English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Içeri girdim

Içeri girdim Çeviri Portekizce

458 parallel translation
Doğrudan içeri girdim.
Meti-me bem na boca do lobo.
Binayı dolaştım ve pencereden içeri girdim.
Eu dei uma volta pela casa e entrei pela janela.
Çok tuhaf, içeri girdim, orada durdum ve senin burada oturduğunu gördüm.
É engraçado que entrei e vi-te sentada ali.
Dinle O'Brien, tekrar içeri girdim.
Voltei a entrar.
Sonra içeri girdim, ve kaçtım.
Aproveitei a ocasião, e estou fora.
Siz gittikten sonra, bira içmeye gittim. Eve geldiğimde, direk içeri girdim.
Quando saiu, fui tomar uma cerveja, e quando voltei, entrei no banheiro.
Çitten içeri girdim... ve kesilecek odun aradım ama hiçbir şey göremedim.
Entrei na cerca... e olhei à volta à procura de alguma lenha para rachar, mas não vi nada.
Ben de peşinden içeri girdim... ve kapıya baktım ve tamir gerektirmiyordu.
Eu fui atrás dela... e olhei para a porta, e pareceu-me que estava boa.
- Ne borcu? Birkaç el içeri girdim.
- O que queres dizer com isso?
- Bir saniyeliğine içeri girdim.
- Peço desculpa. Entrei, por um instante.
Ama kapıdan yanan ışığı görüyordum. O zaman içeri girdim...
Então entrei e encontrei-o.
Ben içeri girdim ve sen bana teşekkür ettin.
Eu entrei e você agradeceu-me.
Camdan içeri girdim.
Depois entrei pela janela da frente.
- "Olur" diyerek içeri girdim.
- Sim? Disse que sim e entrei.
Bir köpek saldırdı, kapı açıktı ve içeri girdim.
A porta estava aberta e fui atacada por um cão!
Büyük bir oda. Yangın çıkışından içeri girdim.
Alguém a pôs lá para eu parecer culpado.
Doğruca içeri girdim- -
Eu entrei...
Dışarıda yanan ışık falan göremedim o yüzden içeri girdim.
A luz não estava ligada. Por isso, entrei.
Dişlerimin arasına gül sıkıştırıp, çatıya tırmanmıştım. Bir ip sallandırdım ve pencereden içeri girdim.
Subi ao telhado com uma rosa entre os meus dentes, atei uma corda e entrei pela janela aberta.
Şimdi korumalar kahve molası verdiklerinde ya da dinlenirlerken içeri girdim ve alarm çalışmadı.
Enquanto os guardas estavam reunidos a beber café ou o que quer que fazem, eu entrei e o alarme não soou.
Üzgünüm. Kendim içeri girdim.
Desculpa, não estava cá ninguém.
Kapısını vurup içeri girdim.
Apenas bati à porta e entrei.
Kapıyı kırıp içeri girdim ve gazeteleri aldım.
Entrei à força e tirei uns jornais.
Ben içeri girdim!
Entrei!
Arabayı bırakmak için eve gittim. ... ve birkaç dakikalığına içeri girdim.
Parei em casa para deixar o carro e entrei por uns minutos.
Evde yoksun sandım, ben de içeri girdim.
Fui entrando porque achei que não estavas.
Kapı açıktı, ben de içeri girdim.
A porta estava aberta, por isso entrei.
Şey, sakince içeri girdim ve günaydın bu bir soygun dedim.
Bem, entrei lá descontraidamente e disse Bom dia, isto é um assalto.
İçeri girdim bile.
Já entrei, não?
İçeri girdim.
Eu entro.
İçeri henüz girdim.
Acabei de chegar.
İçeri girdim, yoktu.
O conserje me abriu. Não estava.
İçeri girdim...
Entrei...
İçeri girdim ve onu gördüm.
Entrei e lá estava ele.
İçeri girdim, ve işi de kaptım.
E consegui o emprego.
Bu gün evden dışarı çıktı mı? Üzgünüm, içeri yeni girdim.
- Desculpe, mas acabei de chegar.
İçeri girdim, onu buldum ve tepsiyi bıraktım, dediğim gibi.
Eu cheguei e encontrei-a e deixei cair a bandeja, como lhe disse.
Şey, sanırım uğura ihtiyacım vardı. İçeri girdim.
Bem, como me parecia precisar de sorte, entrei.
İçeri girdim ve uyuyakaldım.
Eu cheguei acabei a adormecendo.
İçeri girdim ve ben...
Entrei e...
Sonraki kapıda durdum. Bir puro aldım, adamın kibriti yoktu, müziği duydum. İçeri girdim, kibrit bulacağımı sanıyordum.
Parei aqui ao lado, comprei um charuto, o tipo não tinha fósforos, ouvi a música e entrei para pedir um fósforo.
"bu herifte iş var." İçeri girdim... ve tanıştık. ona bas gitar çaldığımı söyledim. Hemen gidip bir bas ayarladım kendime ve takılmaya başladık.
Disse-lhe que tocava guitarra-baixo, peguei numa e começámos a tocar.
İçeri girdim, seninkine şöyle bir baktım, iyi görünmüyordu ben de biraz değiştirsem fena olmaz diye düşündüm.
Li o teu, não me pareceu bem... e decidi retocá-lo.
İçeri girdim, merhaba bile demeden kız gelip sürtünmeye başladı.
Entrei lá dentro, ela aparece-me sem sequer dizer olá e começa logo a roçar-se contra mim.
İçeri girdim ve onu bu malları yerleştirirken yakaladım.
Vi este tipo a pôr-me aquilo na minha gaveta.
İçeri girdim, ve...
Entrei e zás!
İçeri girdim, değil mi?
Entrei, não entrei?
İçeri girdim ve Chris'ten niçin hoşlandığımı düşündüm.
Fui para dentro e pensei no que me tinha atraído para o Chris.
İçeri girdim, işedim ve çıktım.
Eu entro e vou urinar. Eu saio.
"Adama bir peni verir misiniz, bayan?" - İçeri girdim.
Entrei.
İçeri girdim, çünkü orada bir çocuk vardı.
Entrei porque estava lá um miúdo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]