O zaman ne tradutor Russo
6,510 parallel translation
O zaman ne olacak?
Что тогда?
Eğer bu bir Solano olmak değilse o zaman ne olmak bilmiyorum.
Если это не значит быть Солано, тогда я не знаю, что это такое.
Ve sıçrama sonra, o zaman ne olacak?
А после прыжка, что потом?
O zaman ne görüyorsun?
Тогда что вы видите?
- O zaman ne görüyorsun.
- Тогда что вы видите?
O zaman ne oldu?
И что же произошло?
O zaman ne yapacağım?
Что тогда?
O zaman ne bileyim, ikinciye "Kusura bakma, bilet sahibini buldu." dersin.
Тогда, не знаю. Скажешь второй, "Прости, билетик ушёл."
- O zaman ne yapmak istiyorsun?
А кем ты хочешь быть?
Peki Tyrell anlarsa, o zaman ne yapar?
Но что, если Тайрэлл узнает? Что он предпримет?
Tamam o zaman ne bulduysan razıyım.
Хорошо, тогда, я буду этим пользоваться.
O zaman ne anlam ifade ettiklerini bilmiyorsun.
Тогда ты не понимаешь их значения.
O zaman ne kadar?
Сколько тогда?
- Bunlar ne o zaman?
— А это тогда что?
Ne konuşacağız o zaman?
О чем мы будем разговаривать?
Sorun ne o zaman?
Ну...
- Ne oldu o zaman?
Тогда какого черта произошло?
Ne istiyorsun o zaman?
Так чего ты хочешь?
Ne yapmamız gerekiyor, o zaman?
- Здесь люди отдыхают от цивилизации.
- Ne yapalım o zaman?
- И что теперь?
O zaman bu ne işti?
Что это было?
O zaman sorun ne?
Тогда что?
O zaman tüm bunlar ne için?
Тогда на кой чёрт всё это?
Hayatın ne kadar acımasız olduğunu ilk kez o zaman anlamıştım. Bir şey için ne kadar yatırım yaparsan yap başka birinin hatası yüzünden bütün emeklerin boşa gidebiliyor.
Первый раз осознал, насколько несправедлива жизнь, когда столько времени вложил во что-то, и все может просто исчезнуть из-за чужой ошибки.
Ne istiyorsun o zaman?
Тогда чего ты хочешь?
O aşamaya ne zaman geliriz?
Где эта грань?
- O zaman onunla alakanız ne?
— Тогда зачем вы о ней печётесь?
Bununla ne halt yiyor o zaman?
Что он, черт возьми, собирается с этим делать?
Ne o zaman?
Что тогда?
O zaman... ne, bu kadar mı?
Так... что, это всё?
O zaman birlikte yapmaya ne dersin?
Может, тогда займемся им вместе?
O zaman birlikte yapmaya ne dersin?
Может, тогда займёмся им вместе?
Ama o günlerde ne zaman kendisi sihirli genç oldu, sadece onun çürüyen kalıntıları korumalı, ama onun ruhunun önemli bir kıvılcım, vücudu ayrıntılı lahit enshrined oldu Bir cüruf özenle bakılan gibi, onun yaşam gücü alevlendirmek için yeterli
Но в те дни, когда магия ещё была в зарождении своём, её тело было заложено в изощрённый саркофаг, где хранились не только её гниющие останки, но и жизненная искра её души, тщательно оберегаемая как зола, чтобы пробуждать в ней силу жизни снова и снова, и снова.
Ha, o zaman için ne isterseniz dikkatli olun?
Тогда аккуратней с желаниями.
- Ne o zaman?
Тогда о чём?
O'na ne zaman ve nasıl yardım edebileceğine sadece sen karar verebilirsin.
Лишь тебе решать как и когда помочь им.
Alice'in adını bulmak, kim olduğunu öğrenmek, benim yaptığım bu. O zaman bunun neden bu kadar önemli olduğunu konuşalım. - Ve bu sana ne hissettiriyor?
Выясняю имя Элис, пытаюсь узнать, кто она... это то, что я делаю ну, давай поговорим, почему это так важно и что ты чувствуешь при этом?
- Sorun ne o zaman?
Так в чём тогда большая проблема?
O zaman o arabada ne işi vardı?
Тогда что она делала в той машине?
Ne zaman kirlense, o da söylerdi...
Напоминала, если требовался ремонт.
Sen konuşmak istemezken o seni aradı. ve sen ne zaman istedin bu defa o sustu.
названивала, когда говорить с ней не хотелось, и пропадала, когда нужно было поговорить.
'O yüzden sana diyorum ki...'ne zaman aynaya baksan'çirkin, şişman, fahişe birinin sana baktığını göreceksin.
Поэтому я скажу всё начистоту... Никто в этом мире не знает, какая ты сука, но если ты подойдёшь к зеркалу, то увидишь в нём только жирную шлюху.
'O yüzden sana diyorum ki,'ne zaman aynaya baksan'şişman, çirkin, fahişe birinin sana baktığını göreceksin.
Поэтому я скажу всё начистоту... Никто в мире не знает, какая ты сука, но если ты подойдёшь к зеркалу, то увидишь в нём только жирную шлюху.
Ne zaman istersem o zaman giderim.
Я могу... могу пойти куда захочу.
O zaman eğlenmek için ne yapardınız?
Веселился же ты как-то?
- O zaman avukat olsana. - Ne?
Ну тогда и стал бы юристом.
O zaman bu akşam Geon Woo'nun restoranına gitmeye ne dersin?
Тогда сходим сегодня в ресторан Кон У?
O zaman söyle bana. Ne hoşuna gider?
Тогда скажи, что ты хочешь.
Ve ne zaman ben ona alternatif bir araç kiralamasını önerdim. O bu şartları beğenmedi.
Я предложил ему в аренду другой автомобиль, но ему не понравились условия.
Artık ne kadar zamanım kaldıysa, o zamanı ailemin açlık çekmesini izleyerek geçiremem.
Я не хочу в последние минуты смотреть, как моя семья голодает.
Komiktir ki, hiçbir zaman o cümleyi bitirmezler ama biz her zaman ne olduğunu anlarız.
Забавно, они никогда не заканчивают это предложение, но мы всегда знаем, что они имеют в виду.
o zaman neden 38
o zaman ne olacak 49
o zaman ne yapacaksın 18
o zaman ne yapacağız 24
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zaman ne olacak 49
o zaman ne yapacaksın 18
o zaman ne yapacağız 24
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zamana dek 17
o zaman anlaştık 30
o zaman gidelim 30
o zaman tamam 23
o zaman sorun ne 36
o zamana kadar 114
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zamana dek 17
o zaman anlaştık 30
o zaman gidelim 30
o zaman tamam 23
o zaman sorun ne 36
o zamana kadar 114
o zaman başlayalım 18
o zaman acele et 18
o zamana değin 24
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
o zaman acele et 18
o zamana değin 24
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63