörseler de mali konularda uzmanlardan yükselen sesler, Amerikalıların tekrar mışıl mışıl uyumaları için uzun bir zaman gerektiğini belirtiyor.
В то время как некоторые наиболее оптимистические аналитики предсказывают что экономический кризис наконец заканчивается этот финансовы голос власти считает что пройдет еще много времени перед тем как американцы смогут снова спать спокойно
Darwin ise, gözün gelişiminin....... çok uzun bir zaman sürecinde gerçekleştiği fikrini savunuyordu.
Дарвин, в свою очередь, утверждал, что глаз развивался, становясь все более сложным, в течение длительного времени.
Bu da onları kötü yapar. Hapiste çok uzun bir zaman geçirmiş.
Он долгое время был в тюрьме.
Sonsuzluk uzun bir zaman.
"Вечно" — это очень долго.
Birlikte uzandığımızdan beri uzun bir zaman geçti.
С тех пор как мы были вместе - да, да.
Uzun süre yalnız başına bırakıldığınızda delirme gibi bir önceliğinizin olduğu zaman aralığı vardır.
А если это остается в голове слишком долго,... не удивительно и сойти с ума.
Uzun zaman önce hapse gitmeyi beklerken ona bir söz vermiştim.
Давно, когда я ожидал тюремного срока я сделал обещание.
Uzun zaman önce İmparator'un sarayındaki genç bir muhafız okçu olmak istemiş.
Давным-давно... юный стражник Императорского Дворца хотел стать лучником.
Bu uzun zaman önce kaybolmuş kötü bir ruh.
Это дух кого-то, кто не упокоился много лет назад.
O uzun zaman önce yazdığım bir şeydi.
Это я давно написал.
Bu çok uzun bir zaman.
Это долгий срок.
Bir şeyler yapmayalı uzun zaman oldu. İşe yaramaz şeylerle uğraşıp duruyorum.
Мне уже давно не доводилось ломать над чем-либо голову.
Uzun zaman önce Almanya'da yaşanan eğlenceli bir gecenin neticesi.
Результат моего пребывания в Германии.
Bu uzun zaman önceydi. Yıllardır bir desteye dokunmadım.
Это было давным-давно, я уже много лет не касался колоды.
Bir de bakıyorsun, uzun zaman olmuş ve... Geri gitsek iyi olacak.
Неожиданно понимаешь, что прошло много времени и... может нам стоит вернуться?
Erkek erkeğe bir şeyler yapmayalı uzun zaman oldu.
Мы слишком давно не занимались серьезными мужскими делами, знаешь?
Sana uzun zaman önce söylemem gereken bir şey.
Что-то, что я должен был сказать давным-давно.
Bunu, uzun zamandır size vermek istiyordum.. Ama ben.. Bir türlü, doğru zamanı yakalayamamıştım.
I've been meaning to give this to you for a while now... but I, uh, could never find the right moment.
Böyle bir iltifat almayalı çok uzun zaman oldu.
Я уже давно не слышала таких комплиментов.
Ama uzun bir kurtarma konusunda endişeleriniz zaman hareketli yaşam tarzınıza müdahale?
Но вас беспокоит долгое восстановление время вмешательства с вашей активный образ жизни?
Uzun bir yoldan geldim. Bu sürenin onun için harcadığım en uzun zaman olduğunu fark ettim.
Пока я ехал сюда, я подумал, что должен был уделять ей больше времени.
Uzun zamandır senin Arathorn için hislerini düşündüğümde hayali bir tutkudan başka birşey yok. ve onlardan zamanında vazgeçebilirdin. sonunda etrafını gördün.
Я всегда считал, что твои чувства к Араторну - лишь мимолётная прихоть, и что придёт время, когда ты наконец очнёшься от них и, в конце концов, оглядишься вокруг себя.
Artık bana bebek muamelesi yapmayı kesip, neler olduğunu anlatmanızın zamanı geldi. Bu uzun bir hikaye.
И думаю, самое время перестать обращаться со мной как с ребенком и рассказать уже, что происходит.
Şu an bir şansımız olabilir. Carla ile uzun zaman çalıştım.
Суть не в том, чтобы свалить из гаража.
Bir arkadaşım olmayalı o kadar uzun zaman oldu ki.
У меня так давно не было друга.
Çok uzun zaman önce, geceleri ortaya çıkan Flüelen Gölü'nün kıyısında bisiklet süren bir adam varmış.
Давным давно, ночью, был человек, катающийся на велосипеде вокруг озера Флуелен.
Uzun zaman ölen bir adam hakkında.
Он был о человеке, который умер давным-давно.
Hapiste uzun zaman geçirdiniz. Bir kısmında beni düşündüğünüze eminim.
Вы провели много времени в тюрьме, и держу пари, все это время думали обо мне.
Bir sen hiç bir zaman bir haftadan uzun süren bir ilişki içinde olmadın.
И мне не очень нравится что здесь происходит. Во-первых, у тебя никогда не было отношений больше недели.
Buchan, kimi zaman uzun cevap veriyor, sonra başka biri, Slasher Jack, faklı bir teori söylüyor.
Бакэн даёт обширный ответ, потом пишет кто-то ещё, Slasher Jack, другую теорию -
Yaşayan bir hastayı tedavi etmeyeli epey uzun zaman olmuştu.
Давненько я не занимался живыми пациентами.
Uzun zaman oldu ama buz kraliçesinin kasasına girmenin bir yolunu bulabilirim.
Что ж, мы давно не встречались, но думаю, я смогу проникнуть в сокровищницу Снежной королевы.
Uzun zaman önce bir şeye başlamıştım...
Уолтер, просто - - просто успокойся.
Uzun zaman önce bir şeye başlamıştım.
Я начал что-то очень давно,
- Oyunculuk işinde benim kadar... uzun zaman geçirdiğinde her şeyin bir döngüde ilerlediğini görürsün. Bazen işler iyi gider, bazen kötü.
- Когда проводишь столько же лет в актерском деле, как я, начинаешь замечать, что все движется по кругу.
Umarım... zaman zaman, asil varlığının huzurunda olma şerefine erişirim. Ve her şeye kadir Tanrı'dan ona, uzun ve sağlıklı bir yaşam dilerim.
я надеюсь хотя бы иногда наслаждаться его присутствием и умоляю Всевышнего даровать ему долгую жизнь и здоровье.
Ne yazık ki önceki müdür bir kazaya uğradı. Bunu ayarlamak uzun zaman aldı tabii.
Боюсь, предыдущая начальница попала в кое-какой несчастный случай, на организацию которого пришлось потратить немало времени.
Bazen düşünüyorum da, bir Zaman Lordu çok uzun yaşıyor.
Иногда я думаю, что Повелитель Времени живёт слишком долго.
Bir araya gelmeyeli uzun zaman olmuştu.
Прошло много времени, с тех пор как они были вместе.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]