Nereden bileceksin Çeviri İspanyolca
514 parallel translation
Frieda, sen nereden bileceksin?
Frieda, tú no lo sabes.
- Nereden bileceksin.
- ¿ Cómo lo sabrás?
- Nereden bileceksin ki?
- ¿ Qué sabrás tú?
- Nereden bileceksin, hiç gitmemişsin.
- No podría. Nunca ha estado allí.
Peki bulursan o olduğunu nereden bileceksin?
¿ Y cómo espera reconocerla si se tropieza con ella?
Seni, vücudunda tek sinir olmayan sağlıklı Polak! Kaygı duymanın nasıl bir şey olduğunu nereden bileceksin ki!
Tú, saludable polo, sin nervios ¿ cómo puedes saber lo que es la ansiedad?
Sen nereden bileceksin ki?
- Y tú, ¿ qué sabes?
Sen nereden bileceksin?
¿ Qué estás diciendo? ¡ Qué!
Nereden bileceksin?
¿ Cómo ibas a saberlo tú?
Nasıl olduğumu nereden bileceksin. Hakkımda soru sormuyorsun ki.
¿ Cómo sabes cómo soy, si no me preguntas nada?
Nereden bileceksin?
Eso nunca se sabe.
- Sen nereden bileceksin ki? Hayatın boyunca oğullarınla bir kez olsun oynadın mı?
¿ Jugaste con tus hijos alguna vez en tu vida?
Orada olmalı. Sütçünün yerini nereden bileceksin.
Espera, por favor. ¿ Qué sabrás dónde está la lechería?
Kendine bir bak. Ne olacağını nereden bileceksin?
Mírate, Barrabàs. ¿ Cómo puedes tú ver u oír lo que ha de venir?
Hangisini keseceğini ya da çekeceğini nereden bileceksin. Araştırmalar gösteriyor ki... bir kadının orgazmı % 99 beyinde gerçekleşiyormuş. Artı.
Quién sabe qué cable cruzar o cortar...
Ruhu boğa güreşçisi olmak tutkusuyla yanan bir çocuğun ne kadar sefalet çektiğini sen nereden bileceksin.
¿ Cómo puedes imaginarte lo que sufre un chaval para ser torero, que le reconcome el alma el deseo de ser torero?
Sen nereden bileceksin ki, Pallas?
¡ Qué sabrás tú, Pallas!
Servetini kazanmanı beklersem, paran için peşinde olmadığımı nereden bileceksin diye düşündüm.
Pensé que si esperaba que hicieras una fortuna... ¿ cómo sabrías que no quería tu dinero?
Sen nereden bileceksin, hayatım?
¿ Cómo sabes tú eso?
Sen nereden bileceksin?
¿ Cómo lo sabes?
- Sen Brixton'ı nereden bileceksin.
- ¿ Qué sabes de Brixton?
Ne çektiğimi nereden bileceksin? Sabahın 5'inde kalkıp Paris'e uç 12'de Old Vic'e içmeye git bütün gün basın ve TV röportajlarında ter dök 10'da eve dönüp bir İskoç futbolcunun öldürülmesine adı karışmış eşcinsel nemfomanyak bir uyuşturucu bağımlısıyla uğraş!
Qué sabes tú de levantarse a las cinco de la mañana para... volar a París, volver al Old Vic para tomar unas copas a las doce... pasarse el día con entrevistas para la prensa, para la televisión... y volver aquí a las diez para pelearte con el problema... de un ninfómano homosexual drogadicto involucrado en el... asesinato ritual de un famoso futbolista escocés?
Otelde olacağımı nereden bileceksin?
No sabías que yo estaría en el hotel.
Aah, nereden bileceksin ki.
No, nunca lo adivinarás.
Sen nereden bileceksin?
¿ Cómo lo sabrías?
Teröristlerin ne yapacağını nereden bileceksin?
Nunca se sabe con los terroristas.
Bir tiyatro oyunu hazırlarken verilen emeği sen nereden bileceksin?
¿ Qué sabrás de la sangre y el sudor que se invierten en una producción?
Senden olduğunu nereden bileceksin?
¿ Cómo sabrás que es tuyo?
Duymazlarsa nereden bileceksin?
¿ Cómo la conocerán si no la escuchan?
Nereden bileceksin?
¿ Cómo lo sabes?
İyi olup olmadığını nereden bileceksin?
¿ Cómo sabes si tú eres bueno?
Nereden bileceksin?
¿ Y qué?
- Nereden bileceksin ki.
- Claro, no lo puedes saber.
- Sen nereden bileceksin?
¿ Qué dices?
Benim edepsiz bir ihtiyar olmadığımı nereden bileceksin.
No sabes si soy un viejo verde.
- Ne anlamadığımı nereden bileceksin?
- ¿ Por qué no lo puedo entender?
Nereden bileceksin böyle olacağını? Nereden bileceksin...
¿ Cómo iba a saberlo yo?
Sen nereden bileceksin?
¿ Y usted qué sabe?
- Sen nereden bileceksin ki?
¿ Cómo diablos lo saben?
- Sen nereden bileceksin?
- ¿ Estaba usted allí?
Nereden bileceksin?
¡ Qué vas a saber...!
Yalan makinesinden geçerse, doğru mu söylüyor nereden bileceksin?
¿ Y si pasa el polígrafo? ¿ Cómo sabrás si miente?
Peki David olduğunu nereden bileceksin?
¿ Cómo sabes que no era David?
- Nereden bileceksin?
¿ Como sabes?
Nereden bileceksin ki?
¿ Tú qué sabes?
Nereden bileceksin, belki de onu seversin. Etrafına bakmazsan...
¿ Cómo sabes que te gusta, si no miras?
- Sen nereden bileceksin!
- ¡ Y Ud. qué sabe!
Nereden bileceksin ki?
Bueno, ¿ quién lo diría?
Nereden geldiğini sen bileceksin.
Usted deveria saber de donde ella es.
Ne zaman öleceğimi nereden bileceksin?
¿ Cómo sabrás cuándo voy a morir?
Nereden bileceksin ki!
- Sí.
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyim ben 198
neredeyse 363
neredeyse bitti 135
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyim ben 198
neredeyse 363
neredeyse bitti 135